Kırgızistan’da bir şey oldu

Kırgızistan’ın Sovyet döneminde Frunze olan ve kapitalistleşme sürecinde yeniden imparatorluk dönemi ismine dönen başkenti Bişkek dün bir iktidar değişikliğine sahne oldu. Sovyetler Birliği’nin yıkılışından sonraki dönemde 2005 yılında bir “lale devrimi” gösterisinin yaşandığı Kırgızistan, zorlu ekonomik ve siyasi koşullar nedeniyle uzun süredir yönetilememe sorunları yaşıyordu. Ancak ülkenin konumunu kritik hale getiren “jeostratejik” nedenlerin, bu iktidar değişikliklerinde iç dinamikleri güncel güç dengeleri yönünde belirlediğini saptayabiliriz. 2005 iktidar değişikliği, ABD’nin Özbekistan’dan kovulduğu ve Afganistan operasyonları için Kırgızistan’daki üs konumunu sağlamlaştırma ihtiyacının belirdiği bir döneme denk gelmişti.

Mevcut tabloda ise, Rusya’nın Kırgızistan’da şimdilik “başarılı” görünen bir operasyon yaptığı anlaşılıyor.

376. Hava Sefer Filosu sözcüsü ABD’li Binbaşı Rickardo Bodden, “Operasyonel güvenlik gerekçesiyle personelimiz ve techizatımızın korunmasına ilişkin detayları tartışmayacağız” diyor.

ABD’nin Kırgızistan’daki Manas üssünün durumuna dair detaylardan bahsediyoruz. Kırgızistan haberleri biraz bulanık geliyor, çünkü ciddi bir karışıklık var. Bu bulanıklığın içinden Manas üssünün kapatıldığı haberini ayırt edebiliyoruz. Şimdilik “geçici olarak”…

Öte yandan Kırgızistan hava sahasını kapattı, bunu Türkiye’deki kaynaklardan da biliyoruz.

Manas üssü, 2009 Şubat ayında yine kapatılmanın eşiğine gelmişti. ABD yönetimi ciddi bir maliyetle bu krizi atlattı ve Kırgızistan, hem ABD ve hem Rusya üslerine ev sahipliği yapma niteliğine sahip eşsiz bir ülke haline geldi. Dünkü kargaşanın ardından devrilen Kurman Bakiyev yönetiminin böyle ilginç bir özelliği vardı. Herhalde devrilmesi kaçınılmazdı denebilir.

Elbette bu tuhaf denklemin üzerine yükseldiği nesnel koşulları da ihmal etmemek gerekiyor.

1991’de “bağımsızlığını” ilan eden Kırgızistan sınırlı petrol, gaz ve altın kaynağına sahip. Ülke enerji kaynaklarında dışa bağımlı, yoksulluk ciddi bir sorun.

2005 yılında seçim yolsuzluğu, yoksulluk ve yolsuzluk suçlamaları sonucu iktidardan uzaklaştırılan Devlet Başkanı Askar Akayev’in yerine geçen Kurmanbek Bakiyev, ne yoksulluk ne de yolsuzluk sorunlarına çare bulurken, ülkenin kritik kaynaklarını kendi aile çevresine dağıtma yolunu izlemişti. Ülkenin elektrik şirketinin Bakiyev ailesi tarafından yağmalanmakta olduğu bir dönemde, faturaların yüzde 200 artması ve bir dizi başka birikmiş “maliyet” dünkü kalkışmanın taban dinamizmini oluşturuyordu.

Üssün hikayesine dönelim:
Manas üssü 14 Temmuz’dan bu yana yeni ismiyle faaliyet gösteriyordu: Geçiş Merkezi. Bunun anlamı da, Kırgızistan’ın tüm hava sahası ve yollarının tümden ABD savunma bakanlığının kullanımına açılmış olmasıydı. Bilindiği gibi, Obama dönemi Afganistan öncelikli bir coğrafya haline gelince, bölgeye büyük bir sevkiyat da kaçınılmaz olmuştu. ABD’nin Afganistan’a ulaşabilmek için kullandığı kritik yollardan biri de – özellikle Özbekistan’daki üs olanaklarını yitirdiğinden beri – Kırgızistan güzergahı. Manas üssünün geçen ay, tarihinde bir rekor kırarak 50 bin kişilik birliklerin sevkiyatına sahne olduğu söyleniyor.

ABD yönetimi geçen yılki krizden sonra Kırgızistan yönetimine yaptığı ödemeleri ciddi oranda arttırmıştı. Yaz dönemindeki anlaşmayla birlikte, üs kirası üç ayda bir 60 milyon dolar olarak belirlendi. Daha önce, yıllık miktar 17,4 milyon dolardı.

ABD yönetimi, Kırgızistan’a üs bakım giderleri, yol vs. inşaatları, uyuşturucuyla mücadele, terörle mücadele gibi gerekçelerle de nakit yardım yapmayı sürdürüyor. Tabii, Kırgız ordusunun ABD üssünde eğitim almış olmaları ve ABD tarafından silahlandırılıyor olmaları da ihmal edilmemeli. Son gösterilerde sahne alan “güvenlik güçlerinin” ABD’nin eğittiği ve silahlandırdığı birlikler olduğu söyleniyor.
Manas üssü için yaz aylarında yapılan düzenlemeden sonra, geçen ay yeni bir planın gündeme geldiği, üssün “terörle mücadele merkezi” olarak yeniden düzenlenmesinin planlandığı belirtiliyor. Bunun Rusya’nın canını sıktığı da.

***

Dünkü gelişmeler sürerken ABD’nin ısrarlı ve gülünç bir şekilde “hukuk düzeni”nden bahsetmesi, akşam saatlerinde gelen Bakiyev’in kaçtığı yönündeki haberlere karşın, Washington’un “Kırgız yönetiminin iktidarda olduğuna inandığı” yönündeki açıklamaları… Bunlar Kırgızistan’daki iktidar değişikliğinden ABD’nin hoşnut olmadığının işaretleri.

Öte yanda ise, dünkü gösteriler öncesi Moskova’dan dönerek önce havaalanında tutuklanan, sonra ise, “devlet başkanı ile görüşme” yapacağını söyleyen ancak Bakiyev kaçtığı için muhatap bulamayan muhalefet liderleri tablosu var. Yine Rusya’nın “halk muhalefetine dokunulmaması” çağrısı, muhalefeti haklı bulan açıklamaları ve son olarak Putin’in “bu olayların Rusya ile ilgisi yoktur” yönündeki açıklamaları da Rusya’nın konumuna dair fikir veriyor.

Bu yazılanlardan düz sonuçlar çıkartmamak gerekiyor. Manas üssünün derhal kapatılması, Kırgızistan’ın hemen bir Rusya eyaleti haline gelmesi, vs. beklenmeyebilir. Ancak, kesin olan ABD-Rusya dengesinde kartların yeniden karıldığı ve başka bir dizi coğrafyayı da ilgilendiren bir şekilde pazarlığın koşullarının değiştiğidir.