Muhalefet cephesinde

Geçen hafta “Muhalif cephelerine bakarız” diye noktalamıştım köşe yazısını. Bakmak aniden son derece kolaylaştı!

19 Mayıs fotoğrafı çok toparlayıcıdır.

Bütün netliğiyle söyleyeceğim; Erdoğan’ın çevresinde oluşan “majestelerinin muhalefeti” halesinin fotoğrafına herkes iyi baksın. Sonra “gerisi palavradır!” dememe de kimse kızmasın…

AKP’yi yoktan var eden, ölümlerden kurtaran en önemli politik faktör düzen muhalefeti oldu bugüne kadar. “Politik faktör” diyorum, çünkü asıl tarihsel kaynağı sınıfsallık oluşturuyor. Emperyalist ve yerli büyük sermaye Türkiye’nin koordinatlarını değiştirmeye karar verdiler ve üzerimize çizik attılar. Aslolan budur. 19 Mayıs’larda ve benzeri başka tarihlerde, sanki hiçbir şey olmamış, üstümüze çizik atılmamış gibi davrandıktan sonra “muhalefet yapıyorum” diye ortalıkta gezinmek, hakikaten koskoca bir palavradır!

Bu sözde muhalefet AKP’nin karşıtı değil tamamlayıcısı, rakibi değil en büyük yardımcısıdır.

CHP’nin yirmi yılın en cesur profilini çizdiği bugün bile bu açıdan bir şey değişmediğini iddiayla söyleyebiliriz. Samsun fotoğrafının yanında üstünde sabahlanılan oy çuvalları da, Çubuk linçi de önemsizdir.

Lakin kadraja giren çoğunluğun siyasetteki yeri bataklıkta bir damla bile değil. Bu kalabalıktan bir kez daha AKP’yi ipten almaya yetecek bir güç çıkıp çıkmayacağını göreceğiz.

Kadraja girmeyenler var, ama onlar zaten vekaleti Kılıçdaroğlu’na verdiklerini başka fotoğraflarla teyit etmiş bulunuyorlar.

Örneğin, İyi Parti diye bir şey var mıdır, yok mudur? Özal ANAP için “dört eğilim” diye bir şey uydurmuştu. Meral hanım faşist damar üstüne kurulacak bir neo-ANAP veya neo-ANAP’ın faşist damarı projesidir. Bir parti değildir, siyasette taraf değildir. 19 Mayıs için de sadece kenara çekilmekle yetinmiştir.

Kadraja girmeyen başka bir örnek; Türkiye’de sol var mıdır, yok mudur? Yine bütün netliğiyle söyleyeceğim; Türkiye solunun Samsun fotoğrafında görünmeme nedeni Kılıçdaroğlu’nun arkasına saklanmış olması! Listelerinden aday olunan CHP, Samsun fotoğrafının partisidir. 1 Mayıs kürsüsüne çıkartılan, ama kürsü zaten çoktan küme düştüğü için oraya çıktığı pek duyulmayan İmamoğlu, Samsun fotoğrafının parçasıdır. Türkiye solunun bu aralar en önemli meşgalelerinden biri Ekrem beyin programında gülücük dağıtmak olmuştur. Bu arada CHP listesinden adaylık derken sözüm yalnızca Beyoğlu’na değil. Çaktırmadan yapan daha çok çevre var. Belediye meclislerine CHP’den ama HDP kontenjanıyla giren solun bir varlığı veya kişiliği olabilir mi? Bu sol her gün laikliğin ruhuna fatiha okunmasından hiç alınmamaktadır.

Bunlara bizim memlekette solcu denmez. TKP dışında yapılan bu icraatlar solculuk açısından yok hükmündedir.

HDP ise kuşkusuz vardır, lakin kendi tercihiyle bir anahtara dönüşmüştür. HDP anahtar olma karşılığında parti olmaktan vazgeçmiş bir oluşumdur. YSK kararından beri HDP hakkında kamuoyunda yapılan tartışma, bir siyasi partiyi yani bir özneyi değil, ondan ayrı bir sosyal tabanı konu alıyor. Kime oy vereceği tartışılan HDP değil. Öznesiz bir toplumsal kesim…

YSK kararı dedim de; karar akşamı ve sonra birkaç gün daha İstanbul’da eylemler gerçekleşti. CHP kendisine sahip çıkan bu eylemlerin çağrıcısı olmamıştı; katılmadı bile. Biliriz ve şaşırmayız, CHP halk söz konusu olduğunda yangın söndürücüdür… Bu durumda eylemler, vekaleti çoktan vermiş sola kaldı. Net olsun; Türkiye’nin TKP dışındaki solu CHP’nin tamamlayıcısıdır. CHP için kürsü kurulur, CHP için aday olunur, CHP için eyleme çıkılır!

Sol CHP’yi tamamlayacak. CHP de AKP’yi tamamlayacak…

Bu durum siyasal alanda, 12 Eylül’de bile görülmemiş bir çölleşmedir. Sol söz konusu olduğunda yüz yıldır görülmemiş bir kişiliksizleşmedir bu. TKP’nin 1 Nisan günü karşısına dikileceğini ilan ettiği “iki partili sistem” işte budur.

Öte yandan 19 Mayıs’ta fotoğraftan iyisi, bir video çıktı ortaya: Marmaris’te “AKP kafası” yüzlerce öğrenciyi mehterle ve uyduruk 15 Temmuz marşıyla yürütmeye yeltendi. Ellerinde patladı. Filmin sonunda çocuklar Bayrama el koymuş, alanda İzmir Marşı söylüyorlardı!

19 Mayıs’ta semt evlerini çoğaltan TKP’liler o güzel çocukların, onların emekçi annelerinin, emekçi babalarının memleketin her yerinde bulunduğunu biliyorlar.

İki partili sistemde muhalefet ve iktidar birbirini tamamlar. Bu çemberi kıracak olan tek şey sosyalist iktidar mücadelesidir.

Biz, kendi fotoğraflarımızı, videolarımızı çekiyoruz.

Bakın 19 Mayıs fotoğraflarına. Birilerine “palavra” dediğimizde kimse kızmasın, gücenmesin…