Eski yıl, yeni yıl

2014'ün son insan öldürme haberleri Cizre'den geldi geçtiğimiz hafta sonu. Bülent Arınç bu kez Hüda-Par yani Kürt Hizbullahına açıktan sahip çıktı. PKK'den Mustafa Karasu ise olayları AKP provokasyonu olarak niteledi, Erdoğan'ı suçladı. Karasu'ya göre katile, hırsıza sağduyu çağrısı yapanlar hataya düşüyorlardı.

Eski yıldan yeni yıla devrolanlardan biri Kürt sorununda önümüzdeki 21 Mart itibariyle çözüm -veya en azından kalıcı bir ateşkes- beklentisi. Şimdi 2014 kanla kapanıyor, ama bu kan 2015'in çözüm demagojisiyle açılmasını önlemiyor.

Tuhaf, saçma, acı... Kötü yıl 2014'e de bu aptallık yaraşırdı...

Beklenti o denli abartılı ki, AKP'nin bu büyük hamleyi oya tahvil etmek için seçimleri erkene, Newroz'a en yakın tarihe çekeceği de konuşuluyor. 1999'da Öcalan'ın yakalanması DSP-MHP'yi uçurmuştu. 2015 “çözümü” de AKP-HDP'yi mi uçuracak?

Bu olasılığın üstüne çizik atmak imkansız. Ama böyle bir seçim sonucunun parlamento merkezli olarak tartışılamayacağını büyük bir kesinlikle söyleyebiliriz. Baş başa kalmış AKP ile HDP tablosu çözüm değil patlamadır. Öcalan'ın tabiriyle İslam kardeşliğinin ilan edilmesiyle milliyetçi bir savaşın patlak vermesi birbirini izlemez, iç içe girer! Meclisin ne önemi kalır?

Siyaset alanının bu yönde dönüşmesi için parlamenter zeminde CHP'nin tuzla buz olması gerekecektir. Öyle bir kriz ki, sonuçları CHP tasarımlarını aşsın ve Haziran direnişinde somut olarak gözlemlenen yurtsever-laik-kamucu damar dağılsın, buharlaşsın... 2014 deneyi diyor ki, CHP seçmeni tatminsizliğe terk edilecek, oy verme oranı gerileyecek, hatta sırtında yumurta küfesi olmayanlar göç eğilimine girecek. Böyle bir durumda liberalizm-Kürt hareketi ittifakı klasik sınırlarının ötesine sıçrar. Ve unutmayın, liberalizm ve milliyetçilik her zaman sağdır. AKP pazarlığından barış çıkmaz, bu pazarlığın belirlediği bir siyaset tablosu topluca sağa kayar.

Bizim taraf buharlaşır mı, peki?

O kadar da değil... Kabul; yurtseverlik Kürt düşmanlığı üstünden milliyetçiliğin baskısı altına girer. Laiklik de AKP karşıtlığı üstünden liberalizmin belirlenimine kayar... Bu dağılmaya CHP değil, ancak sol karşı durabilir. Tek koşulla: solun diğer iki muhalefet akımı karşısındaki komplekslerinden arınabilmesi koşuluyla.

Solculuk 2015'de bir kez daha, halk aydınlanmasını, emekçi sınıf kimliğini esas alan solculuğun milliyetçi/kemalist ve Kürtçü/liberal kirlerden temizlenmesine odaklanacaktır pratikte. 2011 seçimlerinden sonra sorun tam da buydu. 2015 seçimlerinden önce de aynısıdır. Böyle bir sol siyaset alanı güçlendirilmezse, sol gelişmelere seyirci kalmaya mahkum olur.

Gelişmeler bu kadar dramatik yaşanmayabilir. 2015 “Kürt çözümü”, sadecece asli hesaplaşmayı erteleten bir ara düzlük manasına gelebilir. Bu durumda gerçeği gür sesle deşifre etmeyip demokratikleşme korosundan kopamayan bir sol, ertelenen hesaplaşmaya da randevu veremeyecektir. Geçmiş olsun!

Sol, 2015'i  nihai bir hesaplaşmada devreye girebilecek birikimi hazırlama perspektifiyle karşılamalıdır. Resmi açık seçik göremeyenler akıllarını küçük oyunlarda yemeye devam edebilirler. Örneğin köşe kapmaca oynarlar başka solcularla. Veya kendi aralarında doğrudan demokrasicilik... Türkiye zor bir nesnellik üstünde yol almakta ve solda bu zorluğa boyu, aklı yetmeyenler var. Bir değil, iki değil...

Eski yıl, yeni yıl.

Korkmayın, gelen gideni aratamayacak. 2014, yeninin eskiyi aratamayacağı kadar kötü bir yıl oldu. 2013'te duvara çarpan emperyalizm karşı hamle yapmayı becerdi. Uçurumun kenarında dolanan AKP iki seçim kazandı. 2013 bizim, 2014 gericiliğin boyun eğmeyeceğini deklare ettiği yıllardır.

Dedim ya, 2015 daha kötü olamaz. Ve 2015'in açılışı hesaplaşma anonsudur. Yani önümüzde hakiki bir mücadele yılı var.

Kutlu olsun...