Birleşik Haziran Hareketi

Çok yeni olmasına rağmen Birleşik Haziran Hareketi’ni (BHH) en azından sol çevrelerde duymayan kalmadı. Yola çıkan bir hareketin önü önyargıların oluşturduğu engebelerle kaplıdır. Bu yüzden bir kez BHH’nin ne olmadığını ve sonra ne olduğunu tanımlamanın yararlı olacağını düşünüyorum.

BHH ne değildir?

BHH bu fikre öncülük eden sol parti ve çevrelerin birliği değildir. Ne siyasi olarak bir birleşme projesidir ne de örgütlü kadrolarının yan yana gelmesinden oluşacak bir harekettir.

BHH daha önce kurulan Sol Cephe ve Birleşik Muhalefet Hareketi’nin birleşmesi de değildir, Aynı ilkelere dayanmakla birlikte yeni ve daha geniş çaplı bir başlangıca sahiptir.

BHH’ye fikrine ulaşan Vişnelik tartışmaları yaklaşan genel seçimleri hiç gündemine almamıştır. BHH seçimlerin ötesinde bir ufka sahiptir.

BHH Haziran direnişine geri dönmeyi amaçlamamaktadır. Haziran örgütsüz ama kentli emekçi sınıfların kendiliğinden bir eylemiydi. Ulaştığı çap ve kitlelerin sola açık olmaları ile esin kaynağı olmayı sürdürüyor. Ancak gerek örgütsüzlüğü, gerek sermaye tarafından yönlendirilmek istenmesi, gerek geri çekilişi ile bir hedef değil, aşılması gereken bir olay olarak görülüyor.

Nedir öyleyse?

BHH eğer başarılırsa devrimci bir halk hareketinin adı olacaktır. Şu anda sol parti ve çevrelerde örgütlü olan kadroların dışında kalan geniş yığınların katılımı ve onların inisiyatif almaları ile oluşacaktır.

BHH ideolojik olarak düzen tarafından kapsanamayan ve buna karşılık tehdit edilen milyonların bir pusulaya sahip olarak geleceklerini ellerine almaları anlamına gelmektedir.

Türkiye’de kafalar çok çabuk karışır. Liberaller ve milliyetçiler yeri gelince sol adına konuşurlar. Bir halk hareketinin yolundan sapmaması için elinde bir pusulası, gök yüzünde bir kutup yıldızı olması gerekir. Bu pusula, bu parlak yıldız gericiliğe karşı ödünsüz bir aydınlanmacılık, emperyalizme karşı yurtseverlik, sömürü ve piyasaya karşı eşitlik ve faşizme karşı özgürlük mücadelesidir.

Halkımız bir tehditle karşı karşıya. Geleceksiz ve ülkesiz kalmanın, dogmaların ve cehaletin boyunduruğunda yaşamanın olasılığı AKP’nin son iktidar döneminde bir kabus gibi insanların üzerine çöküyor.

AKP bu son uzatmada emperyalizmin uluslararası savaş kokan maceralarına yedekleniyor.

AKP bir polis devleti kuruyor.

AKP yarattığı derin devletini devreye sokuyor.

AKP gericiliğin gazına sonuna kadar basıyor.

AKP’nin gönlü İŞID’e akıyor ve gericilikte İŞID’leşmenin eşiğinin ne kadar alçak ve oynak olduğunu biliyoruz.

Kendisinin ve ülkesinin kaderini eline alacak ve bir gelecek inşa edecek bir halk kendisini savunabilmelidir.

BHH tam anlamıyla budur. Bir halkın kandırılmaya şerbetli hale gelmesidir. Tek tek evlerde biriken öfkenin yan yana gelmesidir. Çaresizliğin bir mücadele iradesine dönüşmesidir.

BHH’ye halkı soyanların ve AKP işbirlikçisi olanların dışında herkes katılabilir. Yeter ki bu ülkenin ve emekçi sınıflarının kaderinin değiştirilebileceğine ilişkin bir umut olsun içimizde.