Ortak algı

Psikolojik savaş mağduru halkın bilinci köreltildi...

Bilinç körelmesinin ardından boşluk duygusu gelir boşvermişlik değil, boşluk... İnsanı insan olmaktan çıkartır... Duyarsızlaştırır, sürüleşmesine yol açar...

“Boşvermişlik”in sırası “boşluk”tan sonradır...

Böylece ortak algının eşiği düşer... Kuşkusuz, bu her şey değildir ama bir arada, insanca toplumsal yaşam için çok şeydir... Ortak algının eşik düzeyi belirler toplumsal yaşamın niteliğini... Ortak aklı geçiniz bir kalem!

Anadolu çıtası yüksek, ortak algı konusunda özgün örneklerin yaşandığı toprakların başında gelir...

Truva Savaşı, Anadolu’daki büyük ortak algı örneklerinden biridir.

Pontus Kralı VI Mithradates Eupator’ün Roma’ya karşı direnişi de özgün bir örnektir.

Truva’da Yunan’a karşı Hitit, Roma’ya karşı da Pontus önderliğinde savaşan Anadolu halklarının güçbirliği benzer algıların ürünüdür...

İki emperyal saldırıya adını böyle bir algıyla alan “Anadolu halkları konfederasyonu” karşı koymuştur...

Peki, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda “düvel-i muazzama”ya karşı savaşan halkın bir araya gelmesi, kimliği hangi ölçüte, akla, algıya göre değerlendirilmelidir?

“Milliyetçilik”, “ulusalcılık”, “ulus devlet”, “etnisite / etnik kimlik” nedir, ne demektir? Etnik kimlik hangi evreden sonra ırkçı/faşist yapılanmaya evrilir?

Kızılderili, sarı Çinli, zenci Afrikalı, beyaz Avrupalı, Kürt, Türk fark etmez, hepsinin kanı kırmızı akar... Hiçbir zaman, insanoğlunun kalıtımsal özyapısı açısından homojen bir topluluk oluşturduğu söylenemez...

Buna karşın, bu ülkede neden birden çok halk tanımı yapılır? Bilindiği gibi her ülkede bir halk olur... Egemen sınıfın karşısında ezilenlerin tümüdür o halk...

Siyasal literature göre de böyledir bu...

Kendi özgür iradeleriyle ülkü birliği içinde yaşamaya karar vermiş aynı kültür dairesinde yaşayan ezilenler, diye tanımlamamızda sakınca olmamalıdır...

Anadolu, ben halkım diyen herkese yetecek denli büyüktür, varsıldır... Ama düne değin en gereksindiğimiz şey, ortak algıdan yoksunluktu...

Kocaman adamların yapamadığını, daha doğrusu bozduğunu bir genç başararak halkını ortak algıda birleştirdi...

O delikanlının adı Berkin’di...