Rakıdan mı beyinden mi ?

Günde iki tren, bir minibüsün uğradığı Anadolu’nun ücra köşesinde, lojmanın bahçesinde ağır ağır demleniyordu. Onu hayata bağlayan iki şeyden biriydi bu akşam sefaları. Ne karısı, ne ikisi birbirinden şirin kızları “rakı olmasa yaşayamam şu cehennemde”. Bir de kuşları. Kafesin kapısını açtı, en sevdiği kuşlardan beyaz Mardin taklacısı fırladı. Elinde kadeh yeryüzünün en harikulade şeyini seyrediyormuşçasına kendinden geçti. Taklaları saymaya başladı. Sonra bir tuhaflık fark etti. Güvercin bir garip uçuyordu. Bir orada bir burada görünüyordu. Uçmaktan çok sıçrıyor gibi görünüyordu. Zıplaya zıplaya uçmak gibi acayip bir görüntüsü vardı kuşun. Acaba hastalandı mı ki diye tedirginliğe kapıldı.

-Yeter artık patlayacaksın içe içe…

Karısı içeriden bağırıyordu.

Bahçede koşuşturan çocuklarını izlerken de aynı şeyi fark etti: Çocuk bir an karşısındayken bir kaç saniye sonra yanına geçiyordu, ama bu geçişte devamlılık yoktu. Bağırarak durdurdu çocukları: Şimdi bir sorun yok. Birisi altı diğeri dört yaşında iki güzel kız çocuğu endişeyle kendisine bakıyor... Gözlerini ovuşturdu, “Fazla içtim galiba” diyerek kafesin kapısını kilitleyip eve girdi.

Sabah 8.15 trenini karşılamak üzere istasyon binasının önüne geldiğinde ensesinde şiddetli bir ağrı vardı. Perona yaklaşan tren hareket diskini kaldırınca yavaşladı. Yolcular inip bindikten sonra işaret verdi. Tren, gözünün önünden kayıp geçerken de aynı şey oldu: Vagonlar adeta hareket etmeden yer değiştiriyordu. Demin gözünün önündeki vagon aniden sağa kaymıştı! Dikkatli bakınca bütün vagonlarda aynı şeyin olduğunu fark etti. Yolcular hızla önünden geçerken sanki bir şey kendine çarpıyormuş gibi irkildi. Hızlandırılmış bir film gibi önünden adeta uçuşarak geçiyordu insanlar. Etrafa şöyle bir baktı: Her şey yerli yerindeydi. Gözlerini teker teker kapadı görmesinde bir sorun yoktu. “Rakı mı bozuktu acaba, n’oluyor böyle” diye geçirdi içinden. Gar binasında, odasına girip televizyonda “Selvi Boylum Al Yazmalım”ı görünce biraz rahatladı. Şapkasını çıkarıp arkasına yaslandı. Seyretmeye doyamadığı Türkan Şoray filmi... Ama İlyas’ın kırmızı kamyonunun da yolda ilerlemek yerinde adeta ışınlanarak yer değiştirdiğini fark edince şapkasını kaptığı gibi kasabaya attı kendini.

Doktora şikâyetini bütün ayrıntılarıyla anlattıktan sonra:

-Ne dersin doktor bey rakıdan olabilir mi bütün bunlar? diye sordu.

Doktor bir süre düşündükten sonra gözlüğünün üzerinden bakıp:

-Valla bilemeyiz ki... Alkolden de olabilir, beyinden de olabilir. Biraz daha düşündükten sonra, belki de psikolojiktir, dedi.

-En iyisi sen şehre git, üniversitede muayene ol da içimiz rahat etsin, dedikten sonra rahatladı.

Akinetopsia

Akinetopsia seyrek olarak rastlanan hareketi görme, algılama bozukluğudur. Hareket körlüğü olarak da adlandırılır. Gözden beyninin görsel sinyalleri algıladığı merkeze kadar bütün görme yolları sağlamdır. Bu nedenle bu hastalar görmeyle ilgili bir sorun yaşamazlar. Görme keskinliği, görsel uzay algıları, renkli görme normal, korunmuştur. Ancak hastalar hareketli nesneleri algılamada sorun çekerler. Bu da beynin hareketli bir objeyi görmesi ve algılamasıyla sabit bir objeyi görüp/algılaması arasındaki farktan kaynaklanır. Bu bulgu ilk olarak primatlarda yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Beynin birincil görme alanın komşuluğunda (geçici olarak) bir hasarlanma oluşturulduğunda hayvanın görmesinde herhangi bir bozukluk olmaksızın hareketli nesneleri görsel olarak algılama zorluğu çektiği saptanmıştır. İnsanlarda da söz konusu bölgenin herhangi bir nedenle hasara uğraması sonucu benzer tablonun geliştiği bildirilmiştir.

Tıp literatüründe Akinetopsia hastalarının sayısı oldukça azdır. Terminolojinin kullanıldığı ilk hasta 1983 yılında tanımlanmıştır. Beyin damar tıkanıklığı sonucu iki taraflı hasar oluşup bilinç değişikliği gelişen bir hasta olaydan iki yıl sonra caddeden karşıya geçme zorluğu, konuşulanları anlama güçlüğü yakınmaları ile hastaneye başvurur. Yapılan incelemeler söz konusu yakınmaların hareketi algılama güçlüğüne bağlı olarak geliştiğine işaret edince hasta prestijli bir tıp dergisinde yayımlanmıştır. Hastanın arabaların hızını kestiremediği için caddede karşıdan karşıya geçme zorluğu yaşadığı, gene konuşulanları yüz mimik hareketlerini izleyemediği için anlama güçlüğü çektiği öne sürülerek durum Akinetopsia terminolojisiyle adlandırılmıştır. Tıp literatüründe ender görülecek bir durum olarak tanımlanan görme bozukluğu hemen, uzun uzun tartışılmaksızın kabul edilmiştir.

(Akinetopsiyle ilgili ilginç bir videoya http://vimeo.com/13717641 adresinden ulaşılabilir.)