Tek Yumruk

KENTİN SESİ-İZMİR Yazıları

Yumruk her zaman tam suratın ortasına inmeyebiliyor.

Boks filmlerinden biliyorum yumruklarla bir de “böbreklere çalışmak” veya bazen de rakibin zayıf noktalarına, örneğin henüz iyileşmemiş “kaburgalara çalışmak” var. Açılan kaşlar, kapanan gözler, tükürük kovaları, kanlı beyaz havlular…

Muhammed Ali 1966’da “Vietkong ile bir sorunum yok… onların bana zenci dediklerini hiç hatırlamıyorum.” diyerek Vietnam’da savaşmayı reddettiği zaman boks artık sadece bir spor değildi. Muhammed Ali’nin maçları Türkiye’de de TV’den canlı olarak yayınlandığı zamanlar saat farkından dolayı televizyon başında sabahlanırdı.

Boksun sadece bir spor olmadığı kadar eskiden boks filmleri de sadece boks filmleri değildi.

Er Prewitt, yeni nakil olduğu Hawai’deki askeri birliğinde komutanın boks takımına girmesi teklifini, son maçında bir arkadaşını kör ettiği için reddettiğinde “İnsanlar Yaşadıkça” (1953) filmi de artık bir boks filmi olmaktan çıkar. Geriye Amerikan ordusundaki bir ere, bu yüzden arkadaşını öldürmeye kadar varan bin bir türlü işkencenin yapıldığını anlatan bir savaş ve aşk filmi kalır.

“Altın Eldiven” (1962) filminde Anthonny Quinn tükenmiş eski bir boksörü canlandırır. Mafyanın ve menejerlerin sömürüsü, ölümle sonuçlanmasa da filmin sonunda eski boksörü neredeyse bir palyaço kılığında ringlerde gösteriye çıktığı trajik bir sahneye sürükler.
Parçalanmış bir aileyi sınıfsal farklılıklar üzerinden anlatan “Şampiyon” (1979) filminde ise eski bir boksör küçük oğluna daha iyi bir gelecek sunabilmek için sonunda kazansa da öleceği bir maça çıkmaya karar verir.

Bu filmlerin bir özelliği de o kadar kroşe, aparkat ve yumruk izledikten sonra bir yumruğun da filmin sonunda gelip izleyicinin boğazına oturmasıdır.

Bağırıldığı halde sesin çıkmadığı kabuslardaki gibi boğazdaki yumruk da tek bir kelime bile etmeyi olanaksız kılar.

4 Şubat’taki TEKEL’in yumruğu tam olarak kimin neresine denk geldi bilmiyorum ama İzmir’deki yürüyüş kortejinde benim de boğazıma bir yumruk oturdu kaldı.

TKP kortejini gören işçilerin mutluluktan parlayan gözlerinin içine baka baka, başımın üstünde kendi yumruğum, boğazımda TEKEL direnişinin neden olduğu bir başka yumruk, uzunca bir süre slogan atarken kortejde sadece dudaklarımı oynatabildim.