Rolêzinho ya da AVM’den özgürlük çıkar mı?

Türkiye’de direnişle iç içe geçen Haziran isyanı, Brezilya’da sembolleriyle ilham kaynağı oldu. O zamandan bu yana iki ülkedeki halk “duyguları” ve “heyecanları” benzer olsa da isyanın devamında değişkenlerin ve ülkelerin verili siyasi ve sosyolojik durumlarının farklılığı nedeniyle birbirinden uzak mecralara evirildi. Örneğin Türkiye’deki yerel seçim gündemi, sokaktaki eylem tarzını ve kitlelerin siyasi verili durumdan beklentilerini düzenlerken toplumdaki dinamizmi daha politik hale getiriyor. Türkiye’de isyan hükümet karşıtlığına konsolide olurken Brezilya’da Dünya Kupası gündemiyle, isyanın belirli belirsiz antikapitalist gündemi tekrar görünür hale geliyor. Ancak Türkiye’deki örgütlülük temeline dayalı sol refleks Brezilya’da hâlâ görünür değil. Kocaman bir antikapitalit refleks düz ve kaba bir muhalefet halinde eyleme dökülüyor. Lulizmin ya da post-Lula dönemine ilişkin en basit açıklama budur: Hızlı değişimin eşitsiz gelişimi keskinleştirdiği, solsuz, apolitik siyasi bir hareketlilik yaşayan Brezilya.

Değişimin Brezilyacası C grubu ortasınıftır. Göreceli olarak alım gücü yükselen, iş olanakları artan milyonlar, “Brezilya refahının” temsilcileri. Brezilya’da pazarın değerleri onlar için üretiliyor, onlar, Brezilya’daki popüler değerleri üretiyor. Son dönemde yaşlanan ve gündemde sık sık yer bulmaya devam eden “Rolêzinho” krizi bu hızlı değişimle birlikte toplumdaki eşitsiz gelişimi görünür kılıyor.

“Rolêzinho” serbest çeviriyle “muhabbet çevirmek” anlamına geliyor. São Pulo ve Rio de Janeiro’da, kentin yoksul mahallelerinde bile yaygınca bulunan AVM’lerde aslında favelalardan çıkan dejenere müzik ve eğlence kültürünü benimseyen ergenlik çağındaki gençlerin bir araya gelmesine “rolêzinho” deniyor. Okulu asan kızlar ve erkekler tanışıyor, kırık portekizceyle ve funk dansla zaman öldürülüyor. Kriz, Siao Pulo’daki bir AVM’de rolêzinho’nun yasaklanması ile başladı. AVM’nin gerekçesi yaşanan hırzılık vakasıydı ancak toplumda ırkçı bir müdahale olarak yer buldu ve Rolezinho yasağına karşı protesto eylemleri başladı.

Rolêzinho’ya katılan gençlerin ortak noktası taşıdıkları semboller... Brezilya’da elektronik müzik olan ve seksist sözleri ve dansıyla dikkat çeken Funky şarkıcıları ve dansçıları tarzında giyinen gençler, akıllı telefonları özgü en popüler aygıt whatsapp’ı biricik iletişim organı olarak kullanıyorlar. AVM’ler rolêzinho toplantılarının buluşma noktası çünkü lüks mağazaları ve referans oldukları zengin kesimlerin tüketim alışkanlıları gençleri buraya yönlendiriyor. Brezilya’da kent çeperindeki “şişkin” orta sınıfın en önemli özelliği bu: Yaşam standardlarına uyumsuz bir şekilde gelişen tüketim alışkanlığı ve sınıf atlama beklentisi... Cep telefonu başta olmak üzere elektronik eşya pazarının hedef kitlesi olan bu toplumsal tabakanın AVM’lerden kovulmasıyla ırkçılık karşıtlığında temsil edilen “tüketme özgürlüğü” Brezilya’da biricik gündem maddesi oluverdi. Nasıl ülkede kitleler isyan etmesine rağmen hedefsiz ve programsız ise rolêzinho krizinde dile getirilen hak arayışı da AVM’lere yoksulların girmesi üzerine temellenebiliyor.

Brezilya’da ırkçılığın konusun olacak birçok gündem var. Bence en önemlisi, Dünya Kupası arifesinde bu köşede dile getirdiğim üzere, barınma hakkıdır, yoksulluktur. Başa dönecek olursak, Brezilya’da olumlu şey halkın sokağa çıkma alışkınlığı kazanması, öfkenin birikmesi negatif olan ise eylemlerin ve politik tutumun ideolojik olarak liberal tutum geliştirmeye yatkınlığı ve zayıflığı, kısaca solsuzluk. Eylemlere topraksız köylüler katılıyor ve dile getirilen talep yoksul siyahların AVM’lere girebilmesi… AVM’den çıkacak özgürlük yoksul siyahların tüketim özgürlüğü ile sınırlı kalacak, ancak Flamengo’da bir grup beyaz zengin tarafından, hırsız olduğu için ve hırsızlıkla başa çıkmak adına ağaca kelepçelenen yoksul siyah çocuğun hesabını kim nasıl soracak, sorun bu.