İşsizin parasını kimlere dağıttınız?

İşsizlik sigortası fonu, 25 Ağustos 1999 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile oluşturuldu. Fon düzenlemesi, meşhur “mezarda emeklilik” yasasının içine konulmuştu ve binlerce insan Marmara Depremi’nin göçüğü altındayken apar topar Meclis’ten geçirilmişti. Dönemin Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan’ın düzenlemeyi kamuoyuna, “48 yıllık bir rüya gerçek oluyor” sözleriyle anlatıyor olması, emeklilikte yaşanan büyük hak kaybının üzerini örtmek içindi.

İlk işsizlik ödeneğinin 1 Mart 2002 tarihinde verildiği fonda, çok kısa bir süre içinde yüksek miktarda para birikti.

Ancak fondan yararlanma şartları son derece zor, ödeme miktarı da bir o kadar düşük olunca, işsizlere ödenen para ile fonun toplam varlıkları arasında büyük bir uçurum oluştu.

Rakamlar bu konuda yaşanan çarpıklığı gözler önüne seriyor. İşkur’un son verileri fonun toplam varlığının 66,8 milyar liraya ulaşmış olduğunu gösteriyor. Fonda on üç yılı aşkın süredir biriken bu büyük meblağa karşın, işsizlere yapılan ödeme miktarı yalnızca 6,3 milyar lira oldu.

Dağıtan ödenek miktarının düşük olmasının yanında, bu ödeneği almaya hak kazanan işsiz sayısı da son derece sınırlı kaldı. 2012 yılında ayda ortalama 189 bin işsiz ödenekten yararlandı. Oysa aynı yılın işsizlik rakamları, resmi verilere göre 2 milyon 518 bin, geniş tanımlı hesaplamaya göre 4 milyon 512 bin olmuştu.

Böylece her 100 işsizden sadece 4’ünün yararlanabildiği, biriken paranın ise sadece onda birinin dağıtıldığı bir işsizlik sigortası fonumuz oldu.

Fonda biriken para zaman içinde büyüdükçe, patronların da iştahı kabardı. Başından itibaren fondaki paranın kendileri tarafından da kullanılmasına olanak sağlanmasını talep eden patronlar, bu arzularını kriz yıllarında gerçekleştirdiler. 2008 yılında yasada yapılan düzenlemeyle, fon tarafından tahsil edilecek nema gelirlerinin 2008 yılı için 1,3 milyar lirasının, 2009-2012 yılları için ise dörtte birinin, GAP kapsamındaki yatırımlara öncelik verilmek kaydıyla, yatırımların finansmanı için Hazine’ye aktarılması öngörüldü. 2009 yılında ikinci bir düzenleme yapıldı ve bu yıl için dörtte bir olan oran, dörtte üçe çıkarıldı.

Bu iki düzenlemenin ardından musluk açıldı, fondan sermaye kesimine sürekli kaynak aktarıldı.


Kaynak: İŞKUR

Grafik, kaynak aktarımındaki pervasızlığı gösteriyor. 2008 yılından sonraki beş senede, işsizlik sigortası fonundan, yatırım finansmanı için Hazine’ye aktarılan toplam para 11,4 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu rakam, fondan on üç yıl boyunca işsizlere ödenen toplam paranın yaklaşık iki katı!

Bu paranın akıbetiyle ilgili net bir bilgiye ise bir türlü ulaşılamıyor. Kimi soru önergelerine hükümetin verdiği yanıtlardan, GAP Eylem Planı kapsamındaki yatırımlara 2008-2012 yılları arasında toplam 18 milyar lira kaynak tahsis edildiğini, bu yatırımların da ağırlıklı olarak karayolları, havaalanları, organize sanayi bölgesi ve küçük sanayi siteleri inşaatları, altyapı projeleri olduğunu öğrenebiliyoruz.

Sadece bu beyanlardan bile işsizlik sigortasındaki paranın önemli bir miktarının müteahhitlere dağıtıldığı sonucu çıkıyor.

Tam da burada kıdem tazminatının fona devredilmesi gündemini hatırlamak gerek. Bakan Faruk Çelik’in son olarak “dileyen fona geçecek, dileyen eski sistemde kalacak” açıklamalarının, oluşacak tepkileri en alt seviyede tutmayı amaçladığı biliniyor. Bir an için fona geçişle birlikte kıdem tazminatında yaşanacak son derece önemli kayıpları bir kenara koyalım. İşsizlik sigortası fonunda yaşanan talan, kıdem tazminatı fonunun geleceğini de öngörebilmemizi sağlıyor. Fon tartışmalarının, sermayeye yeni kaynak arayışlarının parçası olduğunu da bir kenara not etmek gerekiyor.

[email protected]