Haziran’dan öğrenmek

Hepimiz öğreniyoruz. Halktan, ama mücadele eden bir halktan öğrenmenin keyfini sürüyoruz. Ancak öğrenmek bildiğini geliştirmek, derinleştirmek biçiminde somutlanabileceği gibi, kökten değiştirmek, sıfırdan öğrenmek gibi anlamlara da gelebilir. soL gazetesi ve parçası olduğu siyasi gelenek kendini geliştirmeye sonuna kadar açık olmakla bir yandan da kendini doğrulanmış sayıyor.

Daha önce söylemişizdir “Türkiye AKP Anayasasına sığmaz” dedik ve haklı çıktık.

Bu lafı uyarlamış ve konu İmralı’ya geldiğinde, “Kürtler AKP düzenine sığmaz” demiştik. Yine haklı çıktık.

Hatta kendimizi tutmayıp sözü Ortadoğu’ya taşımış ve “bölge emperyalist senaryolara sığmaz” demiştik...

Çoğunluk “adamlar çok güçlü” derken biz “Kaybedenler Kulübü” adını taktık AKP’ye ve haklı çıktık.

İşin en pratik örneklerinden biri olarak, AKP’nin polisinin sokakta da kaybedebileceğini, yenilmez olmadığını kanıtlamak lazım diye düşünüp bunu cümle aleme göstermemiz de pek yerinde olmuş. Belki de hayatında fıske yememiş insanların ateşin ortasına koşma gözüpekliğine bir nebze katkımız olmuştur.

Aslında biz birkaç yıl önce, “Boyun Eğme” sloganına hiç olmazsa birkaç yüz bin kişinin sahip çıkacağına inanmıştık. Burada zamanlama yaşamsal olduğu için “haklı çıktık” demeyeceğim ama sonuçta on milyonlar sahip çıktı bu seslenişe.

Eksiği yok, fazlası var.

Sonuç itibariyle, biz derinleşmek için öğreniyoruz.

Birileri ise değişmeli!

Özeleştirinin erdemine mi sığınırlar, bir punduna mı getirirler, onu bilmem. Ama değişmeleri lazım.

Sendikaları neredeyse en yüce değer ilan edenler, bu kurumların Haziran’da nereye gittiklerini açıklamalılar. Sendikaları sınıf örgütleri haline dönüştürmek, hangi makama kimin adamının yerleşeceğine bağlı değilmiş! Bu yapılar Haziran’da bile “üyelerimiz içinde MHP’lisi, AKP’lisi var, kimseyi ürkütmeyelim” diye bakmışlarsa hayata, geçmiş olsun!

Kürt sorunu çözülmeden hiçbir şey olmaz diye bugüne gelen sol kesimler, şapkayı önlerine koymalıdır. Utanmalıdırlar ve “halk hareketinin bir şoven aşaması vardı, Türk bayrağı öne çıktı. Şimdi sivil aşamaya geçiyoruz...” diye uydurmayı kesip Türk ve Kürt halklarının arasındaki mesafenin açılmasında kendi yanlışlarının muhasebesini yapmalıdırlar.

Kürt düşmanlığından solculuk adına rant elde etmeye çalışanlar arasında akıllanmayanlar tabii ki var. Mesela on milyonları bırakıp MHP tabanı hakkında uçuk kaçık fikirler geliştirenleri boş veriyorum. Ama Haziran’da “bizim PKK’li arkadaşlarla bir sorunumuz yok” deme noktasına gelenler durumlarına biraz daha açıklık kazandırsalar fena olmaz!

Solda bir merak da halk güzellemesinin arkasına aydın, teori, örgüt karalamalarını saklamaktı. Koskoca bir kütle harekete geçtiğinde, halkı ağzından düşürmeyen kimi solcuların, işi kendi flamasını veya yayın organının adını taşıyan bir dövizi öne taşımaya indirgediklerini gördüm. Ne öğrendiklerini merak ediyorum...

Sanmayın ki, bu satırları kızgınlıktan yazıyorum. Hiç de değil.

Haziran Direnişi’nde örgütlü unsur çok azdı. Şimdi çoğalıyor. Mayısı göstermeye devam eden saatle örgütlenilemez. Dersini almayan sınıfta kalacak. Ama halk illaki örgütlenecek. Meselemiz budur. Bu yüzden solun tartışması gerekir.