Bu santraller tam bir baş belası!

-İhale çok başarılı geçti efendim. 6 firma katıldı, 5’i çekilince bizimkiler kazanmış oldu. Son derece şeffaf oldu yani.
-Güzel. Kaç para verdiler?
- 2,67 milyar dolar.
-Bak sonra düşük falan demesinler. Sendikacılarla konuşurken “değerinin altında fiyat verilirse iptal ederim” demek zorunda kaldım. Tükürdüğümü yalatmayın bana!
-Yok efendim, olur mu hiç. Tam tersine, sizin hatırınıza yükselttiler bile verdikleri fiyatı.
- Üçüncü köprü hatırına desene sen şuna. Bu santraller çerez onlara çerez...
- Haklısınız efendim. Doğrudur.
- …
- Yalnız, şey efendim… Küçük bir sorun var…
- Nedir?
- Habire tekzip gönderdiğimiz gazete var ya…
- Eee… Yine ne yaptılar?
-Rakamları yazmışlar efendim.
-Hangi rakamları?
-Her iki santralin taşınmazlarının 2,9 milyar dolar, kurulum maliyetinin de 2,4 milyar dolar olduğunu yazmışlar. Santrallerin mal varlığının, makine parkı ve sosyal tesislerinin bile ihale edilen paranın üzerinde olduğunu tespit etmişler.
- Arkadaş, 10 bin tirajlı gazeteye koca hükümeti maskara ettiriyorsunuz! Yalan deyin. Tekzip gönderin.
- Gönderiyoruz efendim…
- Ne bileyim, bizimkileri, Fatih’i falan arayın. Haber yaptırın.
-Aradık efendim. Hemen harekete geçirdik. Araştırıyorlar.
-Canım araştıracak ne var bunda. “Santraller iyice eskimişti, satışı çok iyi oldu” diye yazıversinler.
- Efendim tam öyle diyemiyoruz. Satıştan önce santrallerin tüm revizyonlarını tamamlatmışız.
- Hani 30 yıl diyorlardı bunların ömrü için.
- Öyle ama revizyonla 50-60 yıla kadar çıkıyormuş.
- Hadi ya… Enerjide özel sektör için üretim değil, dağıtım daha kârlı desinler o zaman. Bu nedenle bu fiyat çok iyi diye yazsınlar.
- O da biraz şey oluyor.
- Ney oluyor?
- Yani desteksiz oluyor efendim. Adamlar mevcut kömür rezervleri tükenene kadar santrallerin satılmadığı durumda 12,5 milyar dolar devletin kasasına gireceğini hesaplamışlar.
- Off of… Bu santraller tam bir baş belası oldu. Yok, yok bu işi Fatih de kıvıramaz. Bizim kızı bizim gazetelerden birine genel yayın yönetmeni yapmadım ya…

***

- Müdürüm, müdürüm.
- Ne oldu, nedir kan ter içindesin?
- Merdivenler müdürüm… Koşa koşa çıktım… Kapıya gelmişler… Bağırıyorlar… Yumruklarını da sıkmışlar…
- Kim gelmiş, kimler?
- Kimler olacak müdürüm, işçiler… Baretleri var kafalarında. Bağırıyorlar… Yumruklarını da sıkmışlar…
- Tamam tamam, sakinleş. Bakalım şu pencereden çaktırmadan. Polise haber verdin mi? İçeriye girmesinler. Güvenlik…
- Aradık müdürüm. Ama güvenlik falan dinlemediler. Kapının ağzındalar baksanıza. Basın da var.
- O ellerindeki fotoğraflar ne?
- Onlar 2000’de ihaleyi alan firma yetkilileri santralden içeriye girmeye kalkınca yaptıkları eylemlerin fotoğraflarıymış. Koca koca kamyonları santrallerin önüne çekmişler. Çoluk çocuk doluşmuşlar içeriye. Jandarma mandarma fayda etmemiş efendim. Sokmamışlar kimseyi. İnanabiliyor musunuz?
- Daha bismillah ihaleyi aldık, sabahına holdingin kapısına dayandılar adamlar yahu. Bak, bak…
- Çökün çökün, bizi gördüler. Aman müdürüm yukarı çıkmaya kalkarlar…
- Adama bak, resmen sizi Muğla’ya sokmayacağız diyor. Şunlara bak. Çapulcu sürüsü…
- Çapulcu mu dediniz!
- …
- Müdürüm... Renginiz beyazladı sizin…