Sizi bilmem...

Kendi eliyle kazdığı çukurdan çıkıp bir kez daha kaldığı yerden başlayamaz. Herkes kaldığı yerden başlayabilir, beyaz sayfa açabilir ama o başlayamaz. Bu saatten sonra beyaz sayfa açamaz. Tarih emperyalizmin kullanılıp attığı kendi halkına ihanet eden kirli ellere beyaz sayfa açtırmaz.

Bunca yasama ve yürütme arsızlığından bunca hukuk ve yasa tanımazlıktan bunca demokrasi karşıtlığından din devleti özleminden, şeriat hayranlığından ihanetten, kışkırtmadan, işbirliğinden etnik ve mezhep ayrımcılığından bölünmeden, kopmadan insan, toprak, sınır ve bayrak kaybından yalandan yanlıştan, aşağılamadan, küfürden, hakaretten, itibarsızlaştırmadan bilim ve sanat düşmanlığından, bunca emek ve örgüt karşıtlığından sonra…

* * *

Bunca sömürüden, soygundan, vurgundan, rüşvetten, delil karartmaktan, nüfuz kullanmaktan, evrakta sahtekarlıktan, sahte evrak tanzim etmekten, dolandırıcılıktan, kalpazanlıktan ihaleye fesat karıştırdıktan, yüzlerce kez değiştirilen ihale yasasını hırsızın arsızın “kutsal kitabı” yaptıkta vergi cezalarıyla şirketler üzerinde baskı kurduktan yazılı ve görsel basını “suç ve cezalandırma” yöntemiyle baskı altına aldıktan onlarca gazeteci, yazar, bilimve düşün adamını akıldışı suçlamalarla cezaevine yolladıktan düzmece bir operasyonla komuta kademesini dağıttıktan, özellikle hava ve deniz kuvvetlerindeki tutuklamalarla silahlı kuvvetlerin savunma gücünü tahrip ettikten emperyalist yayılmacılığın tam desteğindeki İslam sermayesi katkısyla ulusculuk hesaplaşmasından Amerikan taşeronluğundan, Büyük Ortadoğu saflığından, Ortadoğu fütühatından El kaide, Nursa, İhvanı Müslim ve Hamas ağırlıklı dış ilişkilerden Sünni kayırmacığından Alevi düşmanlığından sonra…

* * *

Bunca dereyi gölü kuruttuktan, milyonlarca ağacı kestikten, kuşu-balığı, böceği- çiçeğiyle doğa tahrip ettikten tarımı sıfırladıktan, sanayiden vazgeçtikten kentleri yıkıp yağmaladıktan, rant mafyası yarattıktan bilimi, eğitimi, kültür ve sanatı “istihbarat, polis, jandarma ve yargı baskısıyla” susturduktan haber alma ve bilgi edinme hakkını dinleme ve fişlemeyle denetledikten, twitter ve You Tube gibi sosyal paylaşım sitelerini yasakladıktan üniversite öğretim üyeleri, öğrenci ve işçi gençler, kadın ve çocuklar arasında “suç ve ihanet, ceza ve linç psikolojisi” yöntemiyle baskı uyguladıktan İnanç tercihlerini sorgulayarak devlet kadrolarını doldurduktan Toplantı ve gösteri hakkını kullanan öğrenciyi, işçiyi, memuru, doktoru, mühendisi, mimarı, öğretmeni genci ve yaşlısıyla muhalif-karşıt olan herkesi “terör örgütü üyesi olmak”, “şiddet ve tahrik içerikli protesto olaylarına katılmak”, “devlet büyüklerine başbakana küfür ve hakaret etmek” gibi eylemlerle suçladıktan sonra…

* * *

Bunca yolsuzluk savına ek olarak ortaya çıkan hükümet üyesi dört bakanın ucu “ihaleye fesat karıştırma, hayali ihracat, yasadışı para transferi, vatandaşlık işlemlerinde yolsuzluk, imar usulsüzlükleri, rant yolsuzluğu, rüşvet, yerel yönetimlerin imara açmadığı arazilerin rüşvetle bakanlık üzerinden illegal olarak imara açılması, SİT alanındaki arazilerinin bakanlığın gücü kullanılarak veya rüşvet karşılığında imar ve inşaata açılması” gibi iddialarla suçlandığı Türkiye’nin bilinen en büyük yolsuzluğu yargıya ve polise yapılan baskılar, TBMM’de sergilenen komisyon oyunlarıyla ile saptırıldıktan sonra…
Sizi bilmem ama ben hırsıza hırsız, ahlaksıza ahlaksız, vicdansıza vicdansız, yobaza yobaz, alçağa alçak demeye devam edeceğim.