Gericilerin kökü var mı?

Sorsanız kökleri pek derindedir. Bütün gelenekler, adetler onlardan yana. Tarihten süzülüp gelmişler. Aslında hiç süzülmemişler, yontulmamışlar...

Sadece bizde değil, başka ülkelerde de durumun tastamam öyle olduğuna inanmamızı bekliyorlar. Ortadoğu ve doğu gericilik üretiyor buna göre.

Yalnız da değiller. Ortalama batılı, müslüman Ortadoğu'nun barbaristan olduğunu sanır. Kendi haline bıraksan Ortaçağ'a yuvarlanacak tepe taplak...

Bu durumda ne yapmalı uygar batılı? Elbette emperyalist ve demokrat hükümetinin bu doğuştan gelen sakatlığı düzeltmek için yapacağı müdahaleleri hoşgörmeli. Ya da, durumun düzeltilemeyecek kadar batakta olduğu örneklerde doğuluyu kovmalı, “içimizdeki” ajanlarını deşifre etmek için işkenceye yatırmalı, barbarların birbirlerini kesmesine engel olmak için müdahale etmeli, haddini bilemeyip beyaz batılı proleterin işini elinden alacak kadar yüzsüzleşeni...

Çubuğun iki ucu da pisliğe bulanmış ya; gericiliğin bizim buraların kendiliğinden hali olduğu inancından emperyalizmi aklamaya gidiliyor. Diğer uçtaysa kökleri o kadar sağlam bir gericiliğe karşı mücadele umutsuz bir debelenmeye veya, en iyisinden, kazanmanın imkansız olduğu bir onur kavgasına indirgeniyor.

Bu çubuğu kırın atın!

Türkiye'nin ve doğulu komşularının doğal halinin gericilik olduğu, doğulu gericilerin böbürlenmesi ve batılı gericinin kendini rasyonalize etmesidir.

Doğruluk payı hiç mi yok; demeyin! Yok ki ne yok!

Siz Nâzım'ın “akrep gibisin kardeşim” seslenişinden umutsuzluk mu çıkartıyorsunuz? Tam tersidir.

IŞİD, El Nusra, El Kaide, ÖSO, Müslüman Kardeşler, Hamas, AKP... bunlar Ortadoğu'nun kaçınılmazlığı falan değil. Bir bölümü doğrudan doğruya Amerikan beslemesi. Örnek El Kaide.

Bazıların önünü açmak için İsrail amma da uğraşmış. Örnek Hamas.

Bazıları “bizim” yenilgimizden beslenmiş. Müslüman Kardeşler öyledir. Anti-emperyalist, laik damarlar baskı altına alınınca şu veya bu yolla, meydan bu yaratıklara kalmış.

Son dönemin yapıntı hareketleriyse toptan gırgır. Haziran Direnişi patlar patlamaz Suriye'de cihatçılar yemsiz kalmıştı. ABD Bağdat'ta hükümet değiştirmek istediğinde, kafa kesicilerin sırtındaki kurguyu iki tur çeviriyor, iş tamam.

Gerisi palavra.

Bugün kan gövdeyi götüren komşularımız değil barbar olan. İskenderiye'de fiili şeriat düzeni ilan edilmesinin nedenleri Mısır halkının derinliklerinde değil, o muazzam kentin dokularında, tarihinde değil. Ne Beyrut'un sık sık birbirini öldürmeye yeminli milislere bölünmesi Lübnanlıların genlerinden kaynaklanıyor, ne de Halep'i yerle bir eden şiddet Suriyelilerin kültüründen ileri geliyor.

Emperyalist kapitalizm böyle yaşıyor.

AKP gerçeği de öyle.

Kendilerine bir tarih arıyorlar. Bulamıyorlar, daha doğrusu buldukları kadarı bir işe yaramıyor ve uyduruyorlar. Amerika'yı onlar yani müslümanlar keşfetmiş. Arap alfabeleri ve Osmanlıcaları varmış...

Yerleşik hayata geçmekte geciken Türki halkların çoğu kadim dillerde olduğu gibi kendi dillerine ait bir alfabe geliştirememeleri ve yönetici sınıfların Arap-İslam kültürüne asimile olmalarından ne dil çıkmıştır ne de felsefe.

Otobüste vapurda özenle çantasından kitap çıkarıyor, AKP'li olduğu belli bir “hanım kız.” Sınav için son hazırlıklarını yapan bir öğrenci değilse, o kitap yüzde 90 ihtimalle Kurandır!

Ecdadımız diye yere göğe sığdıramadıkları Osmanlının düzeninden oğul ve kardeş kıyımını çıkartıp atamazsınız. Yerleşik düzen gibi tek tanrılı dinle de geç tanıştıklarından olsa gerek, aristokratik bir kültür geliştirmemişler.

Ama ilerlemeci, ilerlemeyi hızlandırıcı girdileri hep Batıda aramışlar. Gericilikleri bile kökleşememiş. Batının iyi yanlarını alalım, ahlakımızı koruyalım türünden ilkel mi ilkel bir takım aforizmalardan ideoloji imal edilemiyor. Sünni egemenliği kurmuşlar kurmasına, ama şeriata  fazla meyleden hükümdarın da üstünü çizmişler. En islamcı padişahın, memleketin çökmemesini sağlayacak daha iyi bir alet gösterilse islamcı falan olmayacağı belli.

Tarihin ileriye akması için ne zaman nerede bir müdahale gerçekleşse, ona da dinci muhafazakarlığın köhne dünyasından ciddi biçimde kopanlar imza atmış...

AKP geleneği olsa olsa kendi örümcek bağlamış kovuğunda yaşayan, küçük dükkancı geleneğidir. Buradan enerji değil miskinlik çıkar. Yanlış anlaşılmasın, mistisizm değil miskinlik diyorum.

Hâşâ AKP miskin değil. AKP Türkiye kapitalizminin istemlerini yerine getirebildiği ve emperyalizmin işine yaradığı ölçüde enerji buldu. İmamın teki iş güvenliğini Allaha meydan okumak diye yorumluyorsa bundandır. Üniversiteli bir imam Amerikan işbirlikçiliğini stratejik ittifak diye yutturan bir kitap yazıyorsa bundandır. Bunların enerji kaynağı bu hizmetlerinin karşılığıdır.  

Bunların saldırganlıklarının nedeni de budur. Ayaklarının altında sağlam tek bir tahta olmadığı için koşmak zorundalar. Koşarken tahtaların sağlam olduğuna dair uydurur dururlar. Kendilerine ait geçmişlerinde, bugün iyi hizmet ettikleri kapitalisti ve emperyalisti dışta tutarsak, düşünce sistemi yoktur, kurtuluş kavgası yoktur, halkla bütünleşme yoktur. Döner dolaşır Sinan'ın eserlerinin beton taklidini yaparlar. Mustafa Kemal'i karalar, ak sakallı hurafeleri yumurtlarlar.

Bunların bizim derinlikli topraklarımızla ilişkileri pek zayıftır. Akrep gibi olan onlar değildir. Bunlar bizim topraklarımızın haini bile değildir. Yabancıdırlar.

Kovalanmaları olasılıklardan bir tanesi olarak görülemez. Kovalanmamaları durumu eşyanın tabiatına aykırıdır.