Meclisler ve Dolmalar

Sabah yazarı Engin Ardıç geçenlerde Birleşik Haziran Hareketi’nin Türkiye Meclisi için yerellerden temsilciler seçtiğini duyunca kendinden geçip bir tehdit savurmuş. 

Ama daha önemlisi yasalarla korunan ve arkasında devletin olduğu TBMM’yi Haziran meclislerinden kıskanmış, TBMM’yi yüceltmiş. Ardıç’ın saçma sapanlığı bir yana yazısı burjuvazinin korkusunu yansıtıyor.

Her şeyden önce emekçi halktan, onun irade göstermesinden, elini toprağa basıp ağır ağır doğrulmasından korkuyor. Haziran bu demek çünkü.

Ayrıca düzenin ayrıcalıklı payandası Millet Meclisi’nin meşruiyet yitiminden korkuyor. Bu kaygı olmasa Haziran Meclislerinden böyle ürkmezlerdi. 

Bir meşruiyet karşılaştırması yapalım:

Bir kere bizde %10 barajı yok. 

Yüzde on barajı emekçilerin siyasi temsilcileri meclise seçilmesin diye var. İşçi sınıfı için meclis TBMM kapısında gaz yemekle sınırlı. Gazda bize baraj yok, serbest.

Sermaye tarafından paraya boğulmayan bir partinin bu koşullarda meclise girmesi imkansız. Haziran meclislerine ise ayakkabını giyip gidiyorsun, o kadar. İsterse delik olsun altı.

Genel seçimlerde paranın yanı sıra basın ve televizyon desteği inanılmaz etkili oluyor. İdeolojik bombardıman burjuvazinin tekelindeki medyadan ortalığa saçılıyor. 

Bu da yetmiyor, her seçimde halka rüşvet dağıtıyorlar. Bedava dağıtılan kömürlerin Soma’da kazıldığı ortaya çıktı. Meclise seçilen milletvekillerinin arkasında öldürülmüş, öldürülecek işçilerin kazdığı kömürler var. Biz de ise işçiler yorgun ama canlı, kendileri geliyorlar meclislere. Bundan korkuyorlar.

Genel seçimlerde halk beş senede bir sandık başında beş on dakika vakit geçirir, başkaca ülkenin yönetilmesinde ona bir şey soran olmaz. Oysa bizde herkes yerel meclislerin üyesidir, kararlara ve yürütmeye katılır, seçilen bir üst meclise gider. 

2007’de TKP milletvekili adayı olmuştum, bir arkadaşımın eşi “Partiye ne kadar ödedin?” diye sormuştu da, burjuva partileri ile bizi eşitleyen bu soru karşısında ne diyeceğimi bilememiştim. Kontenjandan giren bazı milletvekilleri dışında milletvekilliği “mesleğinin” kendisi sermaye gerektirir, zengin olmayan kolayca seçilemez. 

Bizde ise niyet, ahlak ve siyasi akıl yeterlidir. Bu yüzden korkuyorlar. 

Bu eksiklik yüzünden, arkadaşları AKP tarafından esir alınmışken ve hapiste tutuluyorken AKP burunlarını sürte sürte yemin ettirdi milletvekillerine. 

Daha çok yatarlardı, “serbest” arkadaşları milletvekilicilik oynarlarken. Onları Haziran kurtardı.

Ve en nihayet Meclis neye yarar?

Bir tane emekçi halkın yararına yasa çıktığını gördünüz mü? Yasalar burjuvaziye yarar, talancıya yarar, gericilere yarar, uluslararası sermayeye yarar, emperyalizme yarar ama AKP paketlerinden bir tane emekçilerin yararı için yasa maddesi çıkmaz.

Bizde ise başımıza örülen bu beladan kurtuluşun yasaları konuşulur.

Velhasıl sonuç belli, biz kazanacağız. 

Sadece haklı ve meşru olduğumuz için değil, burjuvazinin içini oyup zift doldurduklarıyla bizi korkutamadıkları için de.