Popüler müzik üzerine

Müzik yazarı yönümle popüler müzik türü üzerine pek az yazı yazdım. Bu benim kusurum, ya da eksikliğimden değil, herhalde Türkiye’de popüler müzik örneklerinin çoğunlukla yetersizliğinden kaynaklanıyor.

Oysa kim olursa olsun, hangi sınıf ve tabakadan olursa olsun, hayata ve insana sevgiyle bakan kişi, tabii ki düzeyli popüler müzik parçalarını da dinler. Eğer o kişi, müzik üzerine yazılar yazıyorsa, popüler müzik konularına da el atacaktır.

Bana soracak olursanız popüler müziğe genel olarak baktığımızda, popüler türün en değerli uluslararası çeşidi caz sanatıdır. Çocukluğumdan bu yana, fırsat buldukça caz müziği dinlemişimdir.

Her şeyin bir yeri var. Sabahtan akşama kadar Bach dinleyen birinin ruhsal sağlığından şüphe ederim. Çünkü o, hayatı anlatan müzik sanatı yelpazesinin ne gibi renkler taşıdığını sezememiş, kendini 18. yüzyılın müziğine mahkûm etmiş demektir.

Her neyse… Ben burada müzik türleri üzerine temel bir ilkeyi belirtmek istiyorum okurlarıma:

“Şu tür müzik, bu tür müzik yoktur; iyi müzik, kötü müzik vardır.”

Bu ilkeyi açıklamaya gerek var mı?

Hangi türde olursa olsun iyi müzik, insanı saran, daha ilk dakikasında sizi kendine çeken, size yüreğini açan ve doğrudan yüreğinize seslenen müziktir. Mozart’ın müziğinde de bulabilirsiniz bunu, Bessie Smith’in söylediği caz şarkılarında da… Ben, başta Karacaoğlan olmak üzere, halk şairlerimizin nice parçasını dokunaklı bulurum. Âşık geleneğinin son kuşak halk sanatçılarından Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım”, Ali İzzet’in “Sakınırım, kıskanırım” adlı eserlerini dinlerken içim titrer. Bu parçaların sözlerinde ve ezgilerinde, herhalde insanın yüreğine ılıkça değen bir şeyler vardır.

Nedense bizim popüler parçalarımızda uyumu ve içtenliği zor buluyoruz. Doğrusunu isterseniz, biçim güzelliğine, sadeliğe, yumuşak bir söyleyişe önem vererek derinlik kazanan popüler şarkılarımız pek az. Aslında, dünyanın her yerinde böyledir bu: Avrupa ve Amerika’da, özellikle yirminci yüzyıldan başlayarak sanayi haline gelmiş olan popüler müzik parçalarının üretimi, her yıl binlerce şarkıyı içeriyor. Onların içinde, hangi kıtada olursa olsun insanın yüreğinde yer eden parçalar da çok az!

Ama kimi şarkılar, “unutulmayanlar” arasına girer, öyle değil mi?