Taşeron işçisine kadro masalı bir AKP klasiğidir

Farkında mısınız bilmem ama AKP, işçi haklarını ilgilendiren bir düzenleme gündeme getirdiğinde hep aynı numarayı çekiyor. Önce konu bıktırırcasına uzatılıyor. Sık sık yandaş medyada “işçilere müjde” haberleri yaptırılıyor. Arada bir en kötü ihtimallerin dillendirilmesi ihmal edilmiyor. Bazen daha kritik gündemler öne geçtiğinde “tamam, ben buradayım ve erteliyorum” diyerek RTE sahneye çıkıyor. Kimi zaman bir başlık bir diğerinin “tavşanı” oluyor. Önden koşturulan gündem bir bakmışsın rafa kalkıyor, bir başka hak gaspı bir torbanın içinde Meclis’ten geçiveriyor.

Bu numaraların her birinin eksiksiz uygulandığı başlık kıdem tazminatıdır. Konu kamuoyunda “ne yapacaksan yap artık” dedirtecek ölçüde sakız edildi. Kaç kere rafa kaldırıldı, kaç kere indirildi. Her seferinde “müjdeli” haberler yapıldı. Son olarak tek parti hükümeti olma gazıyla yeniden gündeme getirildi, sağlam bir feykle kiralık işçilik burnumuza sokuldu.

Şimdi taşeron işçisine kadro masalı gündemde ve benzer bir AKP klasiği ile karşı karşıyayız.

Taşerona kadro mevzusu 2015 yılının iki seçimli dönemine kadar uzanıyor. 7 Haziran seçimlerinin hemen öncesinde AKP, karayolu taşeron işçilerine kadro vereceğini ilan etmiş, hatta bunu 30 Nisan’da Ankara’da Yol-İş’in düzenlediği bir salon toplantısıyla seçim şovuna dönüştürmüştü.

Tam bu noktada konuyu bilmeyenler için, birçok işletmede olduğu gibi karayollarında da taşeron işçilerinin mevcut İş Kanunu’na aykırı bir şekilde çalıştırıldıklarını hatırlatalım. Onlar asıl işte çalıştırılıyorlar. Yani yasaya göre tamamı, işe başladığı tarihten itibaren asıl işverenin, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün işçisi.  Bu konuda dava açıp kazanan çok sayıda işçi oldu ve bu kararlar emsal teşkil etti. Onlar, işe başladıkları tarihten itibaren, kurumda kadrolu olarak çalışan işçilerin haklarının aynısından yararlanacak şekilde on binlerce lira fark ve tazminat aldılar.

7 Haziran seçimleri sona erdiğinde kadroya alınanlar, işte bu şekilde devlete dava açıp kazanan işçilerdi. Yani zaten kadroda oldukları mahkeme yoluyla tescil edilen işçiler kadroya alındı. Şovla şişirilen balon, seçimlerin hemen sonunda patladı. Dava açıp kazanan işçilerin dışında kimse kadroya falan alınmadı.

Şimdi balon yeniden şişirildi. Önce Davutoğlu, sonra art arda bakanlar sadece karayollarında çalışan değil, hatta sadece asıl işte çalışanlar değil, yardımcı işler de dâhil tüm kamu kurumlarında çalışan taşeron işçilerinin kadroya alınacağını muştuladı.

Bu sefer seçimi beklemiyoruz. Onlar konuştukça detayları öğreniyoruz. Tüm ayrıntılara girmeyeceğim, zira yarın yeni sayısı çıkacak Boyun Eğme’de “AKP’nin taşerona kadro oyunu” bütün boyutlarıyla ele alınmış olacak. Ama özeti bile “bunun neresi kadro” sorusunu hak ediyor. Bakın neler var:

Yapılacak düzenlemeyle taşeron işçileri yeni bir güvencesiz istihdam biçimi olan “özel sözleşmeli personel” statüsünde olacak. Yazılı ve sözlü sınav yapılacak, başarılı olanlar bu statüye geçecek. Tamamına 3 yıllık sözleşme yapılacak. Sözleşmenin uzaması “performans” kriterlerine bağlı olacak. 1 Kasım sonrası işbaşı yapanlar kapsam dışı kalacak. Sadece tam zamanlı çalışan taşeron işçilerini kapsayan düzenlemede sayıları 25 bini bulan geçici işçiler kapsam dışı kalacak. Bu statüye geçen taşeron işçisi, aynı kurumda kadrolu ve sendikalı olarak çalışan işçinin sendikasına üye olamayacak, yürürlükteki toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacak. Ve dava açma dahil, geçmişe yönelik tüm haklardan feragat etmesi gerekecek.

Durum budur.  AKP, taşeron işçisine bırak kadro vermeyi, geçmişe dönük kazanılmış haklarını ellerinden alıyor. Bir kez daha işçi hakları konusunda tam bir AKP klasiği yaşanıyor.