Diktatörleri kim devirmeli?

Dünyada ipler gerilmeye devam ediyor.

Şi Cinping Yeni İpekyolu’nun güzergâhında bulunan 65 ülkenin liderlerini bu Mayıs ayında Pekin’e davet etmiş, Erdoğan’dan Putin’e, adeta bir dünya zirvesi olacak.

Çin’in dünya hegemonyasına doğru attığı bu büyük adım, Londra ve Pekin arasını ticari yollarla birleştirmeyi hedefliyor. Türkiye’nin son dönemde inşa ettiği Marmaray’dan Edirne-Kars demiryoluna kadar ulaşım yollarının İpekyolu’nun parçası olacağı öngörülüyor.

Öte yandan Trump’ın Meksika ve ABD arasında duvar örmek istemesinin Çin ile Latin Amerika ülkeleri arasındaki bağların daha da güçlenmesine yol açtığından bahsediliyor.

Gerçekten ABD’nin ayağının altındaki halı hızla kayıyor, ABD emperyalizminin dünya egemenliği her tarafından dökülüyor.

Trump ve ekibinin bu kaçınılmaz gerilemeye karşı geliştirdiği iki önlem geçen hafta daha fazla yüzeye çıktı.

İlk olarak bütçe kalemleriyle nasıl oynayacaklarının ipuçlarını verdiler: ABD işçilerinin sosyal ücretlerini ve çevreyi korumak için ayrılan payı kısacaklar, fakat silahlanmaya ayrılan kalemi 50 milyar dolar civarında artıracaklar.

Trump bu şekilde –zaten ABD 650 milyar doları askeri harcamalara ayırıyor- dünyada hiçbir devletin ABD’ye yan gözle bakamayacağını söyledi.

Bu bütçe planı sağlıktan, sosyal güvenlikten ve çevreden yapılan kesintilerle ABD işçi sınıfına açık bir saldırı niteliği taşıyor, silahlanma ise bütün dünya emekçilerine yönelik bir tehdit.

Trump’ın ikinci hamlesi ise sızan bir raporla daha belirgin hale geldi. ABD bundan sonra Dünya Ticaret Örgütü’nün kurallarına uymayacak ve tek tek ülkelerin ABD ile olan ticaretini kısıtlayan önlemler alabilecek, bir vergi duvarı örebilecek. En az 75 yıldır dünya emperyalist sisteminin şefi olan ABD’nin ancak bu şekilde “bağımsızlığını” koruyabileceğini söylüyorlar.

Daha önce böyle bir önlemin Çin ekonomisine büyük bir darbe olacağını ve aslında başlı başına bir savaş kışkırtıcılığı olduğunu yazmıştık.

***

Ve şimdi Türkiye’nin bir süredir başında olan ve şu aralar daha çok Almanya tarafından sürdürülen siyasi restorasyonun bir benzeri ABD’de yaşanıyor. Trump’ın “düzen” karşıtlığından çıkarları zedelenen sermaye çevreleri Trump’ı devirmeyi deniyorlar.

Türkiye küçük bir Amerika olacaktı, şimdi ABD büyük bir Türkiye’ye benzedi. Şu çok eğlenceli haberi yakalamış olmalısınız, Trump basın toplantısına CNN ve New York Times’ı almadı. Malum bunlar orada da, burada da restorasyonun araçlarıydı.

Sermayenin bir kesimi Trump ekibinden bu sefer Adalet Bakanını Ruslarla görüştü diye düşürmeye çalışıyor.

Biz ise şunu kendi deneyimimizle çok iyi biliyoruz, bir diktatörü düşürmenin yolu kesinlikle saray darbeleri değil, emekçi halkın örgütlülüğü olmalıdır.