Brezilyalılar ‘ben oynamıyorum’ diyor

Türkiye’de olduğu gibi Brezilya’da da ulusal para birimi değer kaybetmeye yüz tuttu. Dün itibariyle doların 2.40 seviyesine ulaşmasıyla Merkez Bankası yöneticileri kamuoyunu teskin etmeye yönelik açıklamalar yaparken analistler Merkez Bankasının, doların güç kazanarak enflasyonu negatif etkilemesini engellemeye yönelik formüllere yoğunlaşarak bu darbeyi yumuşatmayı deneyeceklerini belirtiyor.

Diğer yandan başta Türkiye piyasaları olmak üzere kırılgan başlının diğer halkaları da yakından takip ediliyor. Sadece ciddi bir ekonomik krize doğru bir gidişin gerginliği yaşanmıyor, ülke giderek siyasi krize yönelebilecek sosyal bunalımların da eşiğinde yer alıyor. Dünya Kupası ülkedeki en sıcak gündem maddesi olmaya devam ediyor. Bazı ev sahibi şehirlerde karşılaşmaların oynanacağı stadyumların şimdiye kadar tamamlanması gerekirken henüz bitmedi ve beklenenin çok altında bir hızla devam ediyor. Bu gecikmenin nedeni ise stadyumlarda yaşanan iş cinayetler. Manaus’ta yapımına devam edilen stadyumda bugüne kadar sekiz işçi iş cinayetine kurban gitti. Yaşanan iş cinayetleri üzerine soruşturma başlatılırken inşaatlar de geçici süreyle durdu. FIFA stadyumların yapımını bitirmeyen şehirlerden karşılaşmaların alınacağı tehdidinde bulunurken kimi ev sahibi şehirlerde sadece inşaatlar değil “yaşam” dahi ertelenmiş olmuş durumda. Çünkü Dünya Kupası için sadece stadyumların değil, yolların, yeni yerleşkelerin, kent merkezlerinin ve yaşam alanlarının yenden düzenlemesi ve yapılması sürecinde kentlerin altı üstüne getirildi.

Tüm bu gelişmeler 2014 yılının hemen başında Brezilya’da halkın sokağa dökülmeye başlamasının asıl nedenleri… Halk hesap soruyor. “Não vai ter Copa” yani, “Dünya Kupası Oynanmayacak” sloganıyla sosyal medyada örgütlenen Dünya Kupası karşıtları aslında geç kalmış bir eylemi örgütlemeye çalışarak ülkedeki tüm gelişmelere Kupa üzerinden yanıt vermeye çalışıyor. Geç kaldı çünkü Kupayı düzenlemeye hak kazandığı tarihten bu yana Brezilya’da aynı korku hâkimdi: “Ya her şey kâbusa dönüşürse?” diye soruluyordu. Bugün görülüyor ki halk beklediği ekonomik kâbustan daha da beteri bir durumla karşı karşıya. Başta büyük kentlerde hayat pahalılığı ve suç oranı paralel bir yükselişte ilerlerken halk sokağa çıkmaya bile korkuyor. Örneğin Fortaleza kenti dünyada suç oranının en yüksek olduğu 7. Kent durumunda. Fortaleza Brezilya Ulusal Takımı’nın maçlarına da ev sahipliği yapacak. Ancak ironik bir durumdur, Haziran isyanı sürecine Fortaleza kenti Brezilya ile Meksika Ulusal futbol takımlarının Konfederasyon Kupası açılış maçına ev sahipliği yaparken maç öncesinde ve sırasında, sokakta ve stadyumda Kupa karşıtı gösterileri de kucaklamıştı. Brezilya yine Meksika ile maç yapacak, halk da polisle sokakta karşılaşacak…

Sokağa çıkmaya korkan halkın can ve mal güvenliği garanti edemeyen yönetimler, aynı halk sokağında çıktığında plastik mermi ve biber gazını onlara reva görmüştü. Bu defa sadece Fortaleza değil São Paulo ve Rio de Janeiro da Kupa karşıtlığında birleşiyor. Siyasi problemlerine rağmen Kupaya karşı çıkmak hala kamuoyunda meşru durumda. Çünkü halk gün geçtikçe yoksullaşıyor ve yoksullaştıkça da Kupanın dışında kalıyor. Bugün ekonomik kriz için sokağa çıkmayan halk, öfkesi birikirken yaz aylarına yaklaştıkça Dünya Kupası üzerinden sokağa dökülecektir. Dünya Kupası bugün Brezilya’da tüm eşitsizliklerin sembolü durumunda organize edilmektedir. Haziran’da halk sokakta hakkını ararken “evinizde oturun takımınızı destekleyin” diyerek halkı azarlayan Pele Dünya Kupası sponsorlarından Emirates’in tanıtım elçisi oluyorsa, halkın yaşam alanlarına, işine, ekmeğine ve futboluna sahip çıkması meşruluğunu koruyacaktır. Belki bu defa da Brezilya halkı Türkiye halkına ilham verir…