Rusya Cephesi GAMZE ERBİL

ABD'nin "Soğuk Savaş açılımı" Rusya tarafından da kabul gördü. Sosyalizm döneminin herşeyini tüketmek için yoğun bir çaba içinde olsa da, hâlâ ciddi bir diplomatik birikimi bulunan, "süper güçler" arası ilişkiler raconunu bilen Rusya'nın bu meydan okumayı başka türlü karşılaması beklenemezdi zaten. Ama öte yandan, Rusya'nın da bu açılımı "dört gözle beklediği" çünkü yeni durumda daha avantajlı bir pozisyonu tuttuğu yorumları yapılıyor.

Rusya'nın ABD'nin gerilimi "tırmandırma" ve kışkırtma politikalarına verdiği kararlı yanıt, yalnızca askeri yetkililerin açıklamalarında değil, son olarak Devlet Başkanı Dmitry Medvedev'in "dış politikanın beş ilkesi" konulu konuşmasında da içerilmiş oldu.

Medvedev, kendisinin bağlı kalacağı bu beş ilkenin ilkinin uluslararası hukukun üstünlüğü olduğunu söyledi. İkinci olarak, dünyanın çok kutuplu olması gerektiğini ve tek kutupluluğun kabul edilemez olduğunu belirtti. Rusya'nın hiçbir ülkeyle ihtilaf yaşamak istemediğini, kendi vatandaşlarının ve malvarlıklarının daima korunacağını ve son olarak da kimi dost ülkelerdeki çıkarlarını da önemsediklerini vurguladı. Her biri kendi başına uzun değerlendirmelere konu olabilecek bu başlıkların kesin ve net bir mesaj taşıyanı "tek kutupluluk kabul edilemez" maddesi. Görünen o ki, Rusya kendine özgü bir diplomasi diliyle farklı bir güç odağı olmanın yolunu yapıyor. Ancak, bu "kutbun" neyin karşısında neyi temsil edeceği kritik ve ayrıca ele alınması gereken bir sorun...

***

Geçtiğimiz günlerde, askeri yetkililerin keskin ve kısmen ölçülü açıklamalarının yanında, eski ordu yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar da Rus diplomasisine renk kattı. Karadeniz'deki NATO deniz gücüyle ilgili değerlendirmeler yapan eski bir donanma komutanı bu gücü "savaşmaya değmez" olarak niteledikten sonra, Rusya'nın 10 gemilik bu gücü 20 dakika içinde yok edebilecek kapasitede olduğunu söyledi. (Bu arada, Karadeniz'de "boy gösteren" NATO gemilerinin dördü Türk gemisi!) Rus general, "ilk saldıran biz olmayacağız" nezaketini ihmal etmezken, "onlar da intihar etmeye meraklı görünmüyor" diyerek durumu özetlemiş oldu.

Rusya'nın Karadeniz'deki konumuna ilişkin, son krizin beklenenin aksine, Moskova'nın elini rahatlattığı değerlendirmesi yapılıyor. Rusya Ukrayna ile sorunlu ilişkileri nedeniyle Donanması'nın Sivastopol'da yaşayabileceği olası sıkıntıları Sukhumi ve Poti'ye doğrudan yerleşerek aşmış oldu.

Enerji ve boru hatları meselelerine ilişkin tartışmalar bölge ülkeleri ve müttefiklikleri üzerinden yeniden ele alınıyor. Rusya bir dizi coğrafyadan "çekilmiş" durumda olsa da, mevcut ilişkilerini konsolide ettiğinde ABD merkezli projelerin bir çoğunu sabote edebilir hale geliyor. Orta Asya ülkelerinden Kazakistan ABD'nin önemli hedeflerinden ve bu son krizde Rusya ile ilişkileri sağlamlaştı. Şanghay İşbirliği Örgütü çerçevesinde Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Çin'le temaslarını yoğunlaştıran Rusya, son diplomatik hamlesine hatırı sayılır destekçiler kazandı. Bir başka sağlam müttefiki Belarus. Belarus ile Rusya'nın zaten yakın olan ilişkilerinin ortak hava savunma sahası oluşturmayı içeren güvenlik anlaşmasıyla "taçlandırılacağı" söyleniyor.

Suriye ile krizin ardından gerçekleştirilen diplomasi, bu konuda önceden hazırlık yapıldığını düşündürecek kadar "stratejik" başlıkları içeriyordu. Bir süredir gündemde olan Suriye'nin limanlarından yararlanma başlığı bu kez Rusya'nın ABD karşısındaki bir diğer kozu olarak masadaydı.

Rusya'nın "İran sorununda Batı'nın kendisine ihtiyacı olduğu" şeklindeki hatırlatması da bunlara eklenmeli. İran'ın, Gürcistan'ın çekildiği Şangay İşbirliği Örgütü'ne eşit bir üye olarak katılması, İran ve Rusya arasında stratejik bir güvenlik işbirliği anlaşmasının kapıda olduğu... Anlaşmanın İran'da Rusya'nın iki üs kurmasını içerebileceği belirtiliyor.

Son olarak Küba ile askeri işbirliğinin yeniden gözden geçirilmesi için görüşmelerin başlatılacağından da bahsediliyor. Tüm bunlar son günlerde medyaya yansıyan kısa haber başlıklarından "seçmeler"... Dağınık... Yorumsuz...