İki Arkadaş

KENTİN SESİ-İZMİR Yazıları

Nerede iki arkadaşa rastlasam bir örgütü görüyorum.

Yolda karşılaştıklarında birbirlerine korna çalıp el sallayan iki belediye otobüsü şöförü de olabilirler. Mutlaka birlikte yaptıkları bir plan vardır iki arkadaşın bu dünyaya karşı.

O akşam uzun sessizlikler içinde bir iki kadeh devirebilirler. O sessizlikler ki Amerikalı yerlilerindeki gibi iletişimin en üst boyutudur. (Bunu uzun yıllar önce Yaba dergisinin büyüleyici yapraklarında basılı bir Foucault söyleşisinde okumuştum.)

Yan yana uzanılabilir hiç konuşmadan, rüzgarın taşıdığı çocuk çığlıklarıyla dalga seslerinin birbirine karıştığı, ıslak havluların bayrak gibi çırpındığı bir sahilde kumsal, üzerinde karıncaların bile dolaşamayacağı kadar ısınıncaya dek.

***

Ve yine sessizce bir arkadaşın kollarında ölünebilir: Geceyarısı Kovboyu’nda (1969) John Voight’in kollarında ağır ağır ölen Dustin Hoffman, Borsalino (1970) filminde Alain Delon’un kollarında son nefesini veren Jean-Paul Belmando veya Korkuluk (1973) filminde Gene Hackman’ın kollarında yitip giden Al Pacino gibi.

Arkadaşların birlikte ölümleri ise gürültülü olur Sonsuz Ölüm’deki (1969) Paul Newman ve Robert Redford’unki gibi veya ölümden beter bir trajik sonu da olabilir bir arkadaşlığın Kelebek’teki (1973) Dustin Hoffman ve Steve McQuenn’inki gibi.

Komünist hareketin dünyada en güçlü olduğu yıllarda çekilen bu destansı arkadaşlık filmlerinin bu anlamda bir tesadüf olmadığını düşünüyorum aynı James Woods’un Robert De Niro’ya ihanetinin anlatıldığı Bir Zamanlar Amerika’nın (1984) çekim tarihi ile komünist hareketin dünyada geriye çekildiği dönemin örtüşmesinin tesadüf olmadığını düşünmem gibi.

Veya tersinden söyleyecek olursam o uzun 80’ler, 90’lar ve 2000’ler boyunca doğru dürüst bir arkadaşlık filmi izlediğimi hatırlamıyorum, ihanete dair olanlar dahil.

Tamam Althusser’in dediği gibi komünistler asla yalnız değildir ama bu da tek başına yetmez ki.

***

Nerede iki arkadaşa rastlasam bir örgütü görüyorum. Okuldan çıkan iki ilköğretim öğrencisi de olabilirler.

Mutlaka birlikte yaptıkları bir plan vardır onların da bu dünyaya karşı.

Aynı Türkiye’nin ilk bilişim sektörü grevini kazanan İzmir’deki ÜNİBEL'li iki arkadaş gibi.

Tersinden söyleyecek olursam iki arkadaş yoksa örgüt de yoktur, bu dünyaya karşı yapılabilecek planlar da!