Naziler, Suriye, Türkiye’den silahlar…

François Holland’ın “Savaş ortamında insan haklarına saygı göstermeyeceğiz”, Matteo Renzi’nin “Bombalayalım ama sonuçları da öngörelim” dediği kaos ortamında İtalyan Naziler, binlerce mülteciyi barındıran Hıristiyan yardım kuruluşu Caritas’ın Lombardiya’daki merkezleri ile Demokrat Parti’nin bazı ilçe binalarını hedef aldı.

Aşırı sağcı militanlar, sığınmacılara yardım edenlere “vahşi” yöntemlerle saldıracaklarını duyurdu. Farklı etnik ve dini grupları temsil eden azınlıklar ve eşcinselleri hedef alan Naziler, kuzey İtalya’da yaşayan göçmenleri tehdit ediyor. Brescia’da Trompia vadisinde Collio’daki dağlık bir mevkide barındırılan Afrikalı göçmenler ise aşırı sağcı militanların tehdidi altında. Afrikalı mültecilerin yaşadığı konutu kuşatan ırkçı Skinheads militanları, “Göçmenler kapı dışarı!” diyor.

“Kilit ülkeler, Türkiye, Katar, Suudi Arabistan, Fransa, İsrail”

Nazilerin sesini duyurmaya başladığı İtalya, bu hafta Suriye parlamentosunun Hıristiyan kökenli temsilcisi Maria Saadeh’i konuk ediyor. Diplomatik bir ziyaret için Roma’da bulunan ve çeşitli medya kuruluşlarının görüştüğü Saadeh, Suriye’yi hedef alan saldırılarda Katar, Suudi Arabistan, Türkiye, Fransa ve İsrail’in kilit ülkeler olduğunu anlattı.

Saadeh çizdiği Suriye portresinde Batı’nın “Esad karşıtları” diye adlandığı grupların Suriye’de şiddet, kıyım ve suç işlediklerini ve ülkeyi dramatik bir noktaya getirdiklerini duyurdu.

“Suudi Arabistan düşmeli”

Pandora TV’den deneyimli gazeteci Giulietto Chiesa’nın konuğu olan Maria Saadeh, “Batı, Suriye’de demokrasiyi gerekçe göstererek Esad rejimini devirmek istiyor. Bu mantıkla gidersek düşmesi gereken ilk rejim, anayasası bile olmayan, insan haklarının sözünün geçmediği, kadınlara saygı duymayan Suudi Arabistan olmalı. Bu ülke, bütünüyle diktatör bir Krallık.

Suriye’de Esad ailesi yıllardır yönetimde ama laik bir sistemi temel alan bir anayasanın güdümünde. Suriye anayasası laik ve bağımsız bir ülke. Bütün vatandaşlarını eşit hak ve yükümlülüklerle koruyan bir ülke.  Farklı dinlerden gelen gruplara hoşgörülü. Suriye toplumunda kadınlar önemli bir role sahip, parlamentoda kadınlar yüzde 12 düzeyinde. Suriye’de demokrasinin olmadığı gerekçesiyle bu ülkeyi yerle bir etmek, kendilerinin biçtiği bir demokrasi getirilmek istenmesi kabul edilemez. Bu yönde bir seçimi bir tek Suriye halkı yapabilir.” diye konuştu.  

ABD&Türkiye işbirliği  

Maria Saadeh; İtalya ziyaretinde kıtalararası bir terörizmden söz etti. Bugün gerek Suriye’de yaşanan kaos ortamının demokrasiyi korumak adına ABD’nin başlattığı siyasi kampanyanın bir sonucu olduğunun altını çizdi, Suriye’yi hedef alan kampanyanın “acımasız bir koalisyon” tarafından yönetildiğini paylaşan Saadeh, “ABD ve Türkiye’nin işbirliğinde Suudi Arabistan ve Katar, sivil halkı değil radikal kanatları destekliyor. Suudi Arabistan, ABD’nin güdümünde, tek başına davranmıyor. ABD’nin güdümünde Katar, Suudi Arabistan ve Fransa sürekli farklı roller üsteniyor. İsrail’in de bu tabloda temel bir rolü olduğunu anımsatmak isterim. İsrail yönetimi Suriye topraklarındaki teröristleri koruyor. Bu ülke, El Nusra’yı destekliyor. İsrail dinin önde olduğu bir ülke oysa Suriye, laik bir ülke.  ”

“Türkiye, ‘acımasız koalisyonun’ baş aktörü”

Ya Türkiye? Saadeh’in tanımıyla “acımasız koalisyonun” bir başka baş aktörü, “Türkiye. Türkiye, ABD ile birlikte Suudi Arabistan ve Katar’ı yönetmekle yükümlü. Suriye’de faaliyet gösteren terörist gruplar bu ülkelerin koordinasyonunda maddi yönden desteklenirken, eğitimden geçiriliyor. Temel hedef, Suriye’nin yer altı ve üzeri zenginliklerini yağmalamak. Arkeolojik mirasımız da bu yağmadan payını alıyor. Türkiye’nin tarihi geçmişini tanıyoruz; savaşlar, soykırım vs… Türkiye yönetimi on yıl önce Suriye’ye açılmak istedi. Ancak gerçek hedef, bu savaşa hazırlanmaktı sanırım.”

Neden Paris hedef alındı sorusuna Saadeh’in yanıtı, “İsis, bir terör örgütü. Ancak Suriye topraklarında onlarca terör örgütü var. Herkes İsis’ten söz ediyor, öteki terör örgütlerinin üzeri örtülüyor. Avrupa’da “uyuyan hücreler” var. Fransa’daki saldırıları kanımca İsrail’in desteklediği El Nursa grubu gerçekleştirdi.”

Silahlar, Türkiye’de ünlü bir fabrikada üretildi iddiası

Suriye’de yaşananları yorumlayan parlamenter Maria Saadeh’in açıklamalarından İtalya’nın haber gündemine dönersek önceki gün Trieste gümrüğünde durdurulan bir tırda ele geçirilen 800 pompalı silahın Türkiye’den geldiği yazıldı. Türkiye’den yola çıkan tırın sürücüsü Türk, aracın plakası Hollanda’ya aitti.  İtalyan haber ajansı ANSA, tüfeklerin Türk yapımı olduğunu yazdı. Trieste limanında alı konulan tırda 800 pompalı tüfek, Türkiye-Avrupa arasında gerçekleşen silah ticareti ve rotası açısından kaygı uyandırdı.   

Trieste gümrük yetkililerinin aktardığına göre “Winchester” marka 12-51 ve 12-47 kalibrelik, 500 bin avro tutarındaki bu silahlar, önce Belçika’da ardından Hollanda ve Almanya’daki operatörlere götürülüyordu. Bir başka ayrıntı, bu silahların  Türkiye’de tanınan bir fabrikada üretildikleri, her silahın kendi özel paketinde, Hollanda markasıyla saklandığı.    

Trieste savcılığı, Türkiye’den her yıl 250 bin transit geçişin gerçekleştiği sınırda  yine Türk olduğu iddia edilen ithalatçı firma hakkında, toplum güvenlik kurallarını ihlal ettiği için soruşturma açtı.

[email protected]