Gerçekler Erdoğan’dan daha güçlüdür

“Güneşin kâinatın merkezinde ve hareketsiz olduğu, Yer’in ise kâinatın merkezi olmadığı şeklindeki yanlış düşünceyi hiçbir şekilde kabul etmeyecek, savunmayacak, yazılı ya da sözlü her ne surette olursa olsun öğretmeyeceğim”

Galileo, ölümden kurtulmak için Engizisyon Mahkemesi’nde bu yemini etmek zorunda kalmıştı. Kilisenin ve Papa Urban’ın büyük zaferi olarak değerlendirildi bu biat.

Edilen tövbe Papa’nın gücü müydü, yoksa Galileo’nun “ben bu yemini ederken de dünya dönüyor” diye mırıldanarak bozduğu yeminindeki “gerçek” mi güçlü olandı?

Galileo, ev hapsinde geçireceği sonraki 8 yılda doğadaki devinimin geçerli yasalarını formüle ederek, modern fiziğin insanlık tarihinde yaratacağı muazzam ilerlemenin büyük adımlarını attı.

Galileo’nun gerçekleri mi, Papa Urban’ın despotizmi mi? Bugünden 17. yüzyıla, sadece Galileo’ya değil tüm insanlığa diz çöktürmek için kurulan o mahkemeye baktığımızda hangisi daha güçlüydü?

Gerçekler, zorbalıktan daha güçlüdür.

Şimdi bu ülke ve 21. yüzyıldayız. Aradan dört koca yüzyıl geçmiş olmasına rağmen insanlığa diz çöktürmeye çalışan bir zorba iktidarla yüz yüzeyiz. Bugün engizisyon mahkemeleri kuran bir kilisemiz yok bekli ama içindeki külliyesinde her gün birilerine etek öptürülen bir sarayımız var. Bir Papa Urban’ımız yok belki ama sağlam bir zorbamız var.

Gerçekler de var.

Zorba saraydan ülkeyi yönetirken örneğin, bombalar patlıyor, insanlar sokaklarda can veriyor. Reyhanlı ya da Suruç, Ankara Garı ya da Taksim, Güvenpark ya da Sultanahmet, her yerde olabiliyor. Zorbanın iktidarında, her yerde patlaması an meselesi olan, tespiti ise asla istihbarat sorunu olmayan bombalarda yüzlerce insan ölüyor. Sonra kimse çıkıp katile katil diyemiyor!

Örneğin bu zorbanın iktidarında inşaat işçileri yatakhanede uyurken yanarak, tersane işçileri filika testinde kum torbası olarak kullanılırken boğularak ölüyor. Kimileri servis diye kamyon kasasında, kimileri üç kuruş için girmek zorunda kaldığı maden ocağında ölüyor. Zorbanın devletin başına geldiği günden bu yana en az 16.704 işçi bu şekilde katlediliyor. Onar onar, yüzer yüzer… Bu vahşeti hilafsız her seferinde “kader” olarak niteleyen “devlet büyüğüne” kimse “katil sensin” diyemiyor.

Asgari ücret üç yüz lira arttı diye kıyamet kopuyor ama zorbanın iktidarında bakan çocukları, bürokratlar, müteahhitler hep servetlerine servet katıyor. Banka müdürlerinin evinde, ayakkabı kutuları içinde milyon dolarlar saklanıyor, iki koca gün boyu sıfırlanamayacak kadar daha fazlası zorbanın oğlunun evinden çıkıyor. Yine de memlekette “hırsıza hırsız” denilemiyor.

Her defasında hizmetleri takdir edilmekten geri durulmayan vakıfların yurtlarında pornografi, çocuk istismarı, tecavüz gırla gidiyor. Zorbanın hükümetinde aileden sorumlu bakan yaşananlara “bir kerelik” bir şey olmaz diyebiliyor… Sonra yobaza yobaz, gericiye gerici demek suç oluyor.

Oysa gerçekler güçlüdür. Hırsız hırsızdır, katil katil, yobaz da yobaz.

Copernicus’in güneş-merkezci görüşü, Galileo’yu “ivme”ye ulaştırmıştır. Galileo’nun doğadaki devinime ilişkin tespitleri de Newton’u hareket yasalarına…

Gerçek ilerletir.

Bu ülkede de gerçekleri söylemek ilerletecek. Yolu gerçekleri söyleyenler açacak.

Gerçeklerin zorbalardan güçlü olduğuna inanıyorsan sen de katıl:

Emin ol imzan zorbadan daha güçlüdür.