Faşist çapulcu alkolik...

Erbil Tuşalp'in “Faşist çapulcu alkolik...” başlıklı yazısı 04 Haziran 2013 Salı tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

(“Senli benli” de “sizli bizli” de okunabilir)

YEDİ GÜN: Siz Sayın Başbakan/Sen Recep Tayip Erdoğan, kısaca Recep Bey “Ben Başbakanım...” diyerek “istediğini yapabileceğini, dilediğini(zi) söyleyebileceğini(zi) sanıyorsan(ız) yanılıyorsun(uz).

Gün olur devran döner “Ben Başbakanım” diyenin karşısına “Ben de vatandaşıyım” diyen biri çıkar, “Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle başbakanı olmaz” der iktidar oyununu(zu) bozar.

Oyunun bozulduğunun ipuçlarını görmüyorsan(ız) gösterir, anlamıyorsan(ız) anlatır. Seni (sizi) ve arkadaşlarını(zı) o demokrasi tramvayının son durağına gönderir.

Sonun başladığını görmüyorsan(ız) son yedi günü ve son yedi günde ağzın(ız)dan çıkıp kulağını(zı)n duymadığı sözleri bir kez daha düşün(ün).

FAŞİST: Faşist’ten başlayalım. Bir “baş belası” olarak nitelendirdiğin(iz) “Twitter’dan...” gelen haberlere “sahip çıkan faşistler var” dedin(iz).

Ben faşist değilim birr. Bana faşist diyen anında payına düşen karşılığı alır ikii.

İfade özgürlüğü konusunda 2012 yılı sonunda 176 bin 247 dava açıldığını söyleyen olmadı mı? Gazeteci cezaevine çevirdiğin(iz) Türkiye’de demir kapı taş duvarların arkasında 71 gazeteci olduğunu da mı bilmiyorsun(uz)? Cezaevindeki gazeteci sayısının “bir elin parmağı kadar olduğu...” yalanını kimin söylediğini elbette biliyorsun(uz). Basın özgürlüğünün olmadığı, sansürün kurumsallaştığı bir ülkede, “Twitter’dan...” gelen haber ve yorumlara elbette sahip çıkıyorum.

ÇAPULCU: Karşısına oturduğun(uz) mesleğimizin yüz karalarından bir gazeteciye verdiği(niz) mülakatta milyonların gözünün içine baka baka “Biz birkaç çapulcunun o meydana gelip insanımızı yanlış bilgilendirmek suretiyle tahrik etmesine pabuç bırakmayız” diye efelenmen(iz), bana dizinin dibine oturduğun(uz) Hikmetyar’a ilişkin söylediğin(iz) yalan yanlış bilgileri anımsattı. Dahası karşısında el pençe divan durduğun(uz) Busch ve Obama çapulcularını anımsattı.

Taksim Gezi Park’a gelip polisin gaz ve cop saldırısına teslim olmadan sana hayır diyen arkadaşlarıma, dostlarıma ve çocuklarıma “çapulcu” diyemezsin.

Onlar çapulcu değil birr. Onlara çapulcu diyen anında payına düşen karşılığı alır ikii.

ALKOLİK: “Belki her içki içen alkolik değildir” yaklaşımına karşı hayır “alkoliktir, içkiyi içiyorsa alkoliktir. Bunun tanımı odur” diyerek beni ve yakınlarımı alkolik yaptın(ız). Ben de onlar da rakıyı da şarabı da severiz, içeriz. Sana ne?

Ama ben de onlar da alkolik değiliz birrr. Bana da onlara da alkolik diyen anında karşılığını alır ikii.

Benim arkadaşlarım dostlarımın faşist, çapulçu, alkolik olmadığımızı yediden yetmişe herkes biliyor sayın Başbakan ama senin (sizin) ne olduğunu(zu) da dünya alem biliyor.

Düşünmeyen düşer...