Mektuplardaki Elsa Morante

İtalyan edebiyatının kadın yazarlarından Elsa Morante’nin yaşadığı dönemde yazar ve sanatçı dostlarına yazdığı ve kendisine gönderilen mektuplar, “L’amata. Lettere di e a Elsa Morante” (Einaudi) başlıklı bir kitaba konu oldu. Daniele Morante’nin Giuliana Zagra’yla birlikte yayıma hazırladığı kitap, Türkçe’de “Arturo’nun Adası” kitabıyla tanınan Elsa Morante’nin eşi Alberto Moravia, büyük bir tutkuyla aşık olduğu Luchino Visconti, Pier Paolo Pasolini, İtalo Calvino, Tommaso Landolfi’yle yazışmalarına yer veriyor.

Morante’nin yazdığı ve kendisine yazılan mektupları eksen alan edebiyat araştırması, yazara gençlik yıllarında aristokrat bir İngiliz gencinin de tutkulu mektuplar kaleme aldığını günışığına çıkardı. Bu belgeler Elsa Morante’ni iç dünyasına ışık tutarken, duygular, kırılganlıklar, öfkeler, karşılığını alamadığı bir aşkla çevrili dalgalı bir yaşamın içinde seyreden farklı bir Elsa Morante portresiyle başbaşa bırakıyor okuru…

Elsa Morante’den Alberto Moravia’ya (1950)

Sevgili Alberto, bir türlü uyku tutmuyor, aylardır sana söylemek isteyip de bir türlü söyleyemediğim şeyleri dile getirmek için yazıyorum. Son zamanlardaki davranışım konusunda beni affetmeni rica ediyorum senden ve onun, benim sana olan büyük sevgimi noktalandığına inanmamalısın. Bütünüyle gizlememe karşın bilincimin ne denli altüst olduğunu tahmin edemezsin, Yaşadığım her dakikaya damgasını vuran bir belirsizlik hakim, bir de buna eklenen bu sıra dışı ve inanılmaz tutku.

Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Bir denge bulabilecek miyim bilmiyorum. Gerçekten çalışabilmeyi ve gerçekten sevmeyi çok isterdim. Yeter ki yaşamım bütünüyle bir anlam kazanmış olsa ve kendimle barışık olsam, herhangi biri için mümkün olan herşeyi verirdim.

Seni çok seviyorum, bir gün gelecek hayatta en sevdiğim kişinin sen olduğunu anlayacağım. Ama şimdi hastalığımı affet. İyi geceler. Seni öpüyorum.

(Elsa Morante bu mektubu yazdığı kağıdın kenarına şu notu düşüyor: 'Dört yıl boyunca deli dolu çalıştım. Neye yaradı?')

Luchino Visconti’ye (12 ekim 1952 gecesi)

Sevgili Luca, neden sevilen kişiler hep dokunulmaz, anlaşılmaz ve yabancıdır? Acı, kaybolmalarından ürktüğümüz için dokunmaya cesaret edemediğimiz bu tapılası figürlerle neden içiçedir? Neden onlara sonuna kadar her şey söylenemez?

Benim sevgili Lucam, senin yanındayken korku ve çekingenlik elimi kolumu bağlıyor ve bana verdiğin bütün acılar, önündeyken ikimizin arasında bir duvar örüyor. Beni seviyorsan, bana doğru gel, yardım et bana canım.

Luchino Visconti’ye (Ocak 1953)

Sevgili Luchino, bana yazdığın şeyler konusunda düşünüyor musun gerçekten merak ediyorum: Benim tedavi gördüğüm… Hastalansam bile bir tedavi izleyemem sanırım, Düşüncesi bile olanaksız.

Sesli olarak bile sana söyleyemediğim birçok şeyi, şimdi bu mektupta sana anlatmak olanaksız.

Hep seninle konuşabileceğime inansam da, senin anlatacaklarıma olan ilgisizliğini farkettiğimde ben de vazgeçtim konuşmaktan. Neler anlatacağımı bilmediğin için benim göründüğümden daha da beter bir kişi olduğumu düşünebilirsin diye üzgünüm.

Ama şimdi bütün bunlardan sözetmek çok da anlamlı değil. Şunu söylemekle yetinebilirim Bu yaz, haziran ayının başında beni incittin. Ama ben uzun zaman incinemem. Temmuz başında yola çıkarken artık incinmiş hissetmiyordum kendimi. Seni yeniden görmeyi arzuluyordum ama senin için beni görmenin çok da bir önem taşımadığına emindim artık,.

Anlamaya çalış lütfen, şimdi aşktan sözetmiyorum. Öncelikle şunu söylemek istiyorum, daha genç ve güzel bir kadınken bile kimse beni sevmedi, bu nedenle senin beni sevebileceğini hiç düşünmedim. Ama ben seni çok sevdiğim ve bir dönem çok arzuladığım için, sen de istemiş olsaydın hayatta sana en yakın kişi olabilirdim. Bu duygu gerçek olduğu sürece hiç gizlemedim de senden, Ama uzun zaman önce bitti. Benim Yunanistan’dan ve 1951’deki Kediler sergisinden dönüşümde…

Senin isteğin dışında, başka gerekçeler nedeniyle her türden umudu ve düşünceyi başımdan savmam gerekiyordu. Başlangıçta bunu başarmak pek de kolay olmadı benim açımdan, belki de o dönemde karakterim, her zamankinden daha kötü göründü sana. Ama sonunda bir yıldır seni düşünmemeyi başardım. O günlerde benimle arkadaşlığını sürdürseydin daha iyi kavrayabilirdin. Ben sana anlatmak için her yolu denedim. Bir hayli acı çektikten sonra ikimizin arasında karmaşaya neden olacak şeylerin yaşanmamış olmasına ve senin yaşamına girerek, özgürlüğünü kısıtlayacak bir kadının varlığından artık şüphe duymamana memnun oldum.

[email protected]