Yettiniz gari! Sattimecez

Muğla’yı diyorum,

Hani şu 23 Ocak’ta ihale edeceğinizi açıkladığınız santralleri.

Bilmem kaçıncı kez satmayı deneyeceğiniz Yatağan, Yeniköy, Kemerköy termik santralleri ve GELİ madenlerini.

Farkında mısınız, onların hiçbirini satamayacaksınız.

***

İşler karıştı ya şimdilerde sizin tarafta,

Üç yıldır “gıkı” çıkmayan milletvekiliniz, “hizmet adamınız” çemkiriverdi ya birden,

Dünkü çocuktan böyle posta yiyecek adam mıydı Başbakan?

İşler cidden karışmış sizin oralarda.

Üstüne bir de sabahleyin bakan çocukları kapılarında polisle uyanınca…

Gemicik memicik, meğer ticaret kalırmış bunlarınkinin yanında.

Kimler yok ki “organizasyon”da?

En büyüğünden TOKİ müteahhitleri,

En imanlı semtlerden belediye başkanları,

Devlet bankasının başları,

Genel müdürleri, kalem müdürleri, danışman olanları

Elden ele, gönülden gönüle, derken hepsi cebe…

Babalı-oğullu götürmüşler belli ki…

***

İyiden iyiye karışmış ya sizin oralarda işler, mevzular bakanlara fezleke hazırlamaya kadar varmış. Belli ki daha da karışacağa benzer.

Ama bundan değil Muğla’da satamayacak oluşunuz.

Sade bunlara kalsa işiniz, sorun etmezsiniz.

İki bakanın adı çıkmış, “hocaefendiyle” karşılıklı kılıçlar çekilmiş…

Mevzubahis “ticaret” oldu mu vız gelir size.

Eliniz birbirinizin boğazındayken bile ihaleyi veriverirsiniz birbirinize.

Nedeni başka…

***

Muğlalı, santralleri için “özürlü çocuklarımız onlar bizim” diyor. Orada çalışıyor, oradan emekli oluyor, onlarla yaşıyor.

Ve siz, sizin orada işler karıştığı için değil, onlar izin vermediği için satamayacaksınız Muğlalı’nın “özürlü çocuklarını”.

Öğrenmişler çünkü bu özelleştirme denen şeyin parababalarından başka kimsenin işine yaramadığını.

“30 seneden bere tuttudula özelleşcek özelleşcek deye. Satı sata elde avuşda bişe galmadı. Satıp savırdıla. Satcesiniz de elektrik mi ucuzlecek sanki, çocuklaamız iş saabı mı olcek, evleemiz taala tokadlamız daha hazla mı para etcek”

Böyle anlatmış yazdığı bildiride her şeyin farkında olduğunu.

Gerçekten işiniz zor Muğla’da.

Bir yıl içinde iki kere bastı işçi, ihale etmeye kalkarken adamlarınızı.

Yaka paça gönderdiler hepsini santrallerden dışarı.

Direniş çadırı, açlık grevleri, Ankara yürüyüşü derken, Muğla’da polis eşliğinde açılıp kapanıyor neredeyse her gün partinizin binası.
Zaten korku bir halktan bir de işçiden.

Şimdi 29 Aralık’ta Milas’ta mitingde, olmadı 24 Ocak’ta Ankara’da ihale günü ensenizdeler.

İşler daha da karıştı ya sizin cephede… Ondan değil satamayacak oluşunuz. O bildirideki kararlılıktan:

“Niden satıpdurusunuz? Bubenizin malı mi bunaa? Yettiniz gari! Sattimecez!”