Sol Cephe en fazla işçilere lazım

Sol Cephe yola koyuluyor.

Çağrıyı yapan ilk 24 isime, daha bir hafta dolmadan yüzlerce yenisi eklenmiş durumda. Aydınlar, sanatçılar, yazar ve akademisyenler çağrıyı büyütüyor. Büyütmekle kalmayıp, iradelerini ortaklaştırıyor.

Çağrı metninde bu irade ortaklığı, “Antiemperyalist boyunduruğu, kölece sömürüyü ve dinci karanlığı reddediyoruz” olarak tarif ediliyor. Bu üçlünün kendini var ettiği AKP diktatörlüğüne karşı mücadelede birleşme çağrısı yapılıyor.

Diyarbakır’da Şivan Perwer türkülerinin Erdoğan şiirlerine, İstanbul’da Sarıgül mesajlarının Gülen vaazlarına karıştığı bu günlerde, bu çağrı çok daha değerli hale geliyor.

***
Sol Cephe, belki de en fazla işçi sınıfına lazım!

AKP’nin topluma dayattığı muhafazakar yaşam biçimi en önce işçi sınıfını kuşatıyor ve cemaatler bu sayede bağlarını fabrikaların içine kadar derinleştirebiliyorsa, şükür, hak aramanın önüne geçiyorsa evet, Sol Cephe en fazla işçiler için gerekiyor.

***

Geçtiğimiz gün sendikayı arayan işçi, 28 yıldır çalıştığı işyerinin küçük bir yedek parça atölyesinden, nasıl hallice bir fabrikaya dönüştüğünü anlatıyor. Geçirdiği rahatsızlık sonucu kullanmak zorunda kaldığı uzun süreli raporlardan sonra patronun kendisini işyerinde barındırmayacağını düşünüyor. Bin 20 lira ücret aldığını söylüyor. “28 yıldır niye bir şey yapmadın” sorusuna yanıtı ise “Şükrettik halimize, geldik bugüne” oluyor.
Patrona boyun eğmekle, gerici Hükümete onay vermek arasındaki ilişki bu kadar silikleşiyorsa, adında “sol” olan bir cephe en fazla işçiler için gerekiyor.

***

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, neredeyse gün aşırı konfederasyonlarla toplantı yapıyor. Bu toplantılarda açık açık “Kıdem tazminatını fona geçireceğim, taşeron işçi çalıştırmanın önündeki kısıtlamaları kaldıracağım, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi vereceğim” diyor.
Tüm bunlar olurken, konfederasyonlar ne yapıyor?
Hak-İş, görevinin başında, hiç ses vermiyor.
Türk-İş, üyesine “işine gücüne bakmasını” salık veriyor.
DİSK, #Direnİşçi deyip sokağı zorluyor ama son kongrede yaptığı tercihle yönetimi belirleyen Lastik-İş Sendikası, “Rabia” eylemlerinde AKP’lilerle olta bayrak yarışı yapıyor.
Memlekette işçiler içinde sendikalı olanların oranı yüzde 5’lere düşmüş, onların da büyük bir bölümü yandaş olanlarına paçayı kaptırmışsa, işçilerin bu çarpıklığı ortadan kaldıracağı, siyasete ağırlığını koyacağı bir cepheye ihtiyacı var.

***

Bugün işçi sınıfının bahsedilen haklarına karşı şiddetlenen saldırıya yanıt üretebilmesinin, ne yalnızca bu saldırı başlıkları, ne de sendikalar üzerinden mümkün olduğu ortaya çıkmış durumda.
Saldırıya verilecek yanıt, mutlak suretle siyasi olmak zorunda.
Hükümetin kendisi yerine, hazırladığı yasa tasarılarını gayrimeşru ilan ederek bir direnç hattı oluşturulamıyor. Oysa Haziran Direnişi’nin üzerinden çok geçmedi. Milyonlarca emekçi tam da bunu yapmış, günlerce sokakta hükümeti gayrimeşru ilan etmişti.
İşçilerin bu nedenle AKP ile hesaplaşmaya soyunabileceği siyasi bir kanala ihtiyacı var. Tam da bu nedenle, çeşitli sektörlerden öncü işçiler, sendikacılar ve işçi temsilcileri Sol Cephe çağrısına katılmaya devam ediyor.