Kılıfına uydur…

Hukukun bir işlevi de egemen siyasete kılıf olmaktır.

* * *    

Suruç katliamı, seri saldırılar, ölümler… Sınır ötesine saldırı… Angajman… NATO…

İllegal silahlı örgütlere yumulan göz ve verilen destek… Devletlerarası ilişki yerine silahlı örgütlerle ilişki… Sınır ötesine saldırı… Angajman… NATO…

NATO Anlaşması’nın maddeleri çalıştırılıyor, uluslararası hukuk devreye sokuluyor.

Devleti, devlet gibi yönetemeyenler, tıpkı sokakta oynamayı beceremeyen çocukların büyük ağabeylerini çağırmaları gibi, NATO’dan medet umuyor gibi gözüküyor. Aslında, NATO’nun planını uyguluyor.

Her zaman her yerde NATO… Yani emperyalizm…  Kılıfına uydur, gelsin olaya el koysun.

Çünkü Batı merkezli kapitalist ağın uzantısı olan Körfez kapitalizminin, Ortadoğu’daki ağaların, babaların, patronların, şeyhlerin, kralların, bölgede daha kapsamlı hiyerarşilerin oluşmasına gereksinmesi var. AKP de bu oluşumda büyük ağabey adına misyon üstlenmek istiyor.

Çünkü Ortadoğu’da, farklı devletlerin bir araya toplandığı, bu devletlerin hepsinin demokratik -yani batı yanlısı- olması gerektiği, bu anlamda ya kimi devletlerde yönetimlerin yıkılması, kimi devletlerin de sınırlarının değiştirilmesi gibi algılamalar beyinlere kazınarak işlenmiş. Ve algılamaya aynı zamanda da devletler yerine illegal silahlı örgütler de yerleştirilmiş.

Ortadoğu’daki at izinin it izine karıştığı tüm hareketler, neoliberal politikalara koşut ve sınıf temelli…

Başta ABD hegemonyası olmak üzere, emperyalist hegemonya, politik ve askeri ittifaklarla yayılma, yerleşme ve kendisini güvenceye alma ittifakları ile ayakta duruyor. Bu ittifakları kendi yarattığı terörizm üzerinden de kuruyor. ABD’nin Ortadoğu’daki ortağı ise Körfez İşbirliği Konseyi (KİK)… Yeni Osmanlı rolü biçtikleri Türkiye’nin katkısıyla istedikleri model ise yeni Ortadoğu…

ABD/KİK ortaklığının neoliberal düzen içindeki işlevi ve hedefleri göz ardı edilerek, dinler, mezhepler, etnik yapılar üzerinden ve illegal silahlı örgütler üzerinden yapılacak her tartışma yalnızca sermaye sınıfına hizmet ediyor. Her kısır tartışma, sermaye sınıfının gücü için hazırlanacak kılıfların yaratılmasına yarıyor.

* * *      

Kılıfına uydurulan bir başka konu da, seçimden önceki Meclis’in içinden çoğunluğa dayanılarak çıkan AKP hükümetinin, çoğunluğu kaybettiği yeni Meclis döneminde “azınlık hükümeti” olarak varlığını sürdürmeye devam etmesi. Bu devam, aynı zamanda yukarıda sözünü ettiğimiz NATO destekli sermaye hegemonyasının da devamı…  

AKP’nin çoğunluk olduğu dönemde onlarca gensoru ile bakanları ya da hükümeti düşürmek için çabalayan ama AKP çoğunluğuna takılıp kalan üç parti, bugün çoğunlukta olmasına karşın, artık “azınlık hükümeti” ola AKP’yi yaşatmaya devam ediyor.

İşin garip yanı, kendilerince nazikçe de desteklemeye devam ediyor. Temmuz 2015’in, Suruç katliamının da içinde olduğu kaotik ortamı için “meclis araştırma” önergesi veriliyor. Yani amaçsız ve sonuçsuz Meclis denetim yollarından biri kullanılıyor. Önerge kabul edilse de reddedilse de AKP hükümetinin devam edeceği, görevini yapma sevdası…

Anayasa denetim yolunu açmış… Haydi AKP’yi gensoru ile düşürseniz ya… Haydi Meclis soruşturması ile sorumluları Yüce Divan’a gönderseniz ya… Haydi, AKP suçlarının tek tek açılıp sorumluların yargılanmalarını, hesap vermelerini sağlasanız ya…

Önceki Meclis dönemlerinde gensorularınız reddedildi, seçmeni AKP’yi göndermek için sandığa çağırdınız ve % 10 baraja mahkum ettiniz. Haydi gönderseniz ya… Ülkeyi savaşa sürükleyen AKP’den kurtulmak yerine “meclis araştırması” gibi işlevsiz denetim yollarıyla neden oyalanıyorsunuz?

Sonuçta “meclis araştırma önergesi” de gerici/faşist ittifakla reddedildi.

“Türkiye cinayetler ülkesi iken, savaş kapının eşiğinde iken hükümet göndermenin sırası mı” deniliyorsa, AKP politikalarına ortak olmak için muhalefet de politikalarını kılıfına uyduruyor yanıtı verilir.

“Yeni Meclis de neoliberalizme destek veriyor ve hatta hizmet ediyor” denildiği zaman muhalefet partileri kızıyor. İyi de, AKP’yi göndermekten, AKP suçları nedeniyle hesap sormaktan söz eden, seçmenin karşısında nutuklar atan kendileri değil miydi? Şimdi bu tavırlarıyla halkı kandırmış olmadılar mı?   

Ey barajlı muhalefet… Sizi kim engelliyor? Kapitalizmin sınıfsal gücü mü?

* * *

Hukukun bir işlevi de egemen siyasete kılıf olmaktır.