Paralı Eğitim II

Neoliberalizmin yükseköğretiminin paralı hale getirilmesini kabul edilebilir kılmak için sunduğu borç verme (burs) önerisi, toplumdaki eşitsizlik sorunu ile gerçekçi olarak yüzleşmek yerine var olan durumu değişmez kabul etmek demektir. Burs tartışması bu kabul sınırlarında yürütülmeye çalışılmaktadır. Bu öneri ancak, bireysel yarışmacı sistem içinde başarılı(!) olarak, toplumsal sorunlardan görece daha az etkilenen bir kesime ait olmaya çabalayan insan tipi için makul olabilir.

Eğitim sisteminde reform önerileri, eğitim sisteminin temel amacından özgürlükçü ve eşitlikçi bir toplumsal yapılanmayı gerçekleştirme amacından bağımsız hiçbir anlam taşımazlar.

Kapitalist sistem ekonomik üretkenliği artırmaya odaklanmış bir eğitim anlayışına sahiptir. Bu sistemde eğitim, özellikle de yükseköğretim toplumsal eşitlik için önemli bir araç, toplumun üst kesimlerine geçebilmek için bir vize olarak kullanılmaktadır. Aslında eşitsizliği kabul edilebilir kılmak üzere bunu aşmanın bir yolu olarak bireysel çaba ile ilişkilendirilmiş eğitim fırsatı sürekli ve sistematik biçimde kullanılan bir vaattir.

Ancak, kapitalist sistem hiçbir ülkede vaat ettiği sosyoekonomik eşitliği sağlamamıştır.

Kapitalist sistemde insanlar üretim süreçlerinin çeşitli basamakları için işgücü olarak yetiştirilen varlıklardan ibarettirler.

Kapitalist eğitim sistemi, kapitalist sistemin otoritaryen/hiyerarşik ideolojisini bireylere aktarır. Bu eğitim sisteminden ne kadar çok insan yararlanırsa yararlansın eğitim almaktan kendiliğinden bir iyilik oluşmamaktadır. Bireyler aldıkları eğitimin kendilerine sağladığı avantajlar ile yetinmekte, ait oldukları toplum adına sorgulayıcı ve değiştirici, olamamaktadırlar.

Kapitalist eğitim sistemi, toplumsal eşitsizlikleri yok etmemekte aksine onları kalıcı kılmaktadır.

Var olan eğitim sistemi emekçi sınıfının aleyhinedir.

Durum böyle iken kapitalist sistemin her yeni önerisi bu gerçekler ışığında değerlendirilmek zorundadır.

Kapitalist sistem içinde bile basit bir doğal süreç olarak bir kamu hizmeti parasız eğitim sürecinden faydalanan genç bir insanın, toplumla aidiyet ilişkisi kurmasını ve kendisini topluma karşı borçlu görerek toplum yararına katkı sağlamaya çalışmasını bekleyebiliriz. Oysa paralı eğitim toplumsal yaşamda bireyciliği arttıracaktır.

Burs alarak okuyan ve hekim olan bir gencin binlerce lira borcunu geri ödeyeceği günleri bir dağ köyünde, sağlık ocağında, bebeklere aşı yaparak geçireceğini düşünmek hayalcilik olur. Türkiye'de uzun yıllardır doğuya, kasabalara, köylere hekimler mecburi hizmet yasası ile gönderilmektedir. Eğitim bedeli binlerce lirayı ailesinin ödediği ya da bursla borçlandırdığınız birini mecburi hizmete nasıl göndereceksiniz?

Çeyrek yüzyıldır, neoliberalizm, kamusal alanda piyasa temelli hizmet politikalarını toplumlara dayatmaktadır. Bu politikalar, ağırlıkla Dünya Bankası tarafından yürütülmektedir. Dünya Bankası gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için farklı projelerde, temel noktası kamusal niteliğin azaltılması ve bireysel sorumluluğun artırılması olan bir anlayışın yerleşmesi için çalışmaktadır. Yükseköğretimde burs önerisi de bunun bir parçası olarak görülmelidir.

Türkiye gerçek sorunları için gerçek çözüm önerilerini tartışmalıdır orta öğretimdeki öğrenciler için parasız yatılı eğitim kurumlarının sayısı ve niteliği artırılmalıdır. Üniversiteye girişte eşitliği sağlanmak için radikal adımlar atılmalıdır.

Sosyal ve ekonomik eşitsizliğin orta ve yükseköğretimde ortaya çıkan sorunlarına bunları yok sayan çözüm önerileri öne sürmek yerine, bu sorunlarla yüzleşilmelidir.

Neoliberal ekonomik modelin devleti küçülten politikalarının tam aksine eğitim hizmetinde devlet için giderek büyüyen bir rol söz konusudur.

Devlet, toplumsal kalkınma planının merkezine eğitimi koyacak ve kaynaklarını emekçiler için kullanacak bir politik irade göstermek zorundadır.

En azından Lima bildirgesini anımsayalım: 1998 yılında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 40. yıldönümünde Peru'da toplanan Dünya Üniversiteler Birliği'nin yayınladığı Yükseköğretim Kurumlarının Özerkliği ve Akademik Özgürlük Üzerine Lima Bildirgesi'nde eğitim hakkı şöyle tanımlanmıştı: "Her insan eğitim hakkına sahiptir. Eğitim tüm insanların özgür ve eşitlikçi bir toplumun kurulmasına etkin biçimde katılmalarını sağlar ve tüm uluslar, tüm dini ve etnik gruplar ile tüm ırklar arasında anlayışı, saygıyı ve eşitliği geliştirir. Her devlet ulusal gelirinin uygun bir miktarını eğitim hakkından tam anlamıyla yararlanılabilmesini sağlamak amacıyla ayırmalıdır"