Sorulması gereken sorular

Ne kabadayıca güç gösterisi bu? Ne korkaklık?
Ne besmele, ibadet bu? Bu ne küfür?
Ne çok iftira, yalan, şantaj? Ne yalvarma bu?
Ne saldırganlık, Ne sırnaşıklık?
Ne vurdum duymazlık? Ne duygu sömürüsü?
Ne hiddet, tehdit? Ne sırnaşma?
Ne haykırış, azar? Ne gözyaşı?
Ne böbürlenme? Ne riyakârlık?
Ne tehdit? Ne yılışıkça yaltaklanma?
Ne dindarlık bu? Ne paraya tapınma?
Ne her şeyi ahrete bırakma? Ne iktidar hırsı böyle?
Bir öylesi, bir böylesi, bu nasıl bir salıncak?

Durdukları tek bir durak var:
O da sevgisizlik kin ve nefret.

Aklıma sorular yığılıyor:

Sevgi ve şefkâtten yoksun mu kaldınız yaşamınız boyunca? İlk adımlarınızı atarken elinizden tutan olmadı mı? Sizi sevgiyle kucaklayan birini tanımadınız mı hiç? Küçükten sürekli dayakla mı büyüdünüz? Hiç anlayış ve hoşgörüyle tanışmadınız mı? Sürekli yasaklar, günahlar ve korkuyla mı beslediler sizi? Hep hortlak, umacı, gulyabani, heyulâ masalları mı fısıldadı birileri kulağınıza? Çocukluğunuzun her afacanlığı, delikanlılığa, gençkızlığa geçişinizde her heyecanınız tekme, tokatla, cezanın çeşidiyle mi bitti evinizde? Hep ezilerek mi ulaştınız ergenliğinize? Evde, mahallede, okulda hep sizden güçlü birilerinin baskısını mı hissettiniz ensenizde? Ve her sizden güçlünün önünde eğilerek mi yaptınız bugüne dek yaşam yolculuğunuzu? Ancak güçsüzleri ezerek, güç yetiremediğinizin de elini öperek ilerleyebileceğinizi mi öğrettiler size? Hakim olanın karşısında kambur dururken, birilerinin sırtına basarak yükselmekten başka yol göstermediler mi?

İnce duygularla bezenmiş ninniler söyleyen olmadı mı size? Sevgi, güzelleme, tâltif sözcükleri değil, hep küfür ve tehdit sözcükleri mi uçuşurdu çevrenizde? Ananızı, babanızı, aile büyüklerinizi önce sevmeyi değil, önce onlardan korkarak çekinmeyi mi öğrettiler size? Evinizdeki büyükleriniz arasında karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir ilişki gözlememekten yoksun mu bıraktılar sizi? Onlar arasında da mı kavga, gürültü, azar, dayak vardı yoksa? Hizmetçi muamelesi gören bir ananın, zorba ve ruhsuz bir babanın evinde mi geçti çocukluğunuz? Dürüst, açık ve onurlu ilişkilere alan tanımayan, aile fertlerinin, akraba ve tanıdıkların birbirlerine karşı dedikodu, fitne ve dolambaçlı ilişkiler sürdürdüğü bir çevrede mi büyüdünüz?

Karşı cinse önce insan olarak bakmak bilinmiyor muydu sizin oralarda? Karşınızdaki insanın gözüne bakmayı, sözüne kulak vermeyi, düşüncesine değer biçmeyi değil, önce bacaklarının arasına bakmayı mı öğrettiler size? Her karşınıza çıkanda, kadınsa vajina, erkekse bir fallus mu gördünüz? Hiç karşı cinsten bir arkadaşınız, bir sırdaşınız olmadı mı? Kimileri gençliğin romantik çağında ilk aşklarını ararken, siz salt siz seks mi aradınız onlar sevgiyi özlerken siz köşede durup, lafla ve elle sarkıntılık edeceklerinizi mi gözlediniz? Birileri, sevgiyle, saygıyla bağlanacakları karşı cinsten biriyle hayatlarını paylaşmayı düşünürken, siz bir harem kurmayı, yada haremde cariye olmayı mı düşlediniz?

Akrabalarınız arasında, mahallenizde, toplumda hep kabadayıları, bıçkınları, güç ve şiddete dayanarak var olmayı sürdürenleri mi gösterdiler size örnek olarak? Aydınlık görüşlü, ince duygulu insanları aşağıladılar mı hep? Dürüstlükten şaşmadığı için dar gelirine razı olanları hep küçümsediler mi yoksa? Paraya mı tapınılıyordu sizin kültür çevrenizde? Nereden elde ettiğine önem vermeksizin, köşeyi dönene alkış mı tutulurdu? Salt parası olduğu için arsıza, hırsıza hep övgüler mi düzülüyordu sizin oralarda? Çoğu çevrelerde çocuklar büyüyünce önce iyi bir insan olsun, sonra da okusun, doktor, mühendis, asker, öğretmen vb gibi bir meslek edinsin, onuruyla çalışsın, yaşasın istenir. Sizinkiler “ne yaparsan yap, hiçbir şey olmasan da, büyüyünce zengin ol” mu dedi size?

Ama böyle sorular sorulmaz ki. En iyisi, işin bu yanını psikologlara bırakmak. Freud’un teorileri, Jung’un Analitik Psikoloji’si, Leipzig Okulu, Davranışçılık, Eyseck, Bandura falan... Olmadı “Karakutu” Psikolojisi, o da yetmezse “Fareler ve İstatistik” Psikolojisi... derken, onlar çözerler bunları. Belki...

Bize düşense, böylelerinin ipliğini pazara çıkarmak. Onlara iktidar yolunu sonsuza dek kapatmak!