Halkın oyları

Arkada kalan hüznün adı seçim olduğuna göre, ülkenin siyaset erbabı artık ne olur ve mutlaka “yenildik” sözcüğünü kullanmaya başlasın. Ve elbette “yenilgi nedenleri” üzerinde konuşsun. “İyi yenildik...” demesin, “yenildik...” desin. Yüzde hesaplarına bulaşmadan, “Yüzde 45 karşısında öfkeli yüzde 55 demeden”, halkın oylarıyla “kimden değil neden yana olduğunu” olanca açıklığıyla anlatsın. Halkın yarıya yakın oyu ile sandıkta başarı sağlayan partinin programı ve kadroları açısından geleceğin ipotek altına alındığı politikalar bir kez daha geç kalmadan, münasip zaman kollamadan, sıcağı sıcağına açıklansın.

Döneme özgü
Halk, akepe’ye verdiği oylarla zorun ve paranın gücüne tapan psikolojik savaşın kumpaslarıyla siyaset yapan yolsuzluğa-hırsızlığa, soyguna-vurguna karşı çıkmayan siyaseti rüşvet-komisyon-bağış gibi yasadışı yollarla finanse eden cinayetten kara para aklamaya, uyuşturucudan her tür kaçakcılığa uzanan döneme özgü din ağırlıklı bir örgütlenmenin yeraltından yer yüzüne çıkmasına göz yuman tarz-ı siyaseti alkışlamıştır.

Halk, akepe’ye verdiği destekle hukuk tanımayan liderinin aklından geçeni kanun sayan Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere Yargıtay ve Sayıştay’ı ele geçiren HSYK’yı, savcı ve yargıçları teslim alan bağımsız yargıya müdahaleden yana olan olağanüstü yargı yollarına ve olağandışı yöntemlere başvuran özel yetkili mahkemeler kurarak doğal yargıç ilkesine aykırı davranan yolsuzluğu-hırsızlığı, soygunu-vurgunu özendiren yasalar çıkaran tarz-ı siyaseti desteklemiştir.

Hakları kısıtlayan
Halk, akepe’ye verdiği oylarla iktidarın denetimi dışındaki medyaya baskı ve sansür uygulayan medyayı baskı, gözdağı ve korku kaynaklı siyaseti kitlelere ulaştırmak için kullanan yargı kararı olmaksızın temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan tartışılması mümkün olmayan tek yanlı idari işlemlerle suç oluşturan iletişime dolaylı yasaklar getiren ifade özgürlüğünü sınırlayan resmi, heykeli, müziği, baleyi, dansı kültür ve sanattan dışlamaya kalkan tiyatroya el koyan uygulamalar yapan ve yasalar çıkaran tarzı-ı siyasetten yana olmuştur.

Halk, akepe’ye verdiği destekle eğitimde, üniversitede, orduda, poliste, yargıda, yürütmede, sendikada, dernekte, kooperatifte, vakıfta, meslek odalarında ve sivil toplum kuruluşlarında kadrolaşmaya sınır tanımayan din ve inanç ayrılığını körükleyen mülki yapıyı federatifleştiren ülke güvenliğini polise devreden toplantı ve gösteri hakkını kısıtlayan protestoyu yasaklayan tarz-ı siyasete katılmıştır.

Sınır Tanımayan
Halk, verdiği oyla bağımsızlık, ulusal egemenlik, hukukun üstünlüğü, çağdaşlık gibi kavramları dışlayan Türkiye Cumhuriyeti’ni Türkiye İslam Cumhuriyeti’ne dönüştüren yasalar çıkaran dini istismarda sınır tanımayan ilk ve orta eğitime Kuran dersi koyan, Kuran kurslarında yaş sınırını kaldıran eğitimi Said-i Nursi’nin şakirdlerine bırakan imam hatipli vali kaymakam, savcı, yargıç, polis ve subay arayışına girişen kadını aşağılayan, tesettür ve türbanı kadının iffeti sayan tarzı-ı siyaseti onaylamıştır.

Sözün kısası, “üniversite hocalarına haddini bilmez, edepsiz muhalefet partisine bereketsiz, cibiliyetsiz gazeteciye utanmaz, haddini bilmez muhalafet edene, karşı olana vicdansız, ahlaksız, adi, kepaze, namussuz, terbiyesiz, haşhaşi, vampir, sülük diyen bir akepe’liye destek vererek siyasi eğilimlerini başkaca bir açıklamaya gerek olmayacak biçimde ortaya koymuştur.

Elektiriği kesmiş, özgürlük bağımsızlık ve çağdaşlıkla bağını koparmıştır...