Zorunlu bireysel emeklilikten çıkışı örgütleyelim

15 Temmuz sonrası patronlara kaynak aktarma araçlarından biri olarak gündeme gelen Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) zorunlu katılım uygulaması 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren uygulamaya konulacak. Düzenleme 25 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış ve arkasından bir de yönetmelik çıkarılmıştı ki geçtiğimiz Pazar günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sisteme katılımın kademeli olarak yapılmasını kararı çıktı.

Kademeli geçiş kararının altında, uygulamanın toplumsal sonuçlarından emin olamama hali var. AKP, milyonlarca işçinin cebinden her ay tasarruf adı altında prim kesilmesinin, hem de ekonomik kriz kapıdayken maliyetinden belli ki çekiniyor. Bu önemli ayrıntıyı sona bırakarak BES’te güncel durum nedir, yakından bakalım:

BES, 2001 yılından buyana uygulamada. Mevcut durumda sisteme girenler 56 yaşına kadar her ay düzenli prim ödüyorlar. Yeni getirilen zorunlu katılım şartı ile 1 Ocak 1972 tarihinden sonra doğan tüm işçiler (devlet memurları dahil) sisteme itirazsız girmiş olacak. İki ay içinde çıkma hakları saklı olarak.

Çalışanların sistemden nasıl çıkacağı henüz belli değil. Çıkış için nasıl bir yol izleneceği konusunda Çalışma Bakanlığı herhangi bir düzenleme yapmış değil. Buna karşın 2 ay içinde sistemden çıkmak için başvuru yapmayanlar, ayrılma hakkını kaybedecek. Bakanlığın bu konuda ağırdan almasının nedeni çıkışı gözden kaçırmak.

Sisteme kademeli geçiş de sistemden çıkışı karmaşık hale getiriyor. Bu nedenle işçilerin çalıştıkları işyeri ölçeğine göre yapılan kademelendirmeyi takip etmeleri gerekli. Açıklanan kademe sistemi şöyle:

Zorunlu katılım yaklaşık 17 milyon çalışanı kapsıyor. Mevcut BES’te halen yaklaşık 6,5 milyon kişi olduğu düşünülürse, zorunlu katılım ile patronlara 10 milyonun üzerinde sayıda ücretliden oluşan ek bir havuz kaynak yaratılmış oluyor. Hedefledikleri miktarın 100 milyar lira civarında olduğunu söylüyorlar. Patronlar için güzel olan kaynağın doğrudan işçinin ücretinden elde edilmesi.

Her ay işçinin bürüt ücretinin yüzde 3’ü kadar kesinti ilgili bireysel emeklilik şirketine yatırılacak. En düşük ücret olan asgari ücretten kesilecek miktar 49 lirayı buluyor. Tabi sene başında asgari ücret arttığında bu tutar da artacak. Kesinti, daha yüksek ücretlerde 320 liraya kadar çıkıyor. Üstelik Bakanlar Kurulunun bu miktarı yükseltme yetkisi bulunuyor. 

Kaynağa devlet de katkı verecek. Sistemden çıkmayanlara belirli şartlarla yüzde 25’e kadar varan oranda katkı yapılacak.

BES’e zorunlu katılım, “ikinci emeklilik” olarak pazarlanıyor. Halbuki BES, hem emeklilik yaşının kademeli olarak yükseltildiği hem de emekli maaşı bağlama oranının kademeli olarak düşürüldüğü SGK emekliliğinin, yani “birinci emekliliğin” tamamen tasfiyesini hedefliyor. Ayrıca “ikinci emeklilik” olarak bile BES’in işçilere getirisi de son derece sınırlı olacak. Örnek hesabı Birleşik Metal’den aktaralım: “Bugün itibariyle asgari ücretli 32 yaşındaki bir çalışan sisteme he ay 50 lira yatırır ve 33 yıl boyunca sistemde kalıp 65 yaşında sistemden emekli aylığı bağlatırsa, hesabında devlet katkısı ve fon birikimleriyle birlikte birikecek rakam 40 bin TL civarında olacaktır. Buna yasa gereği ek yüzde 5’lik katkı olan 2 bin lira 1000 lira ek devlet katkısı eklendiğinde rakam 43 bin lirayı bulacaktır. Bu hesaplamaya göre bu kişi ortalama yaşam süresi dikkate alındığında ancak 250 liralık emekli aylığı alabilecektir.”

BES’e zorunlu katılımın ilk özeti budur: 33 yıl para öde, kalan ömründe asgari ücretin beşte biri kadar emekli maaşı al! Diğeri ise bir adım sonrasında emekliliğin kamusal vasfı ve güvencesinin tamamen tasfiyesidir. Dünyada çok fazla örneği var.

Peki bu hesap bozulabilir mi?

AKP’nin patronlara kaynak aktarımı işçilerin giderek daha fazla cebini yakıyor. BES’e zorunlu katılım belki de bunun en somut örneklerinden biri olacak. Kriz kapıda ve AKP işçinin cebinden aldığı parayı sigorta patronlarının cebine koyacak. Bakmayın teşkilattan nemalanmanın yollarını bulan AKP’li esnafın “döviz bozdurana bedava döner ekmek” safsatasına… Ekonomik krizde geniş halk kesimlerinin gemiyi terk etmesi olası ve AKP bunun farkında.

O halde hesap bozmak için fırsat var demektir. İşyerlerinden başlayalım. Öbek öbek yan yana gelelim ve “patronlara kaynak, AKP’ye can suyu vermeyeceğiz” diyelim. BES’ten çıkışı örgütleyelim.