Sadece değil hepsi

Geçen yazmıştım ya; muhalif olmak yetmez diye. Hele muhalefet etmenin akıl almaz ölçülerde manipülasyon konusu olduğu bir çağda.

Ve hele Mehmet (Kuzulugil) burada önceki gün şu satırları yazdıktan sonra: “En kanlı düzenin bile ucundan kıyısından bir muhalefete, hiç olmadı ‘üç beş muhalife’ ihtiyacı vardır.

Damadın email kutusu “sade muhalif”i ortaya sermiş bulunuyor. Bunların solcu bilinen ikisiyle mailleşmem olmasa da tanışıklığım vardır. Tanışıklığım, el sıkışma düzeyine galiba birer kez nail oldu. Muhalif kimliğini tartışma konusu bile etmeyen ve kadın olanla bir sol partinin düzenlediği sempozyumda başıma geldi bu. Ayak üstü nezaket sohbetimizi telefon numarası alışverişiyle noktalıyorduk ki, bu kadarcık ilişkiden fazla mana çıkartacağımı mı sandı, nedir; “ama, dedi, tahmin edersiniz, ben sizin partinizle hiç anlaşamam; özellikle Kürt sorunu konusunda…” O Kürt dostuydu, hakiki solcuydu; biz milliyetçi!

Diğeriyle göz aşinalığımızsa yıllar önce Diyarbakır’da bir Newroz mitinginde yüz yüzeye dönüştü. Anlarsınız, Kürt dostuydu ta o zamanlardan beri!

Benzeri ortamlara denk gelirseniz, damadın arkadaşları orada mı diye bir bakın çevrenize. Onlar çocukluklarından bu yana solcu ve mazlumdan yanadırlar. Utanmazdırlar, yine oralarda dolanacaktırlar. İşin daha da utanmazca yanı, solcu ve mazlum davet sahipleri de tükenmeyecektir.

Bu riyakârlık, Ortadoğu’da yaşadığımızdan olsa gerek, bize hep doğulu bir tat veriyor. Doğru değil. Kendimize ve komşu halklarımıza haksızlık etmeyelim. Rusya’ya bir bakın lütfen. Kızıl Ordulu, Stalin’li propaganda videoları ne çoktur! Biraz militarist olmakla birlikte etkileyicidirler de, bana sorarsanız. Suriye halkına el uzattıklarında Taliban’a göz kırpıyorlardı. Onlar da anti-Amerikandı ya! Erdoğan’ı pencereden aşağı sarkıttıktan sonra geri alışları yakın zamanların oportünizm rekoru sayılmaz mı?

Olan Putinci kesilen solcuya oldu. Oysa -ve çünkü - o sadece emperyalizmin ve gericilerin dizginlenmesini istiyordu! Yetmedi.

Mazlum Kürt halkıyla empati kurma isteğinin tek başına yetmediği gibi.

Sadece barış, sadece insan hakkı isteme söylemi, Erdoğan’a hayranlık biçiminde yorumlanabiliyormuş. Olan solcunun aklına oluyormuş!

Dağıtmayayım. Rusya da mı doğulu geldi size? Ama Putin’in emperyalist özentiliğinin ana vatanı Batıdır ve ABD’nin IŞİD’e karşı uluslararası koalisyon falan kurmadığı, tersine AKP’ye Kürtleri bölerek yönetme tavsiyesinde bulunan bir diğer özentinin mantığındaki gibi, bölgemizde herkesi kendine mecbur kılıp birinin diğerini dövemeyeceği bir kaos dengesine oynadığı anlaşılmaktadır.

Amerikan silahıyla özgürlük peşinde koşmayı hoş gören, dahası bunu mazlumun hakkı gören solcununsa devrelerinin yanması kaçınılmazdır.

Sadece demekle olmuyor. Devreler yanıyor.

Sadece işini isteyen çarçabuk kapının önüne konur. Sadece barış isteyen savaş baronlarının oyuncağı olur. Sadece laiklik isteyen, ya Gülen’in darbe bildirisine ya Yenikapı’ya tav olur. Muhaliflik mi, dediniz? Doğan Medyanın tepesinde “biz AKP” diye mail yazılıyor, birileri modern kapitalistler Erdoğan’ı silkelesin diye beklerken! Ama “sadece” ifade özgürlüğü, eleştirme hakkı, demokrasi, sadece habercilik diyecekler ve beklemeye devam edecekler.

Sadece şunu, sadece bunu isteyenler hiç görülmemiş ölçülerde manipülasyon konusu olmuşlarsa, bize bir adım daha atmak yakışır.

Komünistler en tutarlı laik olmakla yetinmezler. Komünistlere hakiki yurtseverlik iddiası yetmez. Biz mazlumlara en çok sahip çıkanlar olarak bilinmek istemiyoruz…

Laiklik, yurt sevgisi, insan sevgisi sosyalizme içkin olduğu için; evet, en tutarlısı, en hakikisi biziz. Ama bize sadece bunlar yetmez. Bize sosyalizm lazım. Ya hepsini alırız, ya hiçbirini…