Madame Coco’nun yalancı şahitleri

Madame Coco mağazalarının önünden geçerken hep “vay be, şu Fransızlar memlekette çarşaf işine bile el attılar” diye düşünmüşümdür. Cehalet işte. Sonra Madame Coco çalışanlarının işyerindeki sorunlarıyla ilgili yaptığı açıklamayı okuyunca öğrendim, meğer bizim Fransız soslu mağaza Adanalı İlhan Tanacı isimli bir yerli-milli patronunmuş. Üstelik Tanacı bu numarayı Coco’dan önce kurduğu English Home’da da yapmış. Onları da İngiliz çarşafı diye almış millet.

Neyse. Bizim ilgilendiğimiz Coco çarşaflarının Türk Malı mı, Fransız çakması mı yoksa İngiliz kumaşı mı olup olmadığı, patronun memleketi değil. Patron patrondur. Yerlisi-gayri millisi olmaz. Biz işçilerin nasıl sömürüldüğüyle ilgileniyoruz. Üstelik Madame Coco hizmet sektöründeki sömürünün en çarpıcı örneklerinden biri.

Nereden mi öğrendik? Elbette mağaza çalışanlarından…

Madame Coco’nun farklı mağazalarında çalışan işçiler Patronların Ensesindeyiz Ağı’nda bir araya geldiler ve kendi imzalarıyla bir açıklama yaptılar.

https://patronlarinensesindeyiz.org/2018/11/09/madam-coco-iscilerinden-a...

Bu tip yerlerde çalışanlar için “Canım kapalı sıcak ortam, çoğu AVM içinde, gelen giden muhabbet, ne istiyorsunuz” diye düşünenler, Coco çalışanlarının anlattıklarını dikkatle okusunlar.

Çoğu asgari ücret alıyor ama ay sonunda bu kadarı bile eline geçemeyenler oluyor. Mağazada müşteri dolaşırken bir şey mi kırdı, parası ay sonunda tak diye ücretten kesiliveriyor. Maliyet artmasın diye mağazalardaki alarm sistemi güçlendirilmediği için sıklıkla yaşanan hırsızlık vakalarının faturası da onlara kesiliyor. Ay sonunda ücretlerden düşüyor.

Biraz da bu nedenle sürekli talep edilen fazla mesailere ses çıkarmıyorlar. Gel gör ki fazla mesai ücretleri de keyfe keder zamanlarda ödeniyor.

Mağazalarda çoğunlukla eksik personel çalıştırılıyor. Az çalışana çok iş yani. Müşteriyle ilgilenen zaman geliyor temizlik de yapıyor, depoya da koşuyor. Sesini çıkaran ya kovuluyor, ya da başka mağazalara sürülüyor.

Düşük ücret, uzun çalışma süreleri, ücret kesintisiyle cezalandırma, kötü muamele…

Madame Coco işçileri şimdi bunları dile getirmeyip “elli katlı binanın üzerindeki iskelede sıva mı yapıyoruz canım” deyip hallerine şükür mü edeceklerdi?

Madame Coco patronu öyle yapmalarını istiyor. Açıklamanın kamuoyunda ses getirmesinin üzerine şirket, WhatsApp grupları üzerinden çalışanlara “sosyal medyada trollük yapın” talimatı geçti. Talimat, Patronların Ensesindeyiz Ağı’nın web sitesinden anında teşhir edildi.

https://patronlarinensesindeyiz.org/2018/11/14/madame-cocodan-calisanlar...

“Biliyorum ki hepiniz bu markayı kendi markanız olarak benimsediniz, işinizi aşkla yaptınız, vücudunuzun bir parçası gibi işinizi gördünüz ve yaşadınız…” Böyle diyor patron mesajda. Güzel şeyler yazın sosyal medyada diye ekliyor. Yalancı şahitlik istiyor kısaca.

Oysa çalışanlara kendi markaları olarak görmeleri gerektiği söylenen markanın sahibi Tanacı boğazda aylık kirası 45 bin lira olan yalıda oturuyor.

Aşkla yaptığı işmiş, vücudunun parçası gibiymiş! Çalışanların vücutlarının parçası haline gelen tek şey saatlerce ayakta durmaktan ve taşımak zorunda kaldıkları koliler yüzünden oluşan bel ağrıları.

Neyse ki yalancı şahitler de kısa sürede pes etmek zorunda kaldı. Madame Coco İşyeri Komitesi’nin açıklamalarının yayınlandığı Patronların Ensesindeyiz sosyal medya hesaplarında dün gün boyu sürdürdükleri trollik denemeleri boşa düştü.

Bir başka iyi haber ise mağazalarda çalışma sürelerine, mola sürelerine, hafta tatili kullanımına özen göstermelerini isteyen ve bu konuda yapılan hataların yasal anlamda firmayı zor duruma düşürebileceği uyarısını içeren mesajlar oldu. Ve bu arada bazı şubelerde fazla mesai ücretlerinin ödenmeye başladığını öğrendik.

Şimdi farklı mağazada çalışan işçilerin Patronların Ensesindeyiz Ağı içinde bir işyeri komitesi var. Talepleri için örgütlenmeye devam ediyorlar.

Demek ki önümüzdeki günlerde yalıda oturan beyimizin biraz daha rahatı kaçacak. Ne de olsa Madame Coco çalışanları ensesinde olacak.