‘Ölümüme ben karar veririm’

Biyolojik miras, İtalya’da üzerinde tartışılan ancak yasalar çerçevesinde bir türlü güvence altına alınamayan konulardan biri. Biyolojik miras, yasama şansı olmayan terminal dönem hastaları ile yıllardır koma durumu devam eden ama hayata dönmesi tıbbi yönden olanaksız görünen hastaların yaşamlarının hekim desteğinde girişilen bir uygulamayla sonlandırılmasını öngörüyor.

Biyolojik miras kısacası kendisine çok az bir ömrü kaldığı aktarılan terminal dönem hastasının hayatta iken kendi ölümü ile aldığı bir kararı ifade ediyor. Bu seçim, daha fazla acı çekmemek, dingin bir biçimde bu dünyadaki yaşamını noktalamak isteyenlerin ‘biyolojik miras’ adıyla tanımlanan bir düzenlemeyle, yasal açıdan bıraktıkları bir isteği ifade ediyor.

Elbette bu seçimin en önemli niteliği, bir neden varolduğunda (terminal hastalık, koma durumu vs ) kendi ölümümüzle ilgili kararda devlet ya da dini kurumların kontrolünün ortadan kalkması. Biyolojik miras bir anlamda yaşama tek başımıza geldiğimizi, bu dünyayla vedalaşmamız gerektiğinde de seçimin yine bizlerde öldüğünü, başka hiçbir kurumun bizler konusunda karar veremeyeceğini tanımlıyor.

İtalya’da biyoilojik miras konusu son birkaç yıldır tıbbi otoritelerin yaşama şansı vermediği çeşitli hastaların durumuyla haber gündemine oturdu. Mevcut örnekler arasında en ses getiren uygulama, yirmi yıl önce geçiridig bir trafik kazasının ardından bitkisel yaşama giren, doktorların hiçbir uyanma ve yeniden hayata dönme şansı vermediği Emanuela Englaro’nun durumuyla gündeme gelmişti. Emanuela’nın babası, kızının yaşamına doktor destekli son verilmesini istemişti. Baba Englaro’nun bu talebi nüfusunun yüzde 90’ininin Katoliklerden oluştuğu İtalya’da özellikle inanan kesimin tepkisini çekti. Tanrı’nın verdiği canı Tanrı almalı düşüncesiyle tepkilerini abartılı biçimde ifade eden vatandaşlar, Emanuela’nın yaşam ünitesinden çıkarılmasını protesto etseler de ‘biyolojik miras’ı savunan baba Englaro, kızının özgürlüğe kavuşması için bu yönde zorlu bir mücadeleye girdi ve sonunda da başarılı oldu.

Terminal dönem hastaları aranıyor
Bu girişim bir yandan sert tepkilere hedef olurken öte yandan yüzlerce hastayı çok yakından ilgilendiren biyolojik mirasın yasal bir çerçevede güvence altına alınması için çalışmalar başlatıldı, Bu girişimlere eklenen son halka, radikal kimliğiyle tanınan Luca Coscioni Vakfı’nın “Terminal dönem hastaları aranıyor” çağrısıyla başlattığı kampanya. Kampanyada bir hastane odasında boş bir yatak, terminal hastayı son yolculuğuna uğurlayacak olan sivinin dikkat çektiği bir komodin öne çıkıyor. Vakıf İtalya’da ötenazinin yanı sıra hekim destekli yaşama son verme uygulamasının yasallaştırlmasını amaçlıyor, Kampanya özetle, “Devletler ve dini kurumların bizlerin özyaşamı konusunda karar vermesi yerine kendimizle ilgili sorumluluk ve özgürlüğün bizlerde olması” gerektiğine vurgu yapıyor.

Bu çarpıcı kampanyayla ilgili birkaç saniyelik görüntülerin www.eutanasialegale.ıt
sitesi ile bazı sosyal medyalarda yayınlayacsgina dikkat çeken ötenazi savunucuları, seslerini gazeteler ve radyolar ve televizyonlarda da duyurmaya hazırlanıyor.

Vakıf bu aşamada halkı bilinçlendirmek, konuya yabancı olan toplumu bu konuda duyarlı kılmak amacıyla çarpıcı bir kampanyayla yola çıkmaya karar verdi. İtalya’daki terminal hastalara ve sanatçılara çağrı yapılarak, ”nasıl öleceğimizle ilgili karar, bize ait olmalı” görüşü spotlarla savunulacak ve anlatılmaya çalışılacak. Bugün İtalya’da tıbbi destekli ölümü uygulamaya kalkan bir doktorun, en az oniki yıl hapis cezasına çaptırıldığına dikkat çekilerek, ötenazinin yasal açıdan koruna altına alınmasıyla önemli bir yol katedileceği savunuluyor.

Merkaz sağın temsilcisi Özgürlükler Partisi (Pdl) temsilcisi Eugenia Roccella, ötenazinin yasallaştırılması konusuna tepkili, “Kasksiz motosiklete birmek, uyuşturucu kullanmaktsa özgürüz, ama sağlık hizmeti kapsamında doktor destekli bir cinayeti yasal kılmak bir tür cinayet. Terminal dönem hastalarının tedsviye ve dayanışmaya gereksinimleri var, hastalara ölmeleri değil yaşamaları için yardımcı olmalıyız” diyor. Merkez soldaki Demokrat Parti (Pd) de, çoğunlu Katolik eğilimli milletvìllerinin ortak görüşünü dikkate alarak ötenziye ve bu yönde başltılan kampanyaya karşı olduklarını dile getiriyor.

İtalya, hekim destekli ölüm ve ötenazinin yasallaştırılması için başlatılan tartışmaya odaklanırken, kendisine ölümcül bir hastalık teşhisi konulan Milanolu yatırımcı Angelo Corıgliano, önceki gün La Repubblica gazetesinde bir tam sayfa bir ilan yayımlattı. 61 yasında kanser teşhisi konulan yatırımcı, “Çok fazla yaşamayacağım. Bu dünyaya veda etmeden önce 50 kişiyi işe almaya karar verdim!..”

[email protected]