Patronların OHAL’inde dayanışma grevi

İşçiler fabrikanın iç avlusunda toplanmış, arada sloganlar atıyor ve elinde megafonla kendilerine seslenen arkadaşlarını dinliyor:

“Hükümetimizin aldığı OHAL kararları her ne hikmetse sadece biz işçilerin üzerinde uygulanıyor. Normal şartlarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına OHAL yok dendi, hiç kimsenin canı yanmayacak dendi, OHAL devlette ilan edildi dendi. Peki,  İstanbul’da Alstom işçisi kardeşlerimiz yürüyebildi mi? Hayır! Schneider Enerji’deki kardeşlerimiz yürüyebildi mi? Hayır! Bizler ne zaman burada kapı önünde açıklama yapsak dört tarafımız çevrili, polisler karşımızda. OHAL hani vatandaşa değildi? Hani sadece devleteydi? Bir an önce bu OHAL’in kaldırılması taraftarıyız… Buradan patronlara sesleniyoruz. Bizleri polisle çatıştıramazsınız. Bizim kavgamız ekmek kavgasıdır.”

Önceki gün Schneider Elektrik Manisa fabrikasındaki iş bırakma eyleminde arkadaşlarına konuşma yapan işçiye ait bu sözler.  Eylem videosu aynı gün “Metal İşçisi #direnişte” sosyal medya hesabında ve soL haber portalında yayınlandı. Mutlaka izleyin derim.

Eylem, aynı sermaye grubunun bir süre önce satın aldığı İstanbul’daki Günsan Elektrik’te sendikalaştıkları için işten atılan işçilerle dayanışma eylemiydi. Günsan’da Birleşik Metal’e üye oldukları için hafta başında altı işçi işten çıkarıldı. Bunun üzerine çoğu kadın yaklaşık 200 işçi kendilerini fabrikaya kapattılar. Gece yarısına kadar sürdürdükleri eyleme ertesi gün kaldıkları yerden devam ettiler. 

Schneider işçilerinin hem Manisa hem İzmir’deki fabrikada Günsan işçileri için yaptıkları dayanışma eylemleri devam ediyor. Yapılan eylem süreli de olsa adlı adınca bir dayanışma grevi. Bir fabrikada işçiler işten atılıyor, başka fabrikadaki işçiler de onlara destek için iş bırakıyor. Uzunca süredir unutulan eylemler bunlar. İyidir, işçi sınıfının etki alanını hatırlatıcıdır. İşçilerin en küçük hak arama girişimine karşı OHAL’in yarattığı fiziki ve psikolojik ortamın patronlar tarafından sonuna kadar kullanıldığı şu günlerde bundan daha azının sonuç vermesi de pek mümkün değil aslında. 

Parantez açarak söyleyelim. İşçilerin birbirleriyle gösterdikleri bu dayanışma, birlikte mücadele arayışı içinde olanlara da örnek olma özelliği taşıyor. Sermayeye karşı, onunla bulaşık olmayan bir ortak mücadele. “Bizim kavgamız ekmek kavgası” derken haklı Schneider işçisi. Ekmek kavgasıyla siyasi kavganın buluşacağı yerin mutlak suretle sermaye karşıtlığı üzerine bina edilmesi gerektiğini ise biz hatırlatmış olalım. Solda AKP faşizmine karşı ortak mücadele arayışının arttığı şu günlerde bu ikili hatırlatmayı bir yere not edelim. Memlekette de bundan daha azının sonuç vermesinin mümkün olmadığını ekleyerek.

Schneider Elektrik işçileri aynı zamanda toplu iş sözleşmesi sürecindeler. Konuşmada isimleri geçen diğer iki işletme olan Schneider Enerji ve Alstom ile ABB fabrikalarının dahil olduğu dört işletmeden oluşan bir grup toplu iş sözleşmesi sürüyor. Yaklaşık 2 bin işçinin çalıştığı bu dört işletme, geçtiğimiz yıl 29 Ocak grevinde, patron sendikası MESS’ten koparak EMİS adıyla yeni bir patron sendikası kurdu. Yaz aylarında başlayan sözleşme görüşmelerinde neredeyse hiçbir maddede anlaşma sağlayamadı. Üstelik geçen yıl grev nedeni olan 3 yıllık sözleşme konusundaki dayatma da sürüyor. Patronlar sadece sendikalaşmada değil, sendikalı işçilerin toplu iş sözleşmelerinde de aynı saldırgan, dayatmacı ve kibirli tutumlarını sürdürüyorlar.

İşçiler ise yapılması gerekeni yapıyor. Bu dört işletmede kademeli olarak eyleme geçtiler. İlk etapta vardiya giriş ve çıkışlarında yürüyüşler yapıyorlar, bazı günler geç işbaşı yapıyor, fazla mesailere kalmıyorlar.

Bu kavga sürecek. Daha iki gün önce Başbakan, 15 Temmuz sonrası kurulan varlık fonuna 17 milyar lira daha ek kaynak aktaracaklarını söyledi. Patronlar OHAL’den sonuna kadar yararlanmak istiyor. Sadece teşvikler için değil, işçi taleplerini bastırmak için de.

Patronların OHAL’inde dayanışma grevi ise çok güzel geliyor.

Eylemi izlemek için: https://www.facebook.com/metaliscisidireniste/videos/1004480686364992/