Rus uçağı ve egemen sınıfın iktidarı

Osmanlı egemenlerinden bu yana Rusya ile ilişkiler müthiş bir diplomatik cambazlık alanı olagelmiştir.

Üç yüz yıl kadar önce siyasi birliğini sağlayan, büyük bir nüfusu ve kaynakları yöneten Rus devleti doğal olarak güneye gözünü dikmiş ve orada Osmanlı’yı bulmuştur. Fransız ve İngilizler ise Rusya ile girdikleri ezeli rekabette Osmanlı’nın bütünlüğünü Rusya’ya karşı korumayı uzun bir süre strateji olarak belirledikleri için, Osmanlı egemenleri bu dengeye yaslanarak ayakta kalmayı öğrenmiştir.

Cumhuriyet’in kuruluşunda ve mayasında Sovyetler Birliği’nin katkısı unutulmaz. Türkiye burjuvazisi en başından beri bu dayanışmayı arkasında hissetmiş ve emperyalizme karşı manevra alanını çok genişletebilmiştir.

Öte yandan Türkiye burjuvazisi İttihat ve Terakki’den itibaren sınıfının bilincindedir ve Sovyetler Birliği derin bir ürküntü yaratmaktadır. Bir süre sonra yer yer ilham almaya devam ettiği Sovyetler Birliği’nden çarkı emperyalizme doğru kıracaktır.

Soğuk savaş döneminin stratejisinde Türkiye’nin yeri ise çok bellidir, bu NATO’ya yamanan ülkenin silahlı kuvvetleri motoru çalışır durumda ve nükleer silah taşıyan uçaklarda aralıksız nöbet tutmuştur.

Bir yandan pilotlar nükleer nöbet tutarken bir yandan Demirel gibi burjuvazinin usta siyasi aktörleri Türkiye’nin ağır sanayisini Sovyetler Birliği’ne kurduracak kadar akıllıdırlar.

Sovyetler Birliği’ndeki karşı devrimden sonra kapitalizm yeniden inşa edildi, kapitalist bir Rusya ayağa dikildi ve ABD liderliğindeki 1990 sonrası ulusal egemenlikleri yok etmeyi amaçlayan emperyalist restorasyonu sınırlarında durdurmayı başardı.

Şimdi Rusya ve Çin’in bir tarafta, diğer tarafta ise ABD liderliğindeki emperyalist bloğun olduğu iki kutuplu dünyada kıyasıya bir iktisadi, siyasi, askeri rekabet yaşanıyor.

Türkiye’ye ise emperyalist restorasyondan ne düştüğünü yaşayıp gördük. Egemenliğini ve bağımsızlığını büyük ölçüde emperyalizme devretmiş, gericiliğin karakteri olduğu, emperyalist operasyonların taşeronu bir ülkeye dönüşmesini engelleyemedik.

Buna rağmen burjuvazi Rusya ile ticari, siyasi ilişkileri yakın zamana kadar pragmatik bir zeminde sürdürdü.

Şimdi ne oldu da Rus uçağını düşürdüler?

Genel olarak Erdoğan’ın uzamış süresinin bloklar arasındaki rekabette çok daha net bir angajmanla ilişkili olduğunu tahmin ediyoruz. Çin füze sistemi alımının iptal edilmesi, ABD ile ortak sınır harekatı açıklaması bu angajmanın ürünü olmalı.

Ama bu Rus uçağını düşürmeyi de içeriyor muydu? Bunu şimdi hemen bilemeyiz.

Bir ihtimal daha olduğunu herkes fark ediyor. Bunlar sadece ve sadece tüccar, gerici ve tarihi bilmedikleri için uçağı düşürmüş olabilirler.

Tam olarak ne olduğunu anlamak için bir süre bekleyeceğiz.

Ancak bu pasif bir bekleme olmayacak.

Çünkü eğer bir ülkenin burjuvazisi usta manevralar yapabiliyorsa onu iktidardan indirmek daha zordur.

Böyle büyük hatalar yapıyorsa, büyük bir akıl yitimi yaşıyorsa, evet bir yandan ürkelim bu halkın başına getirebileceklerden, ama bir yandan hazırlanalım iktidarı almaya.

Manevra yeteneğini yitirmiş, sürekli kriz yaratan bir egemen sınıf ve işçi sınıfının küçük ama dinamik bir siyasi öncüsü.

Bu formüle dikkat.

Gelecek bu.