Suni gündem

Meclis’te türban suni gündem!

Başbakan’ın “kızlı-erkekli öğrenci evlerini denetleyeceğiz” demesi de öyledir herhalde.

Bir başka devlet büyüğünün göğüs dekoltesine takması ha keza öyle!

Bunların hepsi toplumu “gerçek gündemlerden” uzaklaştırmak içinmiş.

Asıl mesele işsizlikmiş, geçim sıkıntısıymış, ekonomideki kriz sinyalleriymiş.

***

Liberalinden milliyetçisine, hatta kimi solcusuna kadar yan yana gelmiş bir koro var.

Bu koro hiç bitmeyen bir “normalleşme” şarkısı söylüyor.

Onlara göre bütün sorun Başbakan’ın kontrol edilemez üslubunda.

Başbakan bir “sakinleşse” ülke normalleşecek, kamuoyu “gerçek” gündemlerine dönebilecek…

***

Şimdilerde CHP lideri de bu koroya katıldı.

Ona göre Meclis’e türban, topluma muhafazakar yaşam biçimi dayatmasının bir tezahürü olarak girmiyor.

Ya da kızlı-erkekli öğrenci muhabbeti, yalnızca Başbakan’ın “dikizcilik” saplantısından.

Yani özel olarak “toplumsal yaşamın dinselleştirilmesi” diye bir sorunumuz yok.

Laiklik dert değil. Bir ara da bunu söylemişti.

Böyle olunca seçimler yaklaşırken CHP için cemaat memleketin suni, Sarıgül “gerçek” gündemi oluyor.

***

Bir de “İşçilerin gerçek gündemi hükümetin kazanılmış haklara saldırısıdır” lafzı var.

Laf, “Türbandı, göğüs dekoltesiydi, kızlı-erkekli evlerdi derken asıl gündemin üzeri örtülüyor” diye devam ediyor.

Kazanılmış haklar gerçekten tehdit altında. Bu doğru.

Kıdem tazminatını tasfiye etmek istiyorlar. Çalışma Bakanı, “bu iş çok uzadı” diyor.

Kiralık işçilik gündemde. Bakan patronlara “işe önce doğum yapan kadın işçinin yerine işçi kiralanabilmesini sağlayarak başlayacağız” müjdesini veriyor.

Patronlar taşeron işçi çalıştırmada “her türlü kısıtlama kalkmalıdır” diyor. Bakanlık tam da bu talebi karşılayacak bir düzenlemeyi Çalışma Meclisi’nde gündeme getiriyor.

***

Peki ya dinselleşme...

Muhafazakar yaşam tarzının, onun yasakçı ahlakçılığının topluma dayatılması…

Bunlar işçi sınıfının gündemi değil, öyle mi?

O vakit, boş verin fabrikalarda cemaat örgütleniyormuş…

Perşembe akşamları “Cuma” sohbetleri için mesaiye kalınıyormuş…

Dert etmeyin işçiler ücret alamadığı için değil, işyerinde mescit olmadığı için hayıflanıyormuş.

Topluma yönelik muhafazakarlaşma baskısı nasıl olsa onları etkilemiyor.

Başbakan’ın konuşmaları sadece işçinin “gerçek” sınıf gündemlerinin üzerini örtüyor!

***

Fabrikada vakit namazını kılamadığından şikayet eden bir işçi, “En büyük sorunumuz işyerinde ibadet özgürlüğü olmamasıdır” demişti.

Bu da işçinin sanal gündemi demek ki.

Kabul.

Ama sonra “İşçi niye kıdem tazminatı için sokağa çıkmadı” demek yok!