ABD’nin ticaret savaşı nereye varacak?

Tehditler havada uçuştuktan sonra dün itibariyle ticaret savaşı başladı. Savaşın ilk top atışları daha önce bahsettiğimiz gibi ABD ve Çin arasında gerçekleşti. ABD, Çin’den ithal edilen 800’den fazla ürüne %25 ek gümrük vergisi uygulamaya başladı. Çin hemen ABD’den ithal edilen ürünlere ek vergi koyarak karşılık verdi. Bu işin burada kalmayacağını ve giderek büyüyeceğini göreceğiz.

Ticaret savaşı neyi amaçlıyor ve nereye varacak, diye sormak zorundayız.

Günümüz emperyalizminde sermaye yatırımlarının ulaştığı uluslararası düzey öylesine karmaşık ve yoğun bir ağ oluşturuyor ki “Ticaret Savaşı” kadar saçma bir şey olamaz.

Örneğin, ABD kökenli tekellerin –General Motors gibi- Çin’de çok büyük yatırımları var. Dolayısıyla Çin milyarlarca dolar değerinde ABD’li şirketlerin mallarını ihraç ediyor. Aynı şekilde Çinli şirketlerin de ABD’de ve Avrupa’da giderek artan yatırımları bulunuyor. Hele ara ürünler söz konusu olduğunda kimin kime gümrük duvarı uyguladığı iyice karışıyor. Çünkü tüketime sunulan bir ürün son halini alana kadar birçok farklı ülkedeki işçilerin eli değiyor.

Bu nedenle ticaret savaşının sonuçlarını öngörmek o kadar kolay değil. İran krizini, petrol fiyatlarındaki artışı, olası bir mali çöküşün tetiklenmesini düşününce maliyeti tahmin edilemeyecek kadar büyük olabilir.

Zaten uluslararası kredilendirme kuruluşu Fitch Ratings, ticaret savaşının sonuçlarının maliyetinin 2 trilyon doları bulabileceğini öngördü. Rakam uçuk gelebilir ama yaşanacaklar rakamlara sığmıyor.

Öncelikle şunu görmeliyiz; ticaret savaşının amacı ticaret değildir.

ABD emperyalist sistemdeki 70 yılı aşan ve içinde doğduğumuz için çoğumuza ezelden beri var olan ve olmaya devam edecek gibi gözüken hegemonyasını sürdürmeye çalışıyor.

Bu hegemonyayı sürdürmenin hiyerarşik seviyeleri var.

Ve tepede bulunan seviyenin ABD’nin ticaret açığı değil, doların uluslararası başat rezerv para olarak korunması olduğu anlaşılıyor. Çünkü 1970’li yıllardan bu yana ABD sermaye sınıfı mali hegemonyayı ve paradan para kazanmanın hileli ve rezilce yollarını tercih etti. ABD hegemonyasını Wall Street operasyonları ile korudu günümüze kadar.

Ticaret savaşında sözü edilen Çin’in ileri teknoloji transferi ancak bir ara seviye olabilir. Ucuz emeğe yönelik bu kadar karşılıklı yatırım olunca doğal olarak teknoloji transferi olur.

Ama şunu unutmayalım seviyelerin en üstünde ABD’nin askeri üstünlüğü geliyor. ABD 700 milyar dolar gibi dev bir bütçeyi bu yıl askeri harcamalara ayırıyor.

İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya ve ABD arasındaki Pasifik Savaşı’nın nasıl çıktığını hatırlamalıyız:

Japon emperyalizmi komşu ülkelere karşı saldırgan ve yayılmacı, ama ABD ile askeri bir kapışmaya ise istekli değildi. 1941’de ABD çok bilinçli bir şekilde, Japonya’ya ekonomik amborgo uygulamaya başladı, mali varlığını dondurdu, Japon demir ve çeliğinin ihracatını ve Japonya’ya petrol ithalatını engelledi. ABD’nin Japon diplomatik yazışmalarındaki şifreyi çözdüğü ve zorunlu olarak savaşa sürüklendiklerini sessizce izlediği biliniyor. Pearl Harbor baskınını da muhtemelen biliyor ve istiyorlardı.

Ticaret savaşının sıcak bir savaşa dönüşme riskinin yüksek olduğunu söylemekle yetinelim.

Öte yandan ABD için günümüz 1940’lı yıllara hiç benzemiyor. Bu sadece ne kadar sanayileşse ve askerileşse de bir ada ülkesi olan Japonya’nın Çin ve Rusya’ya benzememesine dayanmıyor, başka bir şey daha var.

Şu anekdotu anlatırsam söylemek istediğim daha iyi anlaşılır:

Bir yıl önce genç bir arkadaşımla ABD’ye yolcu etmek için buluşmuştum, ona gittiği zaman sosyalist bir partiye üye olmasını önerdim. Biraz şüpheyle karşıladı, çünkü gittiği eyalet tarikatların hâkim olduğu en gerici yerlerden biriydi.

Bir yıl sonra karşılaştık. Evet, sosyalist bir partiye üye olmuştu, hatta o eyaletteki ilk üyesiydi. Peki, sonra, hâlâ tek miydi? Hayır, birçok kişi katılmıştı, ancak sorumluları başka bir eyaletten gelip gidiyordu. İnsanlar, nerede kaldınız,  sizi bekliyorduk, diye karşılıyorlarmış onları.

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bütün ezberlerinizi bozun, örgütlenin ve büyük altüst oluşa hazırlanın!