Sol el, sağ yumruk

Bir dönem „yetmez ama“cılar türedi bu ülkede. Kimisi pişmanlardan, kimisi döneklerden, kimisi kullanışlı aptallardan, kimisi de parayla satın alınmış beyinlerden oluşan bir „tomar“. Solculuğunu, sosyalistliğini, komünistliğini, hakim sınıflara karşı savaş baltasını toprağa gömen, bir koşu bu tomara katıldı.

Emekçi halkın, sol kavramlarla konuşarak siyaset sularını bulandıran, sistem savunucusu bu liberal „tür“ün mugalatalarına inanması, sahte umutlara kapılması ilk değildi. Daha önce de onları içinde bulundukları sömürü ve baskı çukurundan çıkarmak için uzatılan sol ele güvenip, sağ yumruk yemişliği vardı. Ancak şaşırtmacanın, ihanetin boyutu hiç böylesine geniş ve derinden etkili olmamıştı. Artık biliniyor; bunlar olmasaydı Türkiye böylesine kolayca proje partisinin ablukası altına düşmezdi. 

Biliniyor da ne işe yarıyor? Bir dizi popülist dilbaz yine yollara düşmüş, vaat balonları uçuruyor. Halka yeni baştan bir takım sol eller uzanıyor. Ne söz veriyor bu sol eller? Kabaca, herkesin anladığı kadarıyla, AKP iktidarına son verecek, ülkeye demokrasi getirecekler. 

Ellerin sahiplerinden biri kısa süre önce sağ elini dinci çevrelere uzatmış, tarikatlara göz kırpmış, onu tutanlarla sağtarafını güçlendirmişti; sonra sıra sol elle bir şeyler toplamaya geldi. Sağ elini ortalıktan çekti, solunu uzattı. Birkaç vücut çalımı, iki Tayyip ve AKP karşıtı sözcük, mecliste göstermelik iki tekme tokat yetti. Yıllardır AKP’nin meşruiyetine dokunmaksızın, sözde bile doğru dürüst muhalefet yapmaktan aciz olanlar şimdi iddia sahibi oldular. 

Bir diğeri ise, zaten uzun süredir sol elini tutanlarla ilerliyor. Bu eli tutanlar ondan güç aldıklarını zannederken, asıl o sol elini tutanlardan besleniyor. Onun sol görüntüsü, ona yapışıp, bir türlü bırakamayanlardan geliyor. Bunlar ele öylesine yapışmışlar ki, gözleri görmez, kulakları duymaz olmuş. Elin sahibi ne yapsa, ne söylese mübah. El sahibinin açıklama yapmasına bile gerek kalmıyor. Siyasete sol açısından bakanlar için şiddetle eleştirilmesi gereken çıkışlarını, AKP’yi iktidarda tutma gibi iddialarını bile temize çıkarmak için bir bahane icatlıyorlar.

İş böyle olunca, bu sol elin sahibi giderek sağ elini ulu orta çıkarıp, açıktan birilerine uzatmakta hiçbir sakınca görmez oldu. Sağ elini tutanlardan kimilerini aday yaptı. Başka kimlerle, hangi tarikatlarla, sülalelerle oy anlaşması yapıldığını bilemem, ama ortalıkta uçuşturulan sözcüklerle açıktan birilerine „bana oy verirsen, AKP’nin eksikliğini hissetmezsin“ demeye başladı. İş kazalarında ölenlerin arkasından „takdîr-i ilâhi“ diyen AKP’lilere alışmıştık. Şimdi sol elin sahibi de başladı. Patlayan bombaların ardından, „Allah korudu. Allah izin vermezse olmuyor“ denmesini başka türlü açıklamak mümkün mü? Belki ona biat eden şaşkın sol, vakit kaybetmeksizin  bir bahane daha uyduracak, belki de birçok kez olduğu gibi duymazdan gelecek.

İlginç bir dönemden geçiyoruz. Bir zamanlar solcu geçinen bir başkaları daha vardı. Bir baktık ki, liderleri hapisten çıktıktan sonra söylemleri alel acele milliyetçiliğe, hâttâ ırkçılığa uzandı, gözünü de orduya kırpmaya başladı. Adındaki „işçi“ sözcüğünden irkilip, adını bile değiştirdi. Şimdi MHP’nin görevini devralmaya çabalıyor.

Anlayacağınız, halka (seçmenlere) uzanan eller çeşitli, kimi zaman sol, kimi zaman sağ. Bazen ikisi birden ortalığı tarıyor. Ancak ister sol, ister sağ olsun, eller birbirinden farklı görüntü veren birkaç gövdeden uzanıyor. Görüntü farklı, ama o gövdelere hükmeden beyinlerin asıl amaçları birbirine benziyor: Sistemi ayakta tutmak.

Ben müneccim miyim? Hayır. Ama Olacağı şimdiden yazayım, bir köşede kalsın: Halkın AKP iktidarından, onun da ötesinde sistemden rahatsız kesimlerini elbirliğiyle yeniden sahte umutlar peşine takacaklar. Halk sol ellerini tutmaya çalışırken, sağdan acı bir yumruk yiyecek!

* * *

Bir de aykırı giden var. „Bu iş seçimlerle olmaz“ diyen. Halkı direnmeye, direnebilmek için de örgütlenmeye çağıran. Asıl sorunun AKP‘de değil, sistemde olduğuna işaret eden. Ortalıkta dolaşan lâf salatasını bir yana iterek, yapılması gerekeni tek sözcükle ifade eden: S-I-F-I-R-L-A!

Benim oyum onlara. Herkes aritmetiğe merak sardı ya... Alın size bu da benim hesabım: Bu ülkede sermayenin sömürü ve baskı düzenini sıfırlamaya kararlı insanların sayısına artı 1…