Suruç katliamı ve hukuk

Genel bakışla hukuku, “zorlayıcı davranışsal denetim sistemi” olarak tanımladığımızda, yaşam hakkının bir “toplumsal düzen” içinde sürdürülmesine ulaşırız. Kural koyucu ve uygulayıcı olarak devlet, bireyin ve toplumun yaşam hakkı için kurallar koyarak, uyulmasını denetleyerek ve hukuksuzluklara müdahale edip yaptırım uygulayarak düzenin sürdürülmesini sağlar.

Toplumsal düzenin deprem etkisiyle sarsıldığı Suruç katliamı, kendisinden önceki birçok katliam örnekleri gibi, hukukun sustuğu, devletin gözlerini kapatarak sözde vazifesini yapar gözüktüğü ihmaller ve kötüye kullanmalar zincirinin, yanlış politikaların sonucudur.

Bombacılar kimler olursa olsun, bombacılara kimler emir verirse versin, bu tür katliamlarda devlet denilen büyük organizasyon hukuksal ve siyasal sorumluluktan kurtulamaz.

Meşruiyetini aldığı halk ve hukuk, devleti, bireysel ve toplumsal yaşam hakkının sürdürülmesi ve güvenliği için devlet yapmıştır.

Devletin, üretim ilişkileri biçimini ve bu ilişkilerin siyasetini de güvence altına alma görevi, bireysel ve toplumsal güvenliği sağlama görevinin ihmal ya da ihlali anlamına gelmez. Devlet, kurulu düzeni koruma görevini birincil yapıp birey ve toplumun yaşam hakkını tali konuma iterse, hatta siyaseten işine gelmediği zaman kendisi saldırgan ve şiddet uygulayıcısı duruma düşerse, meşruiyetini de yitirmiş olur.

Büyük gürültü koparan ama yasalaşması engellenemeyen İç Güvenlik Yasası, baştan beri söylediğimiz gibi, devletin kendisinin saldırgan ve şiddet uygulayıcısı olmasına dayanak yapılmıştır. Eğer tersi olsaydı, aynı Yasa’nın Suruç katliamı yaşanmadan uygulanması ve katliamın önlenmesi gerekmez miydi?

Kaynak, egemen ideolojide kuruludur ve devlet bu ideolojinin varlığı için donanmaktadır. O zaman da örneğin, Haziran Direnişi’nin şiddet uygulayıcısı devlet, Suruç katliamını önleyici olamıyor. Örneğin, Çağlayan Adliyesi’nin küçük odasındaki üç kişiye kurşun yağdıran devlet, güney sınırlarında terörist ve silah trafiğine müdahale edemiyor. Suruç katliamını önleyemeyen devlet, katliamı protesto eylemlerine şiddet yoluyla engel oluyor.

Zorlayıcı davranışsal denetim sistemi olarak hukukun, İç Güvenlik gibi baskı ve şiddet yasalarıyla buluşması, üretim ilişkilerindeki ve toplumsal ilişkilerdeki kriz dönemlerinde sürpriz olmaz. Tabii, bu baskı hukukunun çifte standart uygulanması, Suruç katliamını önleyememesi de sürpriz değildir.

AKP gibi, kendisini neoliberal düzen adına seçeneksiz gören, gücünü gericilikle buluşturan siyasal iktidarların, işine geldiği zaman hukuka sığınıp, gelmediği zaman hukuksuzluğu dayatırken, hangi olaya nasıl yaklaştığını ya da yaklaşacağını kestirmek de zor değildir.

Ağızlardan “çözüm süreci”nin düşmediği zaman diliminde Suruç’ta patlatılan bomba, sorunları egemen ideolojinin kulvarından çıkarıp sınıfsal yaklaşımla çözme çabasındaki sol beyinlere karşı patlatılmıştır.

“Bizim politikamızın, düzenimizin ve hukukumuzun dışına çıkmayın” uyarısı, onlarca cana kıymıştır. Şimdi de aynı hukuk ile “soruşturma” komedisi oynanacaktır.

Suruç okumalarında sık kullanılan, “istikrar için büyük koalisyon isteyen” ve “solu kötüleyen, sola saldıran” başlıklar, yalnızca Kürt çözümü için değil, ABD ve Ortadoğu sermayesinin bölge hegemonyasına ve Türkiye için AKP/BATI ortaklığının zorunluluğuna da işaret ediyor.

Seçimle günah çıkardığına inanılması istenen aynı AKP ile -kabarık suçlarına, bir yenisi daha eklenmiş iken- “hukuk içi”, “düzen içi” çözüm için dört baraj partisinin iki büyüğü ile “solsuz” gül bahçesi vaat ediliyor. Katliam karşısında, Meclis partilerinin politik öfke zayıflığı da bu anlamda dikkat çekici…

Düzenin kurum ve kuralları, şiddeti frenleyip cinayetleri önleyemediği gibi, hukukun yazılı kuralları ve içeriği de barış, eşitlik, özgürlük ve adalet için değil, şiddet için yönlendiriliyor, kullanılıyor. Ve bu düzenin mimarı siyasal parti, hiç bir şey olmamış gibi meşru sayılıyor.  

Cemil Fuat Hendek’in deyişiyle “sol maskeliler”in değil, gerçekten sol politik destekli toplumsal koşulların canlandırılması, söz ve karar sahipliğinin el değiştirmesi kaçınılmaz.