Havuzun ucu

Konuşma aynen şöyle geçiyor.

“Adnan için de fazla oldu yani.”
“Adnan ne diyor peki?”
“Burnundan soluyor. Neyse bir kadeh rakı içirdim ona.”
“Ya bana da fazla oldu.”
“Sana ne fazla oldu! İ.nelik, g.tlük yapma. S.kerim belanı ha!”

Üslubundan tahmin etmişsinizdir. Son sözler, “Bu milletin a.na koyacağız” diyen, havuzculardan şu malum zatı muhtereme ait.

Başka bir görüşme...

“...Sana da çok üzüldüm akşam ya. Ne yaptın böyle?”
“Ya ben var ya. Ben cenaze gibiyim.”
“Ben eve geldim var ya. Hanımın falan yüzüne bakmadım. Doğru böyle soyundum, yatağa girdim, sabah uyandım. Ya bak... Benim burama geldi. Ya dün ben... İşkence ya...”
“Ya farkındayım lan, farkındayım. Ya ya, bir de terbiyesiz insanlar ya...”

Havuzculardan bir başkası, musluktan akıtması istenen suyun miktarını duyunca, “Benim havaalanım mı var, ben niye ödüyorum faturayı” diye küplere binmiş, bir diğerinin tansiyonu fırlamış, berikinin rengi “siyaha” dönmüş. Paralarıyla rezil olmuşlar anlayacağınız.

Gerçi sonrasında kiminin ağzı kulaklarına varmış, onlar da var. Pazarlığı sıkı tutmuşlar ama yine de işleri zor. Şu “hani benim havaalanım” diyenin kaygısı var hepsinde. Sonra bir de Bakan Bey bakanlığı bırakınca, musluğun başına kim gelecek, onların havuz da dolacak mı bekledikleri gibi... Eh, bir de şimdi ekonominin bu gidişiyle şu milyar dolarlık projelere kredi bulunmaz deniliyor. Fizik değil ki bu, bileşik kaplar yasası geçerli olsun. Dertleri çok anlayacağınız.

Havuz işi ince iş. İnsanı rezil de eder vezir de...

Nitekim müteahhit takımı Beyefendi’nin havuzunu doldurmak için ayılıp bayılır, renkten renge girerken, Beyefendi’nin kerimelerinin bir başka havuzla ilgili derdi apayrı. İşte buyurun:

“Eee havuz... Havuzda da şöyle şimdi, yanına bir set çekilir diye konuştuk. Yani gerektiği zaman perdeleme için...”
“Evet.”
“Yani o perde kaç metre olur, onu bir öğrenebilsek. O perde kapalı olduğu zaman...”
“Yo, şimdi o... Lüzum yok şimdi, o sonraki iş.”
“Yok şey açısından uzaklığını ayarlamak için diyorum.”
“Ha...”
“Yani evin ikinci katından gözükmesin havuz.”
Şimdi hep birlikte soruyoruz: Ne olmuş? Havuzun ucu ikinci kattan görünmüş mü?