Suça 'teşvik'

Bugün, Kabataş yalancılarına “yalancı” dediği için yargılanan Enver Aysever’in duruşması var.  Üstü çıplak altı deri pantolonlu “Geziciler” Kabataş iskelesinin önünde Erdoğan’ın türbanlı bacısının üzerine işemiş, pusetteki çocuğu tartaklamış, İsmet Berkan gibileri başta olmak üzere bilcümle hükümet yalakası da bu yalanın arkasına dizilmişti. Şimdi bunların değil, Enver’in yargılanıyor olması başlı başına bir trajedi elbette.  

Peki, sabaha karşı evleri basılarak toplanan Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi 60 pırıl pırıl gencin durumuna ne demeli? En az Enver’in Kabataş yalancılarına “yalancı” dediği için yargılanması kadar saçma değil mi? Gençler, AKPci olduğu kadar manyak da olduğu anlaşılan bir akademisyenin, Bülent Arınç’ın izinden giderek ortalıkta kahkaha atan bir kadın öğrenciyi azarlamasını protesto ettikleri için gözaltına alınıyorlar. Hem de terör örgütü üyeliğinden! Şaka gibi!

Makine tamamen dağılmış durumda. Makine dağıldıkça AKP halk için daha tehlikeli hale geliyor.

Halk için tehlikeli olanın sermaye için güvenli olduğunu ise bir kez daha öğrenmiş bulunuyoruz. Ali Koç söylüyor: “Hükümetimiz bizlere Cumhuriyet tarihinin en önemli programlarını, teşviklerini yetiştiriyor. Hiçbir dönem sanayicilere bu imkânlar sunulmamıştı” diyor beyimiz.

Memlekette bombalar patlasın, 20 yaşına basmamış gençler alacakaranlıkta evlerinden alınsın, hırsızlık-yolsuzluk devlet rutini haline gelsin, hukuk askıya alınsın, tecavüz, kadın cinayeti, çocuk istismarı gırla gitsin, bizim patronlarımız ceplerini dolduran ve dahi dolduracak olan teşvikler için bu kaosun sorumlusu hükümetle aynı yatağa girmeye devam etsin.

Nasıl olmasın? Genç patronumuz o lafları ederken, FORD’un İnönü fabrikasında seri üretimine başlanan dizel motor için aldığı 850 milyon lira tutarındaki teşviki henüz cebine indirmişti. Benzer “kıyak” 2013 yılında TOFAŞ için de gelmiş, önce 739 milyon, sonra 822 milyon lira “teşvik” adı altında kasaya girmişti.

Gerçekten patronlara böyle kıyak görülmemiştir. Örneğin bu iki teşvik “Bölgesel öncelikli yatırım” kapsamına alındı. Yani aslında 1.bölgede kurulu olan bu iki fabrika, daha yüksek teşvik kalemleri içeren 5.bölge imkânlarından yararlandırıldı. Daha fazla gümrük vergisi muafiyeti, daha fazla KDV istisnası, daha fazla vergi indirimi, daha fazla yatırıma katkı oranı, faiz desteği, sigorta primi işveren payı desteği… Say babam say. Üstelik bunlar aynı yıl TÜPRAŞ için verilen 2,9 milyar liralık “stratejik yatırım teşviki” yanında devede kulak kalıyor.

Patronların, para dağıtmada bu kadar bonkör başka bir iktidar görmedikleri doğrudur.

Sadece Koçlar için değil, bir bütün olarak Türkiye burjuvazisi için bu böyle. Bakmayın Fetocu Boydakların şimdi içerde olduğuna. Bazen şantaj işe yarar, paylaşılanlar yeniden dağıtılır. Boydak, sırasını savanlardandır.

Siz grafiğe bakın! Sırasını savanlar, sırası gelenler ve sırası hiç geçmeyenlerin AKP iktidarında kasalarına koydukları milyarların sadece bir kalemi bu. 13 yılda teşvik adı altında sermayeye aktarılan toplam 600 milyar liralık kaynak...


Kaynak: Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü

Bu da yetmez, asgari ücret 300 lira arttı diye kıyamet kopar, verilen fazlasıyla geri alınır, daha fazlası patronlara asgari ücret desteği adı altında aktarılır. Sonra Erdoğan Amerika’da tokatlanırken Türkiye’de patronlar teşvik törenlerinden kendisine hayat öpücüğü gönderir. “Teşvik” dedikleri suça teşvikten başka bir şey değildir.

Dağılan makineden bahsediyorduk. Kabataş duruşmasından, Mimar Sinanlı gençlerden… Bu iktidarın halk için ne kadar tehlikeli hale geldiğinden…

O zaman sadece zarfa değil, mazrufa da bakacağız. Suçu işleyenle işleteni ayırmayacağız.