Katliamın yıldızı AKP

Hrant Dink AKP rejiminin kritik bir hamle yapması için katledilmişti. Sekiz yıl sonra Hrant'ı anmak o hamleyi tüm sonuçlarıyla birlikte geri püskürtmekten geçiyor...

Paris katliamından sonra 9 Ocak'ta soL portalda 11 Eylül'den sonra İkiz Kulelerin çöküşünü kutlayanları hatırlatmıştım. Anti-emperyalizm gericilik tarafından istismar ediliyordu o dönem. 2015 itibariyle emperyalizm günahlarına ve rezaletlerine yenilerini eklemiş olsa da, benzeri bir durumun ortaya çıkmamasının nedenlerinden biri de gericiliğin kırdığı cevizlerin çarpıcılığıydı.

Sonra birkaç gün geçti. Nijer'de katliam destekçisi gösteriler yapıldı. Polisin müdahalesi sonucu dört kişi öldüğünü yazıyor haberler. Pakistan, Ürdün, Cezayir dizisine bizim memleket de eklendi.

Türkiye'de sağ popüler ideoloji hep rekortmendir. En büyük, ilk, Ortadoğu ve Balkanlar'ın en... Meczuplukta altta mı kalacaktık! Nijer'deki ölümler bile gericilik rekorunu Türkiye'den alamaz. Benim görebildiğim kadarıyla aleni katliam destekçiliğinde devletin doğrudan ön açıcı, kışkırtıcı ve hatta öncü, örgütçü olduğu ülke bizimkidir. Doğası gereği “hepimiz Kouachi'yiz” sloganı atmak, katiller için gıyabi cenaze namazı kılmak hakikaten marjinal ve meczup bir durumdur. Cumhuriyet gazetesinin etrafında toplaşanların taşıdığı “hepiniz Charlie'siniz” dövizleri bu cenahın yaratıcılığının tepe noktasıdır!

Padişah ve sadrazam efendilere bakarsak anormal olan bunlar değil, bizim taraf. Ölürüz öldürürüz diye höykürmeyi memleketin normal müslümanlık hali ilan edenler kendileri. Tehdite maruz kalanlarsa “nerede yaşadıklarını bilmemekte”!

Özetle Charlie katliamının yıldızı Türkiye'dir.

Elde uzun süredir en az iki Türkiye var. AKP veya Tayyip Türkiyesi gericiliğin zirvesinde geziniyor. Bunların bizim ülkemize kalıcı bir damga vuramayacaklarını hep iddia ettik. Artık iddianın ötesine geçiyoruz. Bir ülke bu haliyle yoluna devam edemez. AKP ülkeyi Fatih büyüklüğünde bir ilçede katiller için namaz kılanlar üstünden yönetiyor. Bir hükümet düşünün ki, iktidarını sürdürmek için akşam vakti 100 tane tuhaf adamı, olmadık barbarlıkları haykırmak üzere Şişli gibi bir merkezde bir araya getirsin...

AKP'nin güç gösterileri artık kendini vurma noktasına geldi. Gücün zirvesiyle çukurun dibi buluşuveriyor. Böylesi olsa olsa duşakabinoğulları beyliğinde iktidar olur. Türkiye bu değil.

Ne Türkiye'si! Gericiliğin meczupluk yarışına girdiği ülkelerin en hırpalanmış, en örselenmiş olanı bile bu kadarına gelmez.

Her yerde, her zaman o noktaya getirmek isteyenler çıkabilir. Öyle bir an gelir ki, iktidarını ancak sonsuz bir gericilik düzeyinde, gericiliğin delilik halinde sürdürebilen rejimler ortaya çıkar. Bu hem bir çaresizlikdir hem de alt üst oluş, kriz, iç savaş momenti. AKP'nin yönetmeye devam etmesi için, en yakın zamanda, karşı-devrimin yeni ve son derece radikal bir safhasına geçmesi gerekiyor.

İşte bu o kadar kolay değil.

soL'un istikrarlı okurları bu yayın organının Türkiye'yi bekleyen ve gelenin gideni aratabileceği seçeneğe karşı ilk uyarıyı formüle ettiğini biliyor olmalılar. AKP'nin dinci faşizmi kurumsallaştırması da karşı-devrimdir, AKP'nin ipini çekecek bir iç düzenleme de karşı-devrimdir! İstediği kadar sol makyaj yapılsın öyledir. Hrant'ın ölüm yıldönümünde bu kadarını öğrenmiş olmalıyız artık...

Halkın soldan devreye girmediği, sosyalizm seçeneğinin güçlenmediği bir kapışmanın sonucu kabus olur. Demek ki, bu kabus defedilecek. Aydınlanmacılara yönelik tehditlerde ipin ucunu kaçıracak bir adım attıklarında “bizim Türkiye” buna boyun eğmeyecek örneğin...

Paris'ten sonra anlaşılıyor ki, Batı devlet terörünü kontrollü biçimde arttırıyor. AKP'yse bu evreyi çoktan aştı. Artık sıra dinci faşizmin milislerine geldi... Ama madem öyle, meşruiyeti de olmayacak bu uygulamaların. O milislere karşı direnmek meşru. Direnilecek...

Mecburen çok hızlanacaklar. Hemen bütün öğrencilere Kuran ezberlettirmek zorunda hissedecekler kendilerini. Ama okullar yeniden açılırken pişman olacaklar...

AKP'nin gidiş zilleri çalıyorsa solun hamle zamanıdır. Yoksa gelen gideni arattırır. Giden AKP bile olsa!