Soldan soldan

Sıkılmadılar.

Solculukla en ufak bir alakaları yok. Ama ömürlerinin hiç değilse yarısını sola don biçerek geçirdiler.

10 Ağustos’un gelişinden belliydi gaza basacakları. Gazına basılacak sol dışınca bir vasıta yok. Diğer vasıtalardan atıldılar nitekim. Yıllarca AKP’nin gazına bastılar, Erdoğan’dan halk kahramanı yarattılar ve sonunda kendilerini bir durakta terk edilmiş buldular.

Ergun Babahan, Hasan Cemal, Aslı Aydıntaşbaş, Fikret Bila…

Sofranın etrafına bunlar ve benzerleri toplandı yine. Mezeleri bir kez daha sol.

Proje yapıyorlar.

“Türkiye’ye yeni bir Syriza geliyor galiba” diye yazdı bir tanesi. Sonra “HDP yüzde 10’u geçer” diye bağırdılar hep bir ağızdan. “AKP’yle başa çıkmak için AKP gibi bir parti lazım” dedi beriki, “Durmak yok, Demirtaş’la yürümeye devam, BDP’den olur” diye eşlik etti koro. Amerikan tipi başkanlık sistemi olacaksa HDP tipi partiler yükselir, AKP’ye rakip olur buyurdu biri. Diğeri “AB özerklik şartını da unutmamalı, Batı’yla da ilişkilerimiz düzelir” diye heyecanlandı. “CHP’den de bir yol olmaz, 1930’larla hesaplaşması lazım evvela” dedi bir başkası. Öteki mikrofonu CHP Genel Başkanı’na uzattı ve ağzından şu sözü aldı: “1970 model sol olmaz”.

Projeyi soldan soldan yapıyorlar. Solculukla alakaları yok, projecilikle alakalılar. Sol, ekmek kapısı şimdi.

Fıtratlarında hep sızmak var. Erdoğan’la akil olur, Demirtaş’a “yürü” derler, ama hep sızarlar, çünkü tarihleri yoktur, tutarlılıkla işleri olmaz. Sızıp sızıp, sonra dışarı taştıklarında geriye hep toplumun tepesine çöken bir enkaz bırakırlar. AKP’ye sızdılar, oradan kusulduklarında esas olarak AKP’yi değil, toplumu kemirmeye devam ettiler.

Soldan soldan geliyorlar. Çünkü başka yerde onlara ekmek yok. Projeyi genel seçime hazırlayacaklar, takvim belli. “Yeni bir sol, yepyeni bir sol, gıcır gıcır bir sol” diye dolaşacaklar ortada. HDP’ye don biçecek, göz ucuyla CHP’yi süzecekler. O taraftan “350 sayfalık program mı olur” sözünü aldıklarında, mahcup mahcup gülümseyecekler “ama bak sizden de bir yol olmaz haaa... Biraz daha AKP gibi kapsayıcı, biraz daha gerçek olun” diye ekleyecekler. Üç gün önce MHP’yle ittifak kurulmasını savunanları, “kim hatırlayacak onları şimdi” diye geçirecek içinden.

Tutar mı bu gıcır gıcır proje?

Solun hareket alanı var. 10 Ağustos’ta esas seçimin önüne konulan sandığa gidip gitmemek olduğunu gören ve “gitmiyorum” diyen 15 milyon, düzen için bir belirsizlik kaynağı, sol için hareket alanıdır. Ve 11 Ağustos’ta 15 milyondan daha büyüktür.

Liberal şürekâ buraya oynuyor ve burada sol dışında hiçbir aktörün kıpırdama şansının olmadığını görüyor. İkinci Cumhuriyet CHP’sinin bu alanı dolduramayacağının, doldurmaya kalkarsa İkinci Cumhuriyet’i örseleyeceğinin farkındalar. Bu nedenle sola don biçiyor, HDP’nin üzerine doğru tutup “oldu gibi sanki” diyorlar.

HDP bu donu giyer mi, böyle bir kıyafet Selahattin Demirtaş’a yakışır mı bunlar ayrı konu. “Yakışmaz” bir saptamadır, “giymesin” ise bir temenni.

Ama liberaller bu donu biçiyor. Sağına soluna biraz CHP yaması yapmayı, azıcık AB paçavrası teğellemeyi ihmal etmeden. Bu dikiş tutar diye bakıyor olmalılar, damaklarında kalmış bir Ufuk Uras tadı var ne de olsa…

Boşluğa ancak soldan soldan girileceğini anladılar. En iyi bildikleri iki şeyi yapıyorlar: Proje ve sızmak. Solda boşluk olmadığını, boşluk bırakılmayacağını öğrenmeleri gerek. O zaman bir kez daha o pek usta kalem erbablarının ne güzel küfürler savurduklarını duyarız. Kuş sesleri gibi ovalara yayılır.