Umut

Biliyorum, soL portaldaki analiz çizgisi gericilik başlığında en hafifinden “umudu göstermemek”le eleştiriliyor. Umutsuzluk yaymak denirse, o kadarı abartılı ve haksızca olur. Çünkü öte yandan, portal yazarları ve yöneticileri arasında ben öyle umutsuz birilerini tanımıyorum...

Ancak umut bu aralar çıplak gözle görülebilir durumda değildir. Fotoğraflar umut resmetmemektedir. Bu yönde biraz çaba göstermek, yüzeyin altına inmek, filme bakmak gerekmektedir.

Araştırmayı AKP yaptırmış ve referandumda “hayır” deme gerekçeleri ortaya konmuş. Bir dizi nedenin teki, Kürt sorunu hariç, tamamı sol gerekçeler olarak tasnif edilebiliyor. Nedenlere yüzdeler de verilmiş. Elbette aynı kişi birden fazla gerekçeye sahip çıkmış... Diyelim ki, diğerlerinin yanında “Kürt açılımına itirazım var” diyenlerin tamamı için, bu, en öne çıkan, belirleyici seçenek olsun, ötekileri ezsin geçsin dolayısıyla bunların hepsini sağcı sayalım.

Bu hesapla bile referandumda oy kullanan toplam seçmenlerin yüzde 26,25'inin “solcu” olduğu sonucuna varıyoruz! Bu alt sınırdır. Çünkü Kürt açılımına soldan itiraz etmek pekala mümkündür, bu bir. Ve günümüzde oy kullanma enerjisini hissetmeyenlerin zafere koşan sağcılardan ziyade, çıkış yolu bulamayanlar solcular olması daha yüksek olasılıktır bu da iki.

Demek ki, Türkiye'de üçte birlik sol akıl almaz ağır baskılara, operasyonlara karşın yerinde durmaktadır! Umutsuzluk bunun neresinde?
CHP solla ilgisini kesti diye de umutsuzluğa kapılacak halimiz olmaz.

AKP'nin yaptırdığı bu araştırmada “hayır” oyunun solcu gerekçeleri üç başlıkta toplanabilir. Biri anti-emperyalizm, ikincisi laiklik anlamında ilericilik, üçüncüsü demokratik haklar. CHP bunların ilk ikisinde kesinlikle havlu atmış bir partidir. Üçüncüyü ise yeni Anayasayı hükümet partisiyle birlikte hazırlayarak dengeleyebileceğini düşünmektedir... Öyleyse bu sol alan CHP'nin tapulu malı sayılamaz. Demek ki, Türkiye'de sosyalizm, gericiliğin zirveye yürüdüğü, faşizmin yükseldiği bir konjonktürde asgari üçte birlik bir tabana sahiptir.

Gericiliği “dengeleme” umudundan bu köşede daha önce söz ettim. AKP'nin freni yoktur, demiştim o bağlamda.

Arada HSYK seçimleri yapıldı ve adli yargı üyesi 10 binin üstünde kişi 4000-6000 arası oy vererek AKP listesini onayladı. Yargıda sağcı birikimin üçte ikinin çok üstünde olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz için bu sonuç da şaşırtıcı değildir. Ancak bu sağcı kitlenin laiklik ve erkler ayrılığı başlıklarını terk ederek şeriatçı ve totaliter tercihlere yöneldiği doğru olamaz. Yargıdaki seçim sonucu bu anlamda kitlesel bir gericileşmeyi temsil etmiyor. Ama, başka şeylerin yanı sıra, yargı kurumunun tabanında AKP'nin “dengelenebileceği” inancının sürdüğünü gösteriyor.

Daha dün hayli devletli bir gazeteci, “hayır” gerekçelerini araştıran hükümetin artık muhalif kesimlerin “kaygılarını gidermesi gerektiğini” yazarken tam da bu inancı yansıtıyordu. Ya da bir süre önce TÜSİAD başkanı, “madem cemaat ve tarikat gerçeği var, aleni çalışsınlar” derken, bugünkünden daha az laik bir statüko kurulabileceğini varsayıyordu.

Bizim umudumuz ne olup bittiğini görmezden gelen bir saflıktan ileri gelmediği için, yüzeyin biraz derinindeki, ancak filmde görülebilecek kaynaklardan türediği için, aceleci okurlar tarafından gözden kaçırılabilir.

Oysa umutsuzluğun yaratıcıları biz değiliz, dengeleme meraklıları. Umutsuzluk, en fazla hayal kırıklığından çıkar. Bugün AKP'nin dengelenebileceği düşünden uyanamayanlar, adı üstünde uyumaktadır uyanduklarında ise yıkılmakta ve çevrelerindekileri de yıkmaktadırlar.
Örneğin üniversitelerde denge umutçuları bu aralar kafalarını kuma gömüyor, çıkarttıkları zaman da sanki yarın öbür gün gericiliğin sonu gelecekmiş, YÖK tekrar laiklere geçecekmiş gibi davranıyorlar.

Zaman zaman umutsuz olduğu düşünülen sosyalistler ise üniversitelerde aydınlanma hamlesini ilan ediyor, altına imzalarını, onurlarını ortaya koyuyorlar. AKP'nin üniversiteyi bitirdiğini saptamadan bunun yapılabilmesi mümkün değildir.

Umutsuz sanılacak ölçüde karanlık bir resimden umutlu mücadele çıkar. Hatta umutlu mücadele bugün sadece öyle bir resimden çıkar.