Küba: Beklenen Değişimler ERNESTO GOMEZ ABASCAL

Başkan Fidel Castro'nun rahatsızlanmasından itibaren bir çok basın kuruluşu, kimileri ülkemin tarihi gerçeğini bilmeksizin kimileriyse sağlıksız ve bazı çıkarlara dayanan arzularını dile getirmek istercesine Küba için olası değişimler hakkında kurgular üretmeye başladılar.

Ülkemin tarihini bilen herkes, Küba'nın son yarım yüzyılda en çok değişimin yaşandığı ülkelerden biri olduğu görüşünü paylaşacaktır.

- Sınırlı bir egemenlikle, bağımlı bir cumhuriyetten, uluslararası sahnede kendi sesini yükseltebilen bağımsız bir ülke konumuna geçtik. Hatta bugün, Bağlantısızlar Hareketi'nin başkanlığını yürütüyoruz.

- Kamu hazinesini soyan hırsız hükümetlerle darbecilerin ardı ardına geldiği tükenmiş ve yolsuzluklara boğulmuş bir siyasi sistemden, ayrıcalıklı grupların değil halkın çıkarlarını temsil eden, halkın içinden gelen bir hükümetin olduğu bir düzene geçildi.

- Cehaletin ve okuma-yazması olmayanların çok yüksek oranlarda olduğu bir toplumdan, herkesin okur-yazar olduğu, tüm çocukların en az dokuzuncu sınıfa kadar öğrenim gördüğü, nüfusa oranla en çok öğretmene, aynı zamanda en çok öğrenci ve üniversite mezununa sahip, dünyanın en kültürlü toplumlarından birine dönüştük. Çocuklarımızın tamamı, yüzde 100'ü okula gitmektedir. Eğitim, halkın kazanılmış bir hakkıdır ve tümüyle parasızdır. Ayrıca, diğer halklara da yardım ediyoruz. Üçüncü Dünya ülkelerindeki milyonlarca insan, Kübalı öğretmenler ve onların geliştirdiği yöntemlerle okuma-yazma öğreniyor.

- Küba'nın en gelişkin ve tümüyle parasız bir halk sağlığı sistemine sahip olduğu tüm dünya tarafından kabul edilmektedir. Bu önemli değişim de yaşam ömrünün 50 yaş olduğu dönemlerde mevcut olan sağlıksızlıkla karşılaştırıldığında çok anlamlı olmaktadır. Bugün ise yaşam ömründe, Latin Amerika'nın en yüksek yaş oranına, 80 yaşa ulaşılmıştır. Çocuk ölüm oranı ise 2006 yılında, canlı doğumlarda sadece binde 5,3 oranındadır. Bu, ABD'nin çocuk ölüm oranından çok daha düşüktür. Her 154 vatandaşa bir doktor düşmektedir ve ayrıca, 25 bini aşkın doktorumuz da diğer ülkelerde dayanışma görevlerini yerine getirmektedir. Son iki yıl içerisinde, Latin Amerika'da yarım milyonu aşkın kişi, parasız olarak Kübalı hekimlerin gerçekleştirdiği göz ameliyatını olmuştur.

- İşsizlik oranının çok yüksek olduğu bir ülkeden, tüm halkın istihdam edildiği bir ülke konuma geçtik. Toprak sahibi olmayan çiftçilerin her birinin toprak sahibi olması sağladık. Hiçbir hakkı tanınmayan kadınlara tam eşitlik sağlayarak bugün parlamentonun yüzde 36'sını kadınların oluşturduğu bir duruma geldik. Nüfusun yüzde 33'ünün melez ya da zenci olmasından ötürü ayrımcılığa uğradığı bir düzenden ırk ayrımının bütünüyle ortadan kaldırıldığı bir düzene geçtik. Kaderine terk edilen yaşlılar, artık tüm vatandaşları koruyan sosyal güvenlik sisteminin himayesi altındadır.

Bu makaleyi daha uzatacak detaylar üzerinde çok durmayacağım. Aslında ülkemi spor, sanat, bilimsel gelişim ve diğer alanlarda önemli bir yere getiren kritik değişimleri birbiri ardına sıralayabilirdim.

Tabii ki, gelecekte değişimler olacaktır. Çünkü bizler asla değişimi gerçekleştirmekten vazgeçmedik. Ama, ABD yönetiminin ya da ideolojik sebeplerden veya sadece satın alındıkları için Amerika'yla hem fikir olan diğerlerinin arzuladıkları yönde değil.

Tabii ki Küba, mükemmele erişmiş durumda değildir. Hiç şüphe yoktur ki, daha bunun çok uzağındayız. Ama Üçüncü Dünya'nın küçük bir ülkesi olarak ulaştığımız başarılar ve gerçekleştirdiğimiz değişimlerden ötürü gurur duymaktayız. Özellikle de 45 yılı aşkın bir süredir, bizi yaklaşık 80 milyar dolar zarara uğratan, güçlü basın organlarını kullanarak giriştikleri daimi karalama kampanyası da dahil olmak üzere, her türlü terörist ve saldırgan eylemle bizlere düşmanca davranan ve bu şekilde davranmaya da devam eden, dünyanın en büyük gücü tarafından uygulanan ekonomik abluka göz önüne alındığında.

İçeride de aşılması gereken bazı eksiklikler mevcuttur. Ulusal Meclis'in son oturumunda, işleyişlerinin iyileştirilmesi gereken ekonominin bazı sektörlerine ilişkin eleştirel bir analiz yapılmıştır. Ama bunları, bizler tartışıyoruz ve yine bizler düzelteceğiz. Elbette, yabancı menfaatler için uygulanan ekonomik politikalarla değil.

Değişimler olacaktır, ama bunlar halkın çıkarlarına cevap verecek değişimler olacaktır. Bizleri yeniden yarı sömürge haline dönüştürmek üzere dışarıdan uygulatmak istedikleri ilkeler değil daima sosyal adalet ve ulusal bağımsızlık ilkeleri izlenecektir. Küba halkı, onurunu savunacaktır, hatta kıtanın diğer kardeş ülkelerinin yeni bir yolda ilerlemeye karar verdikleri şu dönemde çok daha fazla savunacaktır.

Küba imparatorluğun 150 kilometre uzağında olmasına rağmen başarıyla direnmenin, ulusal bağımsızlığı muhafaza etmenin, halkın büyük sosyal sorunlarını çözmenin ve öncelikle ulusal çıkarlara cevap veren bir ekonomi geliştirmenin mümkün olduğunu göstermeye devam edecektir.