Eski çamlar...

ESKİ ÇAMLAR: Yüzlerce yargısız infazı, onlarca faili meçhulü görmeyen, göreni-duyanı-bileni gönlünce aşağılayan Hüseyin Çelik’ten sonra sıra demokratik laik rejime edilen hakaretleri “göğsündeki şeref madalyası” sayan, aklınca dil cambazı, din bezirganı Bülent Arınç’ta.

Kinini küfürle kusan hıncını tükürükle anlatan ham bir devlet ve siyaset adamı o. Çağdışılığın kendine özgü söylemli, kravat takmış simgesi.

Kızdığında “şeyini şey ettiğimin şeyi...” hırslandığında “tü sana tü sana...” eleştirene “hırt...”, beğenmeyene “ palavracı...” diyen, gözü yaşlı burnu sümüklü, “utanma engellisi” bir acındırma sömürgeni.

Turgut Özal’ın “askeri teftiş ederken giydiği kısa şortu öpecek” kadar densiz beden ölçülerini beğenmediği milletvekiline “bikini giyme yaşını anımsatacak” kadar dengesiz.

Olsun. Ne gam, o kimi zaman TBMM başkanı, kimi zaman hükümetin devlet bakanı. Benzer onlarca örnekle anlatılacak bir terbiye fukarası olsa da arada bir doğru şeyler de söylüyor.

Örneğin Silivri kararlarından sonra, bir hukukçu olduğunu unutup “eski çamlar bardak oldu be kardeşim...” dedi.

Küfrediyor ama adam yerden göğe kadar haklı. Bence de eski çamlar gerçekten bardak oldu.

* * *

ESKİ ÇAMLAR: Doğru, Arınç haklı. Eski çamlar bardak oldu. Yaşam artık siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel kuram ve kurullarla belirlenmiyor. İktidarın ve piyasanın yurtiçi ve yurtdışı temsilcileri ile aramıza karışan gökyüzünün vekilleri dizüstü çöküp ellerini huşu içinde kaldırıyor.

Rabbine soruyor, çalıyor. Rabbine soruyor, satıyor. Rabbine soruyor, bölüyor. Rabbine soruyor, özelleştiriyor. Rabbine soruyor, yasaklıyor. Rabbine soruyor, dövüyor. Rabbine soruyor, özelleştiriyor. Rabbine soruyor, ihaleye çıkıyor. Rabbini avukatı sanıyor.

Doğru, Arınç haklı. Gökyüzünden gelen yanıtlarla eski çamlar bardak oluyor. Hırsızlık dolandırıcılık, vurgun soygun artık olağan siyasi faaliyetten sayılıyor.

Halk “çalıyor ama çalışıyor” dedirten devlet ve siyaset adamı modelini daha çok seviyor. Taşı toprağı altın İstanbul’un soyulma öykülerini dinlerken kendinden geçiyor. Belediye Meclisi’nde 2004-2008 arası 4300 imar değişikliği yapıldı, bu sayının 2013’ün ilk altı ayında 1144’e ulaşması insanları “rant tiryakisi” yaptı. Örneğin her kapıyı açan iktidar maymuncuğu “18 Ocak 2008’de 3 trilyona alınan arsanın değerini 48 saat içinde 21 Ocak’ta 17 trilyona” çıkardı.

Tükürüyor ama adam yerden göğe kadar haklı. Bence de eski çamlar gerçekten bardak oldu.

* * *

ESKİ ÇAMLAR: Doğru, Arınç haklı. Eski çamlar bardak oldu. Bu yolun yolcuları arasında onun da “yakinen” tanıyıp sevdikleri ve hatta “saygıda kusur etmediği” dostları arkadaşları var. Takımın en hızlısı, “3 trilyonu, iki günde al takke ver külah 17 trilyon” yapan Şaban Dişli’den başlamak gerek.

Sonrası abeceye göre sıralansın, haksızlık olmasın kimse gücenmesin: Abdülkadir Aksu, Adem Baştürk, Akif Gülle, Binali Yıldırım, Haluk İpek, Hilmi Güler, Hüseyin Besli, İdris Naim Şahin, Kemal Unakıtan, Mehdi Eker, Mikail Arslan, Mir Dengir Mehmet Fırat, Mustafa Açıkalın, Mustafa Ilıcalı, Sadullah Ergin, Selami uzun, Vecdi Gönül, Zeki Ergezen, Zülfü Demirağ. Takımın kaptanı Recep Tayyip Erdoğan için 1994-2003 yılları arasında 8 yılda yapılan 84 suçlamadan sonuçlanmayan sadece 3 dosya var.

Kimin cebine ne girdi bilmiyorum ama onbir yıllık akepe’nin en çarpıcı eylemlerinden biri, iktidarın ilk günlerinde “nerden buldun” uygulamasından vazgeçilmesi ise diğeri rüşveti önlemek için hazırlanan “Siyasi Etik Sözleşmesi”nin akepe’li belediye başkanlarının direnci nedeniyle rafa kaldırılmasıydı.

“Bikini mayo” gözlemcisi ama adam yerden göğe kadar haklı. Bence de eski çamlar gerçekten bardak oldu.

* * *

ESKİ ÇAMLAR: Doğru, Arınç haklı. Eski çamlar bardak oldu. Bilinçli yoksullaştırıldığının ayırdında olmayan Türkiye halkının yarısı “erzak paketi ve kışlık kömür uğruna” yargıda, kışlada, okulda sergilenen rejim karşıtlığını alkışlıyor. Çocuklarının geleceğini, “Allah ile aldatanların” eline veriyor.

İki gündür bu köşenin ağır ağabeyleri Hüseyin ile Bülent’in ortak paydası yalan oluyor.

Hukuk devletini yıkmaktan, orduyu dağıtmaktan, okulu bozmaktan avukatı, öğretmeni, sendikacıyı, generali terörist saymaktan başka çıkar yol kalmadığı için her ikisi de tek ayak üstünde bin yalan üretiyor.