Karanlık Dünyada Siyah ve Beyaz GAMZE ERBİL

ABD dış politikasının emperyalist niteliği seçim atmosferinden neredeyse hiç etkilenmeden kendisini gösteriyor. Zaten bu başlık söz konusu olduğunda başkan adaylarının "dış politikası"ndan değil, kendilerini "dış politikaya uydurmalarından" bahsediliyor.

ABD Irak'ın sömürgeleştirilmesi sürecini tamamlama konusunda kritik adımlar atıyor stratejik "güvenlik" anlaşmasının imzalanması konusundaki hamleler, petrol tekellerinin Irak'a dönüşünün zemininin temizlenmesi gibi gelişmeler yaşanıyor... Afganistan ile boru hattı anlaşması imzalanıyor... Siyah bir başkan adayının büyük "değişim" gerçekleştireceğinden bahsedilirken, ironik bir biçimde ABD "siyah" Afrika'da komutanlık oluşturuyor...

***

Irak'ı sömürgeleştirme anlaşması olarak görülen ABD'nin Irak'ta kalma koşullarını belirleyecek olan "güvenlik" anlaşması ile ilgili gerilim devam ediyor. Daha önce bazı haber ve yorum yazılarında anlatıldığı gibi bu kez ABD ve kukla hükümeti karşı karşıya gelmiş durumda. ABD ise bildik yöntemleriyle sorunu çözme kararlılığında. Son olarak kukla hükümetin başbakanı Nuri El Maliki'nin aşiretinin yaşadığı kasabaya dönük büyük bir saldırı gerçekleştirildi. Maliki'nin akrabalarından birinin de öldürüldüğü Canaca kasabasına yönelik saldırı, ağırlıklı olarak ABD jetleri ve helikopterlerinin hamleleriyle gerçekleşti. Maliki'nin sonradan haberdar olduğu saldırıyla ilgili Amerikan kaynakları, "yanlış istihbarat sonucu gerçekleştirilen bir kaza" olduğu açıklaması yaptılar. Dünya artık bu üslubu biliyor: Maliki'nin burnu sürtüldü ve ağır biçimde tehdit edilmiş oldu.

Alçaklığının ve korkaklığının derecesine bağlı olarak anlaşmayı imzalama konusunda yol alacaktır.
Diğer yandan bir süredir "hukuki prosedürü" netleştirilemeyen petrol yasası ile ilgili tıkanıklık sürerken geçen hafta büyük petrol tekelleri, Irak'ın kukla hükümeti ile görüşmelere başladı.
İhalesiz bir şekilde Irak'ın petrol kaynaklarını işletmek için ülkeye "geri dönen" şirketler Exxon-Mobil, Shell, BP, Total ve Chevron gibi tekeller. Bunlar, 1972'de Saddam Hüseyin yönetiminin petrolü "millileştirmesi" sonrasında Irak'a veda etmek zorunda kalmışlardı.

Irak İngiliz sömürgesi olduğu dönemdekine benzer bir anlaşmayı bu kez ABD ile imzalamaya zorlanırken, petrolünü de o zamanlar olduğu gibi emperyalist tekellerin eline teslim etmeye hazırlanıyor.

***

Afganistan'ın 8 milyar dolar değerinde ve 1680 km uzunluğunda bir boru hattı projesi için anlaşma imzaladığı söyleniyor. Boru hattının Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPI) güzergahını izlemesi planlanıyor. Başlangıçta doğal gaz akışı için planlanan hattın, bir süre sonra Hazar havzası petrolleri için de kullanılmasının tasarlandığı belirtiliyor.

Hatırlanacağı gibi bu proje, 1998'de ABD'li UNOCAL firmasının projesiydi. ABD'nin Taliban'dan desteğini kesmesine neden olacak şekilde gerçekleştirilememiş olan projeden bir süredir kimse bahsetmiyordu. Ancak, Afganistan'ın devlet başkanlığına getirilen Hamid Karzai'nin zamanında UNOCAL'ın yetkilisi olarak görev yaptığı hatırlanırsa, bir süreklilik olduğu kabul edilecektir.

***

Üzerinde durulmaya değer bir diğer başlık ise, ABD'nin Afrika'da kurmayı planladığı yeni komutanlık. ABD Başkanı Bush'un geçen yılın şubat ayında, "Afrika'nın artan stratejik önemi" nedeniyle kurulması emrini verdiği yeni komutanlık için hazırlıklar yoğunlaşmış durumda. "Afrika'nın artan stratejik önemi" ise, ABD petrol şirketlerinin Afrika'da yoğunlaşan faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Bir süredir ciddi bir yağma ve kapışma alanı olarak öne çıkan Afrika ülkeleri, şiddetli emperyalist müdahalelerden payını zaten alıyor. Şimdi ise, ABD'nin CENTCOM ve EUCOM gibi (Ortadoğu ve Avrupa'daki komutanlıklar) bir de AFRICOM'u olacak ve Afrika'daki emperyalist saldırganlık daha "seri" hale getirilecek.

Hali hazırda Almanya'da faaliyet göseren komutanlığın bu yıl içinde Afrika kıtasına konuşlandırılması tasarlanıyor ABD'nin Afrika'da üslenmeyi düşündüğü yerler ise Gabon kıyılarındaki Sao Tome adası, Senegal, Gana ve Mali olarak görülüyor.

ABD siyah başkanını seçmeye hazırlanırken, siyah kıtayı sömürgeleştirme adımlarını da hızlandırıyor.