NATO ve yoksul İtalya

İtalyanlar hükümetin “özelleştirme”paketi ile “jobs act” siyasetini bugün başkent Roma’da protesto etmeye hazırlanırken. Matteo Renzi halka masal anlatmaya devam ediyor. İtalya’yı içine düştüğü darboğazdan özelleştirmeleri hayata geçirerek çıkarmayı hedefleyen Renzi, askeri harcamalara ayrılan bütçede kesintiye gidileceğini aktarsa da rakamlar başbakanı yalanlıyor.

Geçtiğimiz günlerde savunma bütçesinde 300-500 milyon avro tutarında bir kesintiye gidileceği duyurulmasına karşın F35’lerin satın alımı konusu es geçildi. Öte yandan Nato üyesi İtalya’nın gitgide büyüyen yükümlülükleri, Çizme’deki askeri harcamalara ayrılan bütçeyi sürekli şişiriyor.

Nato İtalya’da süre gelen krizi görmezden geliyor. En son Brüksel’de 460 milyon avroluk bir bütçeyle modern bir üs inşa eden örgüt, İtalya’da 200 milyon avro ayrılan bir bütçeyle Patria gölünde Nato adına yeni bir merkezin temellerini atıyor. Bu merkezin ABDli amiral Bruce Clingan’ın kumandanlığında Nato’ya bağlı iç güçlere hizmet edeceği vurgulanıyor. Clingan’ın aynı zamanda Avrupa ve Afrika’da görev alan ABD donanmasının da amirali olduğu anımsatılıyor.

Bu yatırımlar Nato üyesi ülkelerde kamu bütçelerinden sağlanıyor ve sözün kısası vatandaşın cebinden kesiliyor. Şubat 2014 tarihli resmi veriler, Nato’nun askeri harcamalara ayırdığı bütçenin bin milyar doları (yaklaşık 750 milyar avro) aştığına işaret ediyor. Bu harcamanın yüzde 70’lik miktarı Nato’ya üye 28 ülkenin kamu bütçesinde karşılanıyor. 2 binden bu yana Nato’nun dünya çapında öngördüğü askeri harcamaların yüzde 40 arttığına işaret ediliyor.

2006’dan bu yana ekonomilerinin belini doğrultamayan birçok Avrupa ülkesi, Nato’nun bütçesini karşılamak adına gitgide yoksullaşıyor. Nato’nun yayımladığı rakamlar İtalya’nın savunma bütçesi adına günde 56 milyon avro harcadığını yansıtıyor. Dünya sıralamasında yoksul İtalya, Nato’nun öngördüğü askeri harcamalarda 10. sırada.

Nato üyesi 28 ülkenin cebinden çıkan bin milyar dolar bir yana Nato destekçileri örgütün kalkınabilmesi ve askeri faaliyetlerini yürütebilmesi adına başka katkılar da veriyor. Bu katkı paylarının çok kere, Nato yönetiminde gerçekleştirilen operasyonlar ve misyonlar adı altında örtülü ödeneklerle karşılandığı dile getiriliyor. Başka birçok Nato ülkesi gibi İtalya da Nato adına Balkanlar, Afganistan ve Libya’da yürütülen operasyonlara askeri birliklerini göndermek için dev bütçeler ayırıyor. Bu yan bütçeler, Nato’ya katkı adına verilen dolaylı harcamalar diye tanımlanıyor.

Bu tabloda Nato’ya doğrudan aktarılan katkı payları da var elbette. Her ülkenin dış işleri bakanlıklarınca ayrılan fonlardan sağlanan “sivil fonlar”, 50 farklı bütçeden gelen “askeri fonlar” ve “güvenlik yatırımı” adı altında, örgütün uluslar arası çerçevede yürüttüğü operasyonlara ve her türden teknik yatırıma yön veren fonlar. Bu fonların yüzde 22’si ABD tarafından karşılanırken, yüzde 14’ü Almanya, yüzde 11’i İngiltere, yüzde 8,7’lik bölümü ise Fransa ve İtalya tarafından sağlanıyor.


Vicenza Amerikan Üssü

Bütçe haritasında “görünmez fonlar” diye tanımlanan gizli destek paylarının da varlığına işaret ediliyor. Örneğin İtalya, Aquila’yı yerle bir eden depremin yaralarını aradan birkaç yıl geçmesine karşın saramazken Patria gölünde Nato adına inşa edilen yeni merkez adına 25 milyon avro katkı vermekten kaçınmıyor. İtalya’daki ABD üslerinin bakım onarım çalışmaları için öngörülen harcamalar da İtalya’nın yükümlülüğünde. Bu harcamalara yılda ortalama 366 milyon dolar aktarılıyor.

Nato adına yapılan her türden askeri harcama, kamu bütçesinden ayrılan kaynaklarla sağlanıyor. Yoksullaşan İtalya kimsenin umurunda değil. Çizme’nin dümenindeki Matteo Renzi, masal anlatmaya devam ediyor, İtalyanlar dinliyor.

[email protected]