Selam dur!

Alper Birdal'ın “Selam dur!” başlıklı yazısı 21 Nisan 2013 Pazar tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dün Manisa’da konuşuyor: “Şunu unutmayalım son 55 yıla baktığımızda her darbe girişimi ve darbe sonrasında bu ülkede yargı organları millet iradesine müdahale edenlere selam durmuş ve maalesef lojistik destek sağlamış”

Kemal Göktaş, dün Vatan gazetesinde, Anayasa Mahkemesi’nin 2008’de aldığı türban kararıyla geçtiğimiz günlerde açıkladığı 4+4+4’ün iptali istemine red kararını karşılaştırmış.

Bakın Mahkeme’nin laiklik anlayışı 5 yılda nereden nereye gelmiş.

2008’de “Laik devlet dinler ve inançlar arasında eşit ve tarafsızdır” diyor Anayasa Mahkemesi. Bugün ise şunu: “Laik devlet tarafsızdır ama toplumun dini ihtiyaçlarının karşılanmasına kayıtsız değildir. Anayasa, çoğunluk dininin inanç, ibadet ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik resmi mekanizmalar öngörmüştür.”

2008’de “Laik toplumlarda, laik ve demokratik değerler özümsenir siyasal, sosyal ve kültürel yaşam çağdaş görünüm kazanır” diyor yüksek mahkeme. Bugün ise “Laiklik, bireyin ya da toplumun değil, devletin bir niteliğidir.”

2008’de “hukuksal düzenlemeler dinsel buyruklara dayandırılamaz” diyor. Bugün “Kanundaki ‘Hz. Peygamberimizin Hayatı’ ifadesi, o dinin mensuplarının kutsallarına saygıyı ifade eder” buyuruyor.

Mahkeme, 2008’deki laiklik yaklaşımına bugün “katı anlayış” diyor. Bugünkü anlayışına ise “özgürlükçü”...

2008’de “Laik devlette, ulusal irade dışında herhangi bir dogma siyasal düzene yön veremez. Hukuksal kurallar dinsel buyruklar yerine aklın ve bilimin öncülüğünde kabul edilir” diyor. Bugün, “Laikliğin özgürlükçü yorumu, dini bireysel ve kollektif kimliğin önemli bir unsuru olarak görmekte, toplumsal görünürlüğüne imkan tanımaktadır. Anayasa, devlete dini ihtiyaçların karşılanması ödevi yüklemektedir”.

Yani...

Diyanet İşleri Başkanı “üniversite ile cami birbirine yakışan iki müessesedir” buyuruyor.

Yüksek Mahkeme selam duruyor.

Milli Eğitim Bakanlığı ilk ve ortaöğretimde Kutlu Doğum Haftası’na izin, 1 Mayıs çağrısına yasak koyuyor.

Yüksek Mahkeme selam duruyor.

Başbakan Yardımcısı, Fazıl Say için “Sen benim kutsallarıma hakaret edemezsin, hırt” diyor.

Yüksek Mahkeme selam duruyor.

Başbakan “çocukları camiye çekin” diye haykırıyor.

Yüksek Mahkeme selam duruyor.

2008’de de AKP iktidardı. Bir referandum, birkaç yargı paketi... Anayasa Mahkemesi’ne yetti.

Demek ki Anayasa toptan değiştiğinde, Yüksek Mahkeme artık “Esselamu aleyküm” demeye başlayacak. Selam yetmez, Allah’ın selamını vermesi lazım!